İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Kürt sorununun abece'si (1)

Kürt sorununun abece'si (1)

18 Mayıs 2011 Çarşamba, 08:32

Bejan Matur

Karmak bir soruna basit bir okuma denemesi...


Şehir Üniversitesi'nde bir konferansa davetliydim. Konu Kürt sorunuydu. 'Dağın Ardına Bakmak' kitabı vesilesiyle çözüm konuşuldu. Dilim döndüğünce düşüncelerimi aktardım. Kürt sorununun kaynağı, tarihsel kökleri, bugün geldiği yer üzerine değerlendirmeler yapıldı.

Mir'lik sisteminden, Mahmur kampına uzanan konuşma, konferansta bulunan akademisyenlerin de sorularıyla samimi bir hal aldı. Söylenenler ne kadar acı olursa olsun dinlemeye, sükûnetle anlamaya gayret etti herkes.

Toplantının bitiminde 'zarif' giyimli bir hanım, bana doğru gelerek 'Söylediklerimi lütfen yanlış anlamayın. Sizi sevdim ama neden kendinizi ayırıyorsunuz, neden kendinize ısrarla Kürt diyorsunuz, bu bana acı veriyor, sizi kendimden ayrı görmüyorum ki ben.' dedi. Kadının sözlerindeki samimiyet, Kürt olduğumu ifade edişimden duyduğu acı ne yazık ki gerçekti. Kendimi Kürt olarak tanımlamam ona acı veriyordu.

O günkü konuşma hâlâ zihnimi meşgul ediyor. Kürt sorununun tırmandığı, olumsuz duyguların görünür hal aldığı zamanlarda o kadının yüz ifadesini hatırlıyorum.

İşin siyasi argümanlara konu olan tarafı bir yana, 'Kürt sorununa muhatap kesimlerin psikolojik bariyeri nedir?' sorusuna verilecek esaslı bir cevap gibiydi söyledikleri.

Kabul edin ya da etmeyin Kürt sorunu artık, hepimizin yapmaya hevesli olduğu sofistike yorumlardan daha basit tarif edilebilecek bir psikoloji sorunu. Siyaseten atılan adımlara rağmen, Kürtlerin kendilerini 'özne' olarak tarif etme ihtiyacı ve bu özne oluşa onay vermeyen duygusal ezberler Kürt sorununun geldiği yeni aşamayı ve muhataplarını yansıtıyor.

Gayet medeni bir ortamda dinlediği bir insanın kendini tarif edişine, durduğu yerden bakarak, 'Neden kendine Kürt diyorsun, bu bana acı veriyor' diyen psikoloji, herhalde meselenin gizli düğümünü oluşturuyor. Kürtlerin kendilerini özne olarak tarif etmelerinin önündeki engellerin en dipte olanı bu üzüntü olsa gerek.

Seksen yıl boyunca bize anlatılan tarihin, gerçekliğin; gerçek olmadığını, kurgunun yenilenmesi gerektiğini talep etmek bir yana, dillendirmek bile toplumdaki bir kesime üzüntü verdiğine göre.

O gün, o kadının acı çektiğine sahiden inandım. Yüzüne yansıyan gölgenin şahidiyim. Fakat neden acı çektiği üzerine hiç düşünmemiş olmasını da daha büyük bir mesele olarak görüyorum. Sorunun dikiş yeri galiba burası.

Bu üzüntünün yarattığı korku dağı, Kürtlerin kendilerini özne olarak tarif etmelerinin önünde bir 'yeterince anlayamama bariyeri' oluşturuyor. Üstelik aynı ruh hali sadece halkta değil, devleti yönetenlerde de var. Devletin soruna çare bulmamasının sebebi, en azından son dönemde, biliyor da kasıtlı olarak gereğini yapmıyor diyeceğimiz bir durum bile olmayabilir sahiden! Asıl vahamet de bu galiba; iktidar partisi dâhil devletin tepesindekilerin çoğunda Kürtlerin derdinin aslında ne olduğuna dair net bir kanaat oluşmuş değil. Başbakan 'Açılım yaptım daha ne istiyorlar, çabamın karşılığı bu mu olmalı?' anlamına gelen ruh haliyle belki de aynı duygusal bariyere takılıyor. Bu bariyer, iktidar partisinin yanı sıra muhalefet partilerinde de mevcut.

'Türklük' kimliğinin içinde eridiklerine inanan, kardeşliği öyle tarif edenlerin duygusallığı, bir rengin diğerlerini yok etmesine, başka hayatlara yer bırakmamasına yeterince güçlü bir itiraz sunamıyor çünkü.

Türk ulusal kimliğini oluşturan değerlere, korkulara sıkı sıkıya bağlı olan bu duygusallık, 1925'ten sonra eğitim, siyaset, darbeler ve başka baskı yöntemleri ile tüm Türkiye halkına dikte ettirildi. Bugün geldiğimiz noktada politik alanda sınırlı mesafeler alınmış olsa da, özellikle sıradan Türk vatandaşın gözünde bir Kürt'ün 'Kürt olduğunu ifade etmesi' sebebi tam da açıklanamayan bir acı çekme nedeni olabiliyor.

Devamı cumaya...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız