Alevi diye diye çakıyor

12 Mayıs 2011 Perşembe, 08:38

Safile Usul/gazeteport

Başbakan önceki gün Afyon mitinginde de devam etti.

Neye?

"Kılıçdaroğlu Alevidir" mesajı vermeye.

Bakın şimdi şu sözlere…

“Kılıçdaroğlu Alevidir ama Hacı Bektaşi Veli’nin sözlerini tutmuyor. Hacı Bektaşi Veli ne demiştir? Eline, beline, diline sahip olacaksın. Bunlar ama hiçbirisine sahip olmuyorlar. Biz Hacı Bektaşi Veli’yi onlardan daha çok severiz.”

Bu cümledeki amaç ne?

Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu Sünni halkın kafasına sokmak ve bu yolla, “Alevi’ye oy vermeyin” mesajını iletmek.

Bu mesajı açıktan veremez.

Neden?

Hem siyasi racon standardına uymaz, tüm dünya ayıplar, hem de anayasal suç.

O nedenle, “Hacı Bektaşi Veli’yi biz onlardan daha çok severiz” cümlesi ile soslu saklama yapıyor.

Peki, cümledeki, “onlardan” aslında kim?

Aleviler.

“Onlar”, yani Aleviler, “biz”, yani Sünniler.

Bu siyasi propagandayı yiyen herkese afiyet olsun.

Bu ülkede 1960’ları, 70’leri, 78’i, 80’leri, 90’ları, 2000’lerin başlarını yaşamış olup da, bu tarz bir cümleyi lanetlemeyen herkese bu cümle afiyet olsun.

Şimdi yine.

Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğu algısını yerleştirmek için neden bu kadar azimli?

Çünkü…

Kılıçdaroğlu insan tipi, insan kişiliği olarak Erdoğan’ın anti-tezi bir tip ve bu anti-tez Türkiye’de psikolojik olarak etkili oluyor.

Otoriter ve ezici lider tipine karşı yumuşak ve otoritesini birey iradesinin önüne geçirmeyen insan tipini simgeliyor Kılıçdaroğlu.

Bu nedenle hatta AKP tabanında da seviliyor.

Geçen gün geçerken uğradığı Bayrampaşa AKP İlçe Teşkilatı’nda alkışlanması bu sebeptendi

Kılıçdaroğlu bu nedenle kendi parti tabanında da, Erdoğan’ın AKP tabanında sevildiğinden daha çok seviliyor.

Erdoğan bunu gördüğü için Kılıçdaroğlu’nun bu etkisini kırmaya yönelik olarak, elinde başka da malzeme olmadığı için, mezhepçiliğe başvuruyor.

Sünni seçmen tabanını Kılıçdaroğlu “tehlikesinden” korumak için tarihin en karanlık labirentlerinden olan mezhepçiliği seçim kampanyasının ana menüsüne bu nedenle aldı.

Bayrampaşa olayı da gözünden kaçmadı ve çok sinirlendi muhtemelen. (bu arada, Bayrampaşa AKP teşkilatının başına ya bir şey gelmiştir, ya da gelecektir diye düşünüyorum)

Bir şey daha bu konuya dair.

Her dönem bir önceki dönemin anti-tezini geliştirir zaten, ki, Kılıçdaroğlu otoriter siyasi lider döneminin anti-tezidir ve Kılıçdaroğlu bence her daim bu anti-tezi vurgulayıcı kalmalıdır.

Şimdi, bir de Demirel meselesi var.

Erdoğan son günlerde, “CHP’nin yeni milli şefi” sözleriyle Demirel’i hedef alıyor.

Bunun amacı da CHP’li seçmende, “Partinizi Demirel ve sağcılar ele geçiriyor” algısı oluşturmak.

Hükümet’e yakın basın da, “Demirel adamlarını CHP’ye soktu, sonra CHP’den ayrılıp Meclis’te sağ parti grubu kuracaklar” tezini işliyor.

Yani, Erdoğan CHP seçmenini de, “işlenecek kalas” olarak menüsüne almış vaziyette.

POMEM’cilere not: Çocuklar dün yine posta kutumu doldurmuştunuz. Sizi çok sempatik buluyorum. Öncelikle bunu söylemek istiyorum. Sizinle ilgili Ahu Özyurt yazdı ama tamam benim de bu konuya dair yazacaklarım var.