İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZAR YAZI

Kasete alınanlar özel yaşam mı?

Kasete alınanlar özel yaşam mı?

11 Mayıs 2011 Çarşamba, 06:44

Ruhat Mengi/Vatan

Bir tek Deniz Baykal’ın kaset tartışması vardı, önceleri onu koruyormuş veya “onun kaseti yüzünden istifası üzerine başka genel başkan seçilmesi yanlış bir durummuş” gibi görünen iktidar partisi seçim yaklaştıkça “beline hakim olmadı gitti, ne özeli, bu senin karın değil ki” söylemini tekrarlamaya başlamıştı. Ki Türkiye’nin bugünkü siyaset ortamında olacağı da budur, Baykal olayının hemen ertesi günü TV programımda; medeni ülkelerde yapılacağı gibi “neden derhal istifa etmesi gerektiğini” söylerken diğer nedenler yanında bunu da vurgulamıştım. O zaman programdaki hukukçular bile “istifanın kasete prim vermek” olduğunu belirterek tepki göstermişlerdi ama zaman gerçeği anlattı.

İNÖNÜ “GÖZÜM GÖRMESİN” DEMİŞ

Yine seçim yaklaştıkça ortaya başka partilerden “gizli ilişki” kasetleri de dökülmeye başladı. Bu durum bizim ülkemizde bile daha önce görülen bir tablo değil, Adnan Menderes döneminde onun gizli ilişkileriyle ilgili kasetler önüne getirildiğinde İsmet İnönü “ilkeli siyasetçi” örneği göstererek “Kaldırın bunları, gözüm görmesin” demiş.

Bugün yapıldığı gibi “beline hakim olamadı, eşi değil ki” benzeri laflarla hem de “sorumlu şahsı değil, yeni genel başkanı ve tüm partisini yıpratma amaçlı” kullanmayı düşünmemiş ama sonuçta o günden bu yana benzer olaylar yaşanmadı. Demek ki artık bunları da dinleyeceğiz, öyle görünüyor.

HÜRREM SULTAN DİZİSİ!

Baykal olayından sonra MHP’de de arka arkaya ortaya çıkan kasetler yalnız ilgili siyasetçileri değil, seçim arifesinde genel başkanlarını ve partilerini sıkıntıya sokuyor. Dün hem Bağımsız Milletvekili Adayı Altan Tan’ın “Başbakan bazı yakın arkadaşlarının ve bakanlarının kasetlerine dikkat etsin, onların kasetleri piyasaya düşerse 66 bölümlük Hürrem Sultan dizisi ortaya çıkar” dediğinin haberi vardı.. Hem de MHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Didinmez kendi kasetiyle ilgili olarak Devlet Bahçeli’nin “istifa et” talebini “Bu benim özelimdir, sorumluluğum sadece aile fertlerine karşıdır” diyerek reddettiğinin.. Acaba Didinmez haklı mı?

Gerçek demokrasilerde insanların gizli ilişkileri bile özel yaşamı sayılır ve gerçekten ‘sadece kendilerini ve ailelerini’ ilgilendirir. Ama burada öncelikle ‘gerçek demokrasi’ tanımı önemli, Türkiye gibi her vatandaşın tek tek fişlenip-izlendiği-dinlendiği keyfe göre kasetlere alındığı bir ülkede hangi hakkı, kimden soracak, hangi “bağımsız” mahkemede hak arayacaksınız ki artık? Bunu unutun bir.

ÜLKE YÖNETENİN ÖZEL YAŞAMI

İkincisi, evet gizli ilişki bile özel yaşamdır ama ‘sıradan vatandaşlar’ için.. Türkiye gibi koca bir ülkeyi yönetmeye talip siyasetçilerin gizli ilişki veya yolsuzluk gibi olayları “özel yaşam” sayılamaz ve normal şartlarda (Berlusconi dışında, onun hayatı yalama oldu) hiçbir hukuk devletinde, hiçbir Batı ülkesinde böyle bir siyasetçi koltuğunda kalamaz (Clinton’ı da hatırlayın.)
Onun için bıraksınlar bu “özel yaşam” israrını, bir siyasetçi ya da toplum önderi özel yaşamına dikkat etmekle sorumludur, ilişki kaseti ortaya çıkacak kadar sorumsuz davranan veya başka ‘yolsuzluğu’ ortaya çıkan biri “milletvekili adayı” bile olamaz, kendisi çekilmelidir. Kaseti ailesinin, bir çetenin ya da herhangi birinin ortaya çıkarmış olması da durumu etkilemez. Bu Baykal için de geçerlidir, Didinmez için de..

Ayrıca, rakip partiler diline doladığına göre “Ben kendi ilimde kuvvetliyim, aday yapmak zorundasınız” tehdidiyle aday olmak partisini sevmek midir acaba, yoksa bencillik mi?


*****

‘Cumhuriyet kalmalı’ mı, nasıl yani?

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tüm israrlara rağmen ipucu verilmeyen ve seçim sonrası açıklanacağı söylenen yeni anayasa konusunda bir konuşma yapmış. Ben her konuşmanın “nedeni” olduğuna inananlardanım, onun için de hemen; örneğin BDP’nin onun söylediklerinden gerekli anlamı çıkaracağını düşündüm.

Arınç “yeni anayasa için hiçbir acelelerinin olmadığını” belirttikten sonra (oysa millet önemli konulardaki değişiklikleri açıkça öğrenmeliydi) diyor ki; “Anayasa’daki değiştirilemez maddelerden sadece ‘Türkiye devleti bir cumhuriyettir’e dokunulmasın”. Devamında ise “Demokratik-laik-sosyal- hukuk devletidir” dedikten sonra “demokrasinin içinde bu tür statüko veya dogmatizme gidişin olmaması gerektiğini” söylemiş.

İÇİ BOŞ BİR KAVRAM

Bu da; “Türkiye devletinin laik olması, sosyal ve hukuk devleti olması” da artık statüko olarak görülmeye başlandı anlamına geliyor olmalı. Ne güzel(!) artık “zaten hiçbir şeyin anlamı-önemi kalmadı” noktasına vardık demek ki..

Hak-hukuk kalmadı, arayacak merci de kalmadı o biliniyor, “siyasete, devlet yönetimine din işlerinin karıştırılmaması, devletin belli bir dine-mezhebe-inanca taraf görünmemesi” demek olan lakliğin de onun yolunda olduğuna gelmiş sıra..Ama bu konuşmadan “değiştirilemez maddeler arasındaki vatandaşlık tanımı, devletin-milletin bölünmez bütünlüğü gibi kavramların” da değiştirilebileceği anlamını çıkarmak da mümkün, zira “sadece ‘cumhuriyet’e dokunulmasın” deniyor. Peki içi boş cumhuriyetin ne anlamı kalacak?

LİBYA, SURİYE, MISIR!

Bugün halklarının “diktatörlüğe isyan edip ayaklandığı” Suriye ve Mısır “Birleşik Arap Cumhuriyeti” idi, bugün bizim bile “hemen istifa etsin” dediğimiz Kaddafi’nin yarattığı dikta devletinin adı bile “cumhuriyet”ti..

Seçimde hile yapıldığı için sokaklara dökülen kendi vatandaşlarını devrim polislerine öldürten, despot yönetime sahip İran’ın adı da “İran İslam Cumhuriyeti”.. Demek ki “cumhuriyet” tek başına kurtarmıyor. Bülent Arınç’ın bunları da açıklaması gerekir değil mi?

Bir şey daha var; BDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Türkiye büyük ülke, tek bir merkezden, tek bir başbakanla yönetilemez” dedikten yani “ayrı başbakan olacağını” da anlattıktan sonra tekrarladığı “özerklik” talebi..

Tam da “bir tek cumhuriyet kalsın” ile aynı gün..

Ne tesadüf demez misiniz? Yeni anayasada bu konuda ne yapılacağını sormaz mısınız?

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız