CHP’ deki siyahi direnişçi:Son Mohikan Gürhan Akdoğan.

07 Mayıs 2011 Cumartesi, 10:41

Aysun KARLI /Bursa Gerçek

“Fransızların “Marseillaise” inden, Kübalıların “Che Guevara”sına, Amerikalıların “We Shall Overcome”ına kadar, özlemlerini, hayallerini ifade etmek veya taraftarlarının morallerini yükseltmek için şarkıların yardımına başvurmayan bir devrim herhalde pek yoktur.” demişti bir üstad…

Bugünkü siyaset içinde devrim mevrim hak getire.

Ama durum öyle bir hal aldı ki dün adeta Son mohikan gibiydi Gürhan Akdoğan.
CHP ve devrimlerden söz ediyordu ancak görevden alınıp koltuğu teslim ederken de içinden siyahi direnişçilerin şarkısını mırıldanıyor gibiydi…
we shall overcome, (yeneceğiz)

we shall overcome some day. (bir gün yeneceğiz)

oh, deep in my heart (i know that) (oh, kalbimin derinliklerinde)

i do believe: we shall overcome some day. (inanıyorum ki: yeneceğiz )

well walk hand in hand.

we shall live in peace. (barış içinde yaşamalıyız)

we are not afraid. (korkmuyoruz )

we shall all be free
Tabi kimsenin bunları iplediği yok.

İnceden inceye geçirdi, isim vermeden değişime etken olanları adres gösterdi.

Hem kırgın hem değildi hem de yanında bir süre önce ayrıştığı eski PM üyesi Ali Nihat Irkörücü’yle nokta değil virgül koyuyorlardı.

Neyin nokta ve virgülü bu peki?

“Görev isteyeceğim’ dese de zaten o görevi verecek olanlar yol ayrımına girmişlerdi.

Bir çok hatanın sonucuydu..

‘Pişman değildi’ ama iş işten geçti artık.

Küsüp gitmeyecek, istifa etmeyecek, okları onlara yöneltmeyecek de o fırsatı ilk yakaladıklarında da herkes birbirini ısıracak..

Bu saatten sonra çok yazılıp çizilecek bir şey de yok.

Sokakta ki adamın umurunda değil partinin içindeki millet ekmek derdinde.

Toplantı sonrası Abdullah Özer’ de söz aldı. Halen vekil.

Açtı ağzını yumdu gözünü. Allahtan kameralar kayıtta da bu kez ‘ben söylemedim’ deme şansı yok.. Zaten Akdoğan’ da elinde mi metne sadık kalmıştı.

Herkes birbirine sadıktı sözcükler bile.

Has odada Sultan Sülayman’a yakınlaşan intikam peşinde ki Sadıka (Victoria) gibi.

Hançer sağ bacakta saklı.

Diyordi ki Özer’ de CHP’ de ki değişimi özetlerken..

“Bu ABD’ nin programı. Fethullahçılar, Dervişçiler, 2. Cumhuriyetçiler, tarikatçılar var artık partide..’

Bir nevi işgalden söz ediyordu sağa yanaşan liberal CHP için.

Yoruma gerek yokta ama galiba artık bir solcu onlar kaldı…

Kimler mi? TKP’liler…

Onlar başka bir CD ile çıktı piyasaya.

Türkiye Komünist Partisi'nin 2011 seçimleri için hazırlamakta olduğu kısa film serisinin ilki tamamlandı.
"TKP kimlerden oy istemiyor?" teması ile hazırlanan filmlerin ilkinde "çocuklarının, bencil, çıkarcı, pısırık olmasını, haksızlıklara boyun eğmesini isteyen anne babalara" sesleniliyor ve TKP' ye oy vermemeleri isteniyor.

Galiba CHP’ nin de bu filmi izleyip bayağı ders alması gerekiyor.

Ya da yeni bir cd çıkarıp ‘bize bu yüzden oy vermeyin’ bile diyebilirlerde!

Hatta fırsatları olursa solda ki bu incik boncuk içinde adayları Salih Çam, Ulvi Yavuz, Eylem Yentürk ve Mehmet Yavuzkan’ı dinlemelerinde yarar bile olabilir.

Ha bu tabi ki mümkün değil çünkü kendilerini bile dinlemiyorlar.

Seçime 52 gün kala yine kayyum kültürüne dönen CHP nasıl iktidar olacak anlamaya çalışıyorum…

Dedim ya sol şeritte bir onlar kaldı, sağ şeritte abanma demokrasisi şarıl şarıl eylemde.