|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Terör bitmedi, kitleselleşti
05 Mayıs 2011 Perşembe, 08:40
Can Ataklı/Vatan
|
|
Başbakan Güneydoğu konusunda çok sıkıntılı. Ne yapacağını bilemez halde. Kendi yarattığı politikanın altında kalmaktan korkuyor.
Konuyu baştan alalım. İktidarının ilk yıllarında Kürt sözünü fazla ağzına almadan Güneydoğu sorununu yok sayıyor, terörle mücadeleden söz ediyordu. Sonra birden Diyarbakır’a gitti, bölgeye yatırım sözü verdi. Bu girişim bölgede heyecan yarattı.
Ardından tekrar bir “terörle mücadele” söylemi dönemi başladı. Ama arada Kürtçe televizyon açarak bölge halkına mavi boncuk dağıttı.
Derken bir “Kürt açılımı” başladı. Çok belli ki Amerika’nın talebi üzerine alelacele başlatılmış bir girişimdi. İçeriği yoktu. Bu nedenle kapı kapı gezildi, gazetecisinden yazarına, sivil toplum kuruluşlarından iş adamlarına, siyasetçisinden Kürt milliyetçisine kadar herkesten görüş istendi.
Onca görüş belirtilmesine rağmen iktidar kamuoyunun önüne bir türlü derli toplu bir proje çıkaramadı.
Üstüne gelen Habur kapısından törenli giriş AKP tabanında büyük rahatsızlık yaratınca Kürt açılımı oldu, “Kardeşlik projesi”; tutmayınca “Demokrasi açılımı.”
Seçimlere doğru Kürt hareketi etkisini iyice artırınca iktidar gözünü bölgedeki, eskiden MSP ve AP’ye giden dinci oylara dikti. Kürt kimlikli olanları ise BDP’nin hâkimiyet alanında bıraktı.
Şimdi ise Kürt sorunu olmadığını, sadece bazı Kürtlerin çözülmesi gereken sorunları olduğunu vurguluyor. Erdoğan’ın geldiği nokta aynı zamanda çok şaşırtıcıdır. Çünkü “Kürt sorunu yoktur” diyorsa, özellikle maskeli yandaşların özlemle beklediği yeni anayasa da hayal demektir.
Başbakan artık Kürt sorununun kalmadığını “terör bitti” iddiasına dayandırıyor. Erdoğan son zamanlarda herhangi bir yerde bomba patlamamasını, birine suikast yapılmamasını ve askeri birliklere saldırıda bulunulmamasını “terör bitti” olarak niteliyor.
Ancak bu doğru bir teşhis değil. Çünkü bu anlamdaki terör yok belki ama, terörün asıl hedefi olan kitlesel kalkışma olgusuyla karşı karşıyayız ki, terör bunun yanında solda sıfır kalır.
İktidar belki gözünü kapatmayı tercih ediyor, hiç dillendirmeyerek bir şey olmadığını göstermeye çalışıyor ama Güneydoğu bölgesi yangın yeri gibi. Nisan ayının başından beri sürdürülen sivil itaatsizlik Güneydoğu’da dalga dalga yükseliyor. Her ne kadar polis kurulan direniş çadırlarını zorla yıksa da, kalabalıkları gaz bombalarıyla, tazyikli sularla dağıtsa da bölgede kalkışma sahneleri yaşanıyor.
YSK kararından sonra yaratılan şiddet, dehşet ve terör ortamını da görmezden gelemeyiz. 1 Mayıs’ta Taksim’de Atatürk Anıtı’na Apo posterleri asmak ve Atatürk heykelinin boynuna PKK bayrakları dolamayı ise hiç saymıyorum.
Bütün bunlar Başbakan’ın “terör bitti” dediği Türkiye’de yaşanıyor. İstesek de istemesek de, saklasak da saklamasak da Güneydoğu’da çok ciddi olaylar yaşanıyor. Ve Türkiye bu ortamda seçime gidiyor. Seçimlerin güvenliği bile tehlikededir.
*****
Kadının omzuna sarılmak yasak
Bir okurumdan aldığım mektubu sizlerle de paylaşmak istiyorum. Çünkü anlatılan, 2023 vizyonuna hazırlanan İstanbul’da bazı zihinlerin hâlâ nerelerde olduğunu gösteren ibret verici bir olay:
Erkek arkadaşımla “bir pazar kahvaltısı ile güne başlayalım” dedik ve Rumeli Hisarı’nda, çok güzel Boğaz manzarası ve kahvaltısı olduğunu duyduğumuz Oba Restoran’ı denemek istedik. Kahvaltısı gerçekten güzel, manzara harika. Nezih bir ortam. Arka masamızda bir çift daha vardı. Kahvaltılarını bitirmişler, Boğaz manzarasını izlerken erkek kızın omzuna kolunu atmış, kız da başını erkeğin omzuna dayamış manzarayı seyrediyorlardı.. Garsonun onlara “beyefendi biraz daha mesafeli oturur musunuz?” dediğini duydum. Önce yanlış anladığımı sandım, otoparka indiğimizde arkadaşıma aynı şeyi duyup duymadığını sordum. Bu sırada otoparkta görevli olan ve mekânda çalışan kişi bize dönüp “buranın çok katı kuralları vardır” dedi. Biz ne demeye çalıştığını sorduğumuzda “yanındaki eşin bile olsa öyle kolunu omuzuna atıp oturamazsın, buna göz yuman birçok garson işten atıldı” dedi.
Tabii ki bir daha asla tercih etmeyeceğimiz bir yer, tabii ki insanlar istedikleri yere gitmekte özgürdürler. Ancak Can Bey, yakında haremlik selamlık oturma düzeni dediğimiz bir düzen mi gelecek, gerçekten merak içerisindeyim. Ben 28 yaşında bir kadınım ve gerçekten geleceğim için endişeleniyorum..
*****
Kim demiş “Hükümetler kendilerinden olmayan belediyelere ilgi göstermez” diye! Baksanıza CHP’li belediyeleri durmadan polis ziyaret ediyor! (Gani Yıldız)
*****
Sormak çok ayıp ama...
Başbakanlık bütçesine her yıl örtülü ödenek olarak bir fasıl konur. Harcama yetkisi sadece Başbakan’a aittir. Bu parayı canının istediği yere harcayabilir. Hesabı da sorulmaz. Sadece bir tutanağa geçirilir, her yılın sonunda yeni bütçe gelince de bu tutanaklar imha edilir. Bu uygulama Başbakan’ın namusuna gösterilen bir saygıdır. Herhalde bir ülkeyi yöneten başbakan hesabını veremeyeceği bir harcamada bulunmaz diye düşünülmüştür. Geçen yıl Başbakanlık bütçesinden örtülü ödenek için ayrılan para 230 bin liraydı. Ancak yıl sonunda yapılan harcama toplamı tam 390 milyon 441 bin 624 lira olmuş. Yani ayrılan bütçenin 1698 kat fazlası harcanmış.
Başbakan’ın bu parayı kendi özel keyfi için harcamış olacağına asla inanmam. Ama ortada da bir gariplik var.
Demek ki 2010 yılı içinde bizlerin hiç bilmediği bazı olaylar yaşanmış ve devlet açıktan harcama yapmak yerine örtülü ödeneği kullanmış. Elbette “Bu parayı nereye harcadınız?” diye sormak çok ayıp. Buna karşı 230 bin lira yerine 349 milyon lira harcanmış olması da çok şaşırtıcı.
Sahi gizlice 390 milyon lira harcanmasına neden olan gelişme neydi 2010’da?
*****
Torpil
İki emekli asker birbirlerine kendi askerliklerinin çok daha “zorlu” geçtiğini iddia ediyorlarmış, iş neredeyse kavganın eşiğine gelmiş, “Bana bak” demiş birincisi, “Ben ülkem için tam 3 savaşa katıldım tamam mı?.. Acemi eğitimimden hemen sonra Okinawa adasına çıkartma yaptık, kanla yıkanmış kumsalda günlerce parmaklarımla kazıya kazıya ilerledim, bizi engellemeye çalışan makineli tüfek yuvasını bir el bombasıyla yerle bir ettim, daha sonra Kore’ye çıkartma yaptık, karşı topçu ateşi altında düşmanı Çin sınırına kadar santim santim süpürdük, daha sonra arka arkaya 3 defa Vietnam’a savaşmaya gittim, sonuncusunda yakalandım ve beni nehrin içinde, su boğazıma kadar bir bambu kafeste 6 ay hapsettiler, üzerime sülükler yapıştı, dişlerimle bambuları kemirerek kaçtım... N’aber?..” “Şanslı hergele” demiş diğeri sırıtarak, “Torpilin mi vardı ha?.. Hep deniz, hep kumsal ve hep nehir kenarı görevleri?..
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|