İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli’nin yaptığı açıklama, işaret fişeğidir

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli’nin yaptığı açıklama, işaret fişeğidir

04 Mayıs 2011 Çarşamba, 12:25

Huriye Gül Kolaylı/Haber

"Sevgili Yüksel Baysal “Cumhuriyet kızı Sena Kaleli’nin Cumhuriyetçiliğinden kim şüphe edebilir Allah aşkına!” demişsin. Ben ediyorum…

Eğer iktidar olmak için her şey mubahsa, o zaman kimse AKP’yi dini kullanıyor diye eleştirmesin…

Biz 1980 öncesi kuşağız, diyalektik düşünmeyi, sorgulamayı, şüphe etmeyi öğrendik…

Cumhuriyetten ne anlaşıldığına bağlı; yeni ya da ikinci Cumhuriyet kastediliyorsa, başka tabii..

Bazen yazmak istediğim bir konuyu buzdolabına koyar, orada biraz bekletirim… Biraz soğumasını beklerim…

Yeni Dönem Gazetesi yazarlarından Yüksel Baysal’ın 30 Nisan tarihinde yazmış olduğu yazının cevabını da öyle yaptım…

Baysal “Evet, Sena Kaleli haklı, cemaatler bu ülkenin gerçeği!” başlıklı yazısında Sena Kaleli’nin Bursa basınında en sert eleştiriyi aldığına dikkat çekerek, “Özellikle de iki bayan meslektaşımızdan salvo biçiminde eleştiriler geliyor. Bunda Sena Kaleli’ye bağlanılan umutların yarattığı hayal kırıklığının payı çok olsa gerek… Bu arkadaşlarımıza söylemek gerekiyor ki, belki de yanlış olan bu kadar çok umutlanmaktı.”

Kadın gazetecilerden birinin “ben” olduğumu düşünüyorum…

(Ayrıca Kaleli Bursa basınındaki kredisini kötü kullanmıştır; gazeteci kökenli köşe yazarları arasında 3, 4 kişi hariç tümü Sayın Kaleli’yi eleştiren yazılar yazmaktadırlar.)

Doğrudur; yaşananlarda hayal kırıklığının payı büyüktür…

Zira, Sena Kaleli Büyükşehir Belediye Başkan adayı iken koşulsuz destekledik.

Bursa’da ilk kez bir büyükşehir belediyesi için bir kadın aday vardı…

Destekledik, ama kazanamayacağını, ana hedefinin milletvekili olmak olduğunu da biliyorduk.

Zaten bunu da saklamamıştı…

Parti söylemlerine uzaktı; televizyon programlarında Ali Nihat Irkörücü’nün verdiği sufleleri herkes bilir…

O dönemde Kaleli, Deniz Baykal’a çok yakındı ve milletvekilliğini garantilemiş durumdaydı.

Daha sonra parti karıştı, Deniz Baykal istifa etti, ardından Kılıçdaroğlu Genel Başkan oldu ve Önder Sav’ın tasfiye süreci geldi gündeme…

İşte tam da bu sıralarda Genel Kurul öncesi, CHP İl Danışma Kurulu’nda Kaleli, o malum konuşmayı yaptı:

“Ben Atatürk’ün bekçisi değilim, olmak da istemiyorum. Eskiden bekçi vardı, mahalle aralarında düdük çalardı, şimdi mobese var!” dedi… Akdoğan da Atatürk’ün bekçisi olduğunu söyledi…

Daha sonra kendisi de çevresindekiler de aslında öyle demek istemediğin farklı mecralarda anlattılar...

(Aslında, Kaleli’nin danışmanına “Söyledikleri ve aslında söylemek istedikleri”; “Yaptıkları ve aslında yapmak istedikleri” şeklinde bir kılavuz hazırlayıp Bursa basınına dağıtmasını önerdim…)



Atatürkçülük ve laiklikten başka söylem yoktu!



Yıllardan beri yazdığım yazılarla Deniz Baykal’ı Hizib-in Sultanı ilan etmiş, Atatürkçülük ve laiklikten başka politika üretmediği için eleştirenlerden biriyim…

Geriye dönük yazı arşivlerim incelensin, tek bir başörtüsü ya da türbanı konu alan yazı yazmamışımdır… CHP’nin başörtüsü üzerinden siyaset yapmasını da hep yanlış bulmuşumdur.

CHP’de yeni söylemlere elbette ihtiyaç vardı; ancak geçmişini inkar ederek sıfırdan liberal bir parti inşa etmek başka bir şeydir.

2002 yılının ilk aylarında yazdığım bir yazıda Türkiye üzerine makale yazan Kanadalı bir gazeteciye atıfta bulunmuştum; adam, Türkiye’de AKP iktidarının, Kemalist ideolojiyi tasfiye için tek ve mükemmel seçenek olduğuna değiniyordu… Rahmetli Yılmaz Amca Akkılıç) çok kızmıştı bana, “Böyle ne idüğü belirsiz insanların görüşlerine aldanma. Bu ülkede Kemalizm tasfiye olmaz” demişti… İyi ki bugünleri görmedi, diyemiyorum, yaşasaydı, görseydi ve yazsaydı…




Kel alaka gibi ! Ama değil!

Öte yandan; Küresel Neocon ideologları, tıkanan kapitalist sistemin tıkacını açmak, yeni kaynaklar yaratmak için kafa yordular ve buldular...Burjuva devrimi sonrasında devletlerin anayasal güvence altına aldığı sağlık, eğitim, ulaşım, barınma gibi hizmetlere göz diktiler…

Hesaplarını yaptılar; 200 trilyon dolarlık bir pasta çıkarttılar ortaya… Öte yandan finans kapitalin önünün açılması gerekiyordu. Merkezi otoriteden daha bağımsız, daha hızlı dolaşımı sağlanmalıydı. Bunun için de ulus devletler yerine küçük küçük ülkeler hatta mümkünse, site/şehir devletleri olmalıydı…

Dünyaya, tüm hizmetleri ticarileştiren, sosyal devleti dinamitleyen GATZ anlaşması dayatıldı… Üstelik anlaşmaya imza atan ülkeler taahhütlerini geri alamıyorlardı ve uluslar arası tahkime tabiydi…

Türkiye GATS’i 1994 yılında imzaladı... Türkiye, taahhütler listesinin gelişmekte olan ülkelerin yüzde 18’lik oranından iki kattan daha fazlasını, yüzde 46,6’sını taahhüt etmişti.

Taahhüt ettiği sektörlerden bazıları şunlar: Posta ve telekomünikasyon; ilk orta ve diğer öğretimimin yanı sıra yüksek öğretim; kanalizasyon ve çöplerin toplanması; sağlık ve sosyal hizmetler, hastane hizmetleri; deniz, hava, demiryolu ve kara taşımacılığı…

Memlekette, “sağlık, eğitim özelleşiyor; ulaşım özelleşiyor; hizmetler taşeronlaşıyor” diye feryat edilip duruluyor ya! İşte tüm bunların altında “Yeni dünya düzeni”nin site şehir felsefesi ve GATZ anlaşması var…

BugünYıldırım’da “Parasız eğitim” diyen bir anne aslında yeni dünya düzenin karşı çıkıyor!

Bu müthiş dünya halklarını yoksullaştıran talanın önündeki en büyük engel ise ulusal/milli devletlerdi…

İşte bu nedenle ülkeleri bölüp parçalıyorlar, Balkanlarda, Asya’da, Ortadoğu’da devletler ufalanarak yeniden yapılandırılıyor…

İşte bu nedenle, Latin Amerika’da, Afrika’da, Asya’da, Ortadoğu’da dini cemaatlerle, Soroz’un beslemesi enciyoları ile dünya halklarını eğitip kalıplara sokuyorlar! Sonra da gelsin turuncu, yeşil, mavi devrimler!

İşte bu nedenle NATO toplantısı İstanbul’da yapılırken, Polis Akademileri’nin müfredatına buram buram çeviri kokan, “Yeni düşmanlar: Ulusal/milli hareketler” de dahil oldu…

Sonrası Silivri zaten…

Meseleye bu açıdan bakıldığında, CHP’de gelinen nokta, küresel egemenlerin yıllardır Türkiye’de başarmaya çalışıp da beceremedikleri bir şeydir. AKP bile bu kadarını düşünememiştir doğrusu…

Ekonomist Dergisi’nde yapılan yeni CHP’nin liberalleştiği, aşırı milliyetçileri partiden tasfiye ettiği yönündeki değerlendirme de Neoconlardan çakılan bir aferinden başka bir şey değildir aslında… CHP’nin aşırı milliyetçilerinin Kemalistler olduğu ortadadır…



İşaret fişeği…

CHP Genel Başkan Yardımcısı seçilmeden önce, Kaleli’nin Danışma Kurulu toplantısında yaptığı açıklama, işaret şişeğidir aslında…

Neyin mi? Sonrasında partisinin Bursa’daki aşırı milliyetçileri/ Kemalistleri tasfiye sürecindeki aldığı rolün…

Yıllardan beri seçimle gelenin seçimle gitmesini, demokrasinin gereğinin bu olduğunu savunduk… Akdoğan, Ahmet Memişoğlu ve arkadaşlarını görevden aldığında karşı çıktık. Daha sonra Ali Kalman uyduruk nedenlerle görevden alındı. O zaman da Akdoğan’ı şiddetle eleştirdik.

Akdoğan görevden alınırken de aynı refleksi gösterdik…

Şahin Gencal’ın il başkanlığı için imza toplanması; Sabah Gazetesi’nde yayımlanan profesör kocasından dayak yediğine yönelik haber…

Kendisini eleştiren Bursa basınını mobing tacizi yapmakla suçlaması…

Parti dışında toplantı yapmalar; Akdoğan’ı görevden alma hamleleri, göstermelik barış, ardından milletvekili aday listesi şoku ve Akdoğan’ın görevden alınışı…

Aday tanıtım toplantısına ne Akdoğan’ın ne de diğer Bursa milletvekillerinin çağrılmayışı…

Televizyon ekranlarına çıkıp bilgiç bigiç, “Dinin yaşama renk katan bir bilim” “Tarikat ve cemaatlerin de, gençlerde aidiyet duygusu oluşturan yararlı sivil toplum kuruluşları” olduğunu söyledikten sonra; parti tüzüğünün 1. Maddesini “sınav sorusu” olarak görmesi…

Meslektaşımız Ahmet Emin Yılmaz’ın Olay Gazetesi’ndeki köşesinde yazdığı üzere, gençlik kolları başkanını görevden alınmasındaki etkisi…

Bunların hepsi normal mi?

Başta da söylemiştim, elbette CHP’nin laiklik ve Atatürk’ten başka argümanları da olmalıydı… Ancak yeni CHP’de ne yazık ki, partililer Atatürk’ün adını ağızlarına almaktan kaçınmaktadırlar.

Eğer iktidar olmak için her şey mubahsa, o zaman kimse AKP’yi dini kullanıyor diye eleştirmesin…

Sevgili Yüksel Baysal “Cumhuriyet kızı Sena Kaleli’nin Cumhuriyetçiliğinden kim şüphe edebilir Allah aşkına!” demişsin. Ben ediyorum…

Biz 1980 öncesi kuşağız, diyalektik düşünmeyi, sorgulamayı, şüphe etmeyi öğrendik…

Cumhuriyetten ne anlaşıldığına bağlı; yeni ya da ikinci Cumhuriyet kastediliyorsa, başka tabii..

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız