|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Dua edin de Kobani düşmesin
28 Eylül 2014 Pazar, 10:40
Kadri Gürsel/Milliyet
|
|
Ankara’da şu yalın gerçeği bilmeyen yok ama bilmiyormuş gibi politika kurgulayanlar var: Suriye’deki Kürt bölgesi Rojava’da 2012’nin yazından bu yana süre gelen otonomi denemesinin öncü gücü PYD, Türkiye’den çıkan Kürt hareketi PKK’nın Suriye’deki kolu...
Bunlardan biriyle barış, diğeriyle savaş olmaz.
PYD’nin kontrolündeki Rojava kantonlarında yaşayan Kürtler, sınırın Türkiye tarafında kalan soydaşlarıyla akrabalık da dahil, kökü geçmişe giden yakın bağlara sahipler. Bu karşılıklı yakınlık, hakim siyasi hareketin gördüğü köprü rolü sayesinde artan bir duygu ve düşünce ortaklığı ile güçlenmiş bulunuyor. İki topluluk, Suriye ve Türkiye’de karşılarına çıkan tarihi fırsatın da büyüttüğü bir dayanışma içindeler.
Aklını peynir ekmekle yememiş olan herkesin görebileceği bu basit gerçek önümüzde duruyor...
Buna rağmen Rojava Kürtlerinin özerklik girişimine karşı “vekaleten savaş” yürütmek dahil türlü tedbirler alınırken, Türkiye’dekilerle “barış ve çözüm sürecini” berdevam kılmak mümkün olabilir mi? Böyle yaparak, sadece vaziyeti idare etmek mümkündür.
Türkiye Kürtleriyle vaziyeti idare etmek söz konusu olduğunda iktidarı kutlamak gerekir. Gayet başarılıdırlar.
2012’nin sonundan itibaren Kürt hareketinin hapisteki kurucu lideri Öcalan’ın angaje edilmesiyle yeniden başlatılan süreç şu ana kadar dişe dokunur bir somut adım atılmaksızın “çatışmasızlık durumu”nda tutulabildi.
Elbette ki çatışmasızlık durumu böyle sürüp gidebiliyorsa gitsin ve sorun kalıcı olarak çözülmese de iki tarafın gençleri en azından ölmesinler...
Madem ki Ankara’nın en büyük becerisi vaziyeti idare etmektir, o halde bugünkü konjonktürde çatışmasızlık durumunu güvence altına alabilmek için sadece Türkiye Kürtlerinin vaziyetini idare etmenin yetmeyeceğine de müdrik olunması lazımdır.
Bu iktidarın Rojava Kürtlerinin vaziyetini de idare etmesi gerekirdi. Oysa tam tersini yaptı. Kendi Kürtlerine sözde bir “yeni Türkiye” vaat ederken Rojava Kürtlerine “eski Türkiye” kafasıyla yaklaştı. Bu yazının anahtar kavramıyla ifade etmek gerekirse, hükümet Rojava Kürtlerinin özerklik vaziyetini hiç de idare etmedi. Sanki o özerklik Suriye’de değil de Türkiye’de ilan edilmişti ve mutlaka boğulması gerekiyordu.
PKK-PYD çizgisi ise 2012’den beri Ankara’yı, cihatçı örgütlerin Rojava’ya karşı saldırılarını her bakımdan desteklemekle suçlaya geldi. Türkiye’nin Kürt kantonlarına ambargo uyguladığını, insani yardımların geçişine bile izin vermediğini ve sınıra duvar ördüğünü devamlı surette iddia ettiler.
Ve derken kendilerine “İslam Devleti”, liderlerine de “halife” diyen, barbarlıkta rakipsiz bir terörist ordusu Ortadoğu’da tarih sahnesine çıktı.
Bazı Batılı ülkelerin “İslam Devleti” dememek için kullandığı Arapça kısaltmasının telaffuzuyla “DAİŞ” Suriye’de bulduğu iç ve dış destekle güçlendi; Irak’ın Sünni bölgelerinin çoğunu bu güçle zapt etti ve buralarda ele geçirdiği silah ve parayla daha da palazlanıp Suriye’de yeni fetihlere girişti. Korkunç düzenlerini Kürt kantonu Kobani’de de hakim kılmak için günlerdir üç koldan saldırıyorlar. Ankara sonunda sınırı açtı ve on binlerce Rojava Kürdü Türkiye’ye sığındı.
Bu Kürtlerin daha önce sığınan bir milyon 400 bin Suriyeliden bir farkı var: Bu insanlar başlarına gelen felaketten Ankara’yı sorumlu tutuyorlar. Türkiye’deki Kürt hareketi de aynı duygu ve düşünce atmosferinde yaşıyor.
Kobani’deki insanlık dramı Kandil’den Türkiye’ye savaş tehditleri olarak yankılanıyor.
Türkiye’nin Kobani’yle olan sınırı tam bir barut fıçısı.
Ankara’dakilerin Kobani’yle ilgili “güvenli bölge” ilanı gibi gerçek amacı belirsiz niyet ya da planları olduğu da anlaşılıyor.
Umarız bu tür planlar Türkiye’deki çatışmasızlık durumunun geleceği dikkate alınarak yapılıyordur. Çünkü üzerine titrememiz gereken budur.
Ülkemiz çoktandır, bu iktidarın yanlış Suriye politikasının sonucunda oluşmuş bir bumerang etkisinin istikrarsızlaştırıcı tehdidi altına girmiş bulunuyor.
Dua edin de Kobani düşmesin...
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|