Takas edilen IŞİD üyeleri kim

24 Eylül 2014 Çarşamba, 08:24

Göksel Bozkurt /YUR

Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD), Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimi ile “siyasi ve diplomatik pazarlıkla”, yani “takas” yaparak 49 rehineyi serbest bıraktığı artık sır değil.
Nitekim, Hükümete yakın gazetecilerden Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi, dün malumu ilan etti ve “IŞİD için önemli birkaç ismin takasta kullanıldığını” yazdı.

Takas edilen IŞİD elemanları kimler? Türkiye ve IŞİD arasındaki “pazarlık” başka hangi başlıkları kapsıyor? Türkiye bölgede kimin yanında duracak, nasıl bir tutum alacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan fidye ödenmediğini açıkladı ama “Velev ki takas dahi olmuş olsa...” diyerek ilk ipucunu verdi. Ardından kulislere “IŞİD’in üst düzey bazı isimleri ile takas yapıldığına” ilişkin haberler yayıldı. Takas MİT yasasında son yapılan değişikliğe dayanıyordu.

17 Nisan 2014'te revize edilen MİT Yasası, istihbarat örgütüne “yurt dışında operasyon gerçekleştirme” ve “takas” yapma görevini veriyordu. Yasanın 6’ncı maddesi ”Türk vatandaşı olmaması koşulu ile tutuklu ve hükümlü bulunanların milli güvenliğin veya ülke menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Dışişleri Bakanının talebi üzerine, Adalet Bakanının teklifi ve Başbakanın onayı ile başka bir ülkeye iade edilmesi veya başka bir ülkede tutuklu ve hükümlü bulunanlar ile takas yapılmasına” olanak tanıyordu.

YANIT BEKLEYEN 12 KRİTİK SORU

Ankara’da kafalar karışık ve karanlıkta kalan çok soru var. Yetkililer kamuoyunu ikna edici açıklamalar yapmaktan ısrarla kaçınırken, spekülasyon ve senaryolar gerçeğin yerini alıyor. Nedir yanıtı aranan sorular?

-Musul konsolosluğu neden zamanında tahliye edilmedi? MİT neden hükümeti uyarmadı? Uyardı ise neden tahliye gecikti? Bunda Dışişleri Bakanlığı’nın sorumluluğu nedir?

- Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde kabul ettiği 46 görevliye \'Konuştuklarımız, konuşacaklarımız bir de konuşamayacaklarımız var. Buradaki bu hassasiyetleri korumak durumundasınız. Korumadığınız zaman bunun farklı faturaları gelir” uyarısını neden yaptı? Erdoğan “fatura ağır olur” tehdidini neden savurdu?

-Görevliler, Dışişleri Bakanlığı ve MİT tarafından da “Konuşmayın yoksa mesleğinizden olur ve yargılanırsınız!” diye uyardı mı?

NEDEN SUSMALARI İSTENDİ?

-Görevliler ne biliyor da Erdoğan ve devletin ilgili birimleri susmalarını istiyor?

-Rehineler neden BM toplantısı öncesinde serbest bırakıldı? ABD havadan izleme dışında operasyona katkı verdi mi? Verdi ise hangi aşamalarında devreye girdi?

-Takasın ötesinde başka pazarlıklar söz konusu mu? IŞİD’E yakın “takva haber” sitesinde yer alan “‘Halife’ El Bağdadi’nin emriyle ‘Türkiye Haçlı İttifakına girmediği için’ rehineler serbest bırakıldı” iddiası gerçeği ne kadar yansıtıyor?

-IŞİD’E karşı çabalara ”askeri katkı vermeme, üsleri açmama” da pazarlığın bir parçası mı?

-Türkiye içinde ve geçiş noktalarında” IŞİD’e göz yumma, silah yardımını görmezden gelme, yaralıların tedavisi için sınırları açık tutma, el altından petrol satışına sessiz kalma” anlaşma masasına geldi mi?

-Daha önce Türkiye’de çeşitli gerekçelerle tutuklanan, hüküm giyen IŞİD elemanları gruplar halinde Suriye’ye gönderildi mi? Son olarak üç üst düzey komutan serbest bırakıldıktan sonra mı rehineler teslim edildi?

- Niğde’nin Ulukışla İlçesi’nde bir polis ile bir astsubayı şehit eden, bir vatandaşı da öldüren, tutuklu yargılanan IŞİD üyelerinden İsviçre vatandaşı olduğu ileri sürülen Çen­drim Rama­da­ni, Al­man va­tan­da­şı Ben­ja­min Xu ile Ma­ke­don­ya­lı Mu­ham­med Za­ki­ri­ takas yapılanlar arasında mı?


- Ga­zi­an­te­p’­te Em­ni­yet Mü­dür­lü­ğü Ya­ban­cı­lar Şu­be­si­ tarafından sa­vaş­ma­ya gi­der­ken ya­ka­la­nan 40 ka­dar IŞİD mi­li­ta­nı, takas için MİT gö­rev­li­le­ri­ne tes­lim edil­di mi, kaçı takas kapsamında?


-Yine Gaziantep’te yargılanmaya başlanan aralarında üst düzey üç ismin de olduğu ileri sürülen 19 IŞİD militanından hangileri takas edildi?


-İstanbul’da yakalanan ve takas edilen IŞİD üst düzey komutanı bulunuyor mu?

“TAKAS YAPILDIĞI KESİN”
CHP’nin deneyimli diplomatlarından İstanbul Milletvekili Osman Korutürk’le konuşurken “Takas yapıldığı kesin” diye söze başladı. Onun da kafasında sorular ve şüpheler var. IŞİD’in sitesindeki “İki devlet Dışişleri Bakanları düzeyinde görüştü, Türkiye koalisyona katılmayacak” iddiasını anımsattı ve ekledi: ”Doğru ise bunlar vahim iddialar. Ama belli ki bir pazarlık olmuş. IŞİD, 49 personeli serbest bırakma karşılığında Türkiye’den ciddi karşılıklar, teminatlar almış olmalı. Bunlar nedir asla gizli kalmaz, yakında ortaya çıkar”

Korutürk, hükümetin bugüne kadar “rehineleri” gerekçe göstererek tutum takınmadığına da işaret ederken, Hükümete şu uyarıyı yaptı:

“ Hükümet arktık kararını vermelidir. Artık rehine de olmadığına göre IŞİD’e karşı operasyona Türkiye’nin katılması lazım. Ayrıca IŞİD’E karşı Operasyonun Ortadoğu’da sınırların değişmesine yönelik gizli bir maksadı var mı? Yoksa hedef sadece terör örgütü IŞİD’in varlığına son vermek mi? Bunları da iyi teşhis etmek lazım...”

Rehinelerin serbest kalmasının ardından ABD ve koalisyon güçleri, Türkiye’nin IŞİD’e karşı “aktif görev” alması ve “daha fazla katkı vermesi” için bastırıyor. Hükümet kanadı ise “şimdilik” mevcut pozisyonunu değiştirecek, “insani yardımın” ötesine geçecek adımlar atma niyetinde değil. Resmi ağızlar bunu “koalisyon güçlerinin bölgeye dönük açık bir master planı olmamasına” bağlıyor. Kulislerde ise bu pasif tutumun nedeni “bölge dengelerinin” yanı sıra “dini ve mezhepsel kaygılara da” dayandırılıyor.