25 ila 29 Nisan 2011 arasındaki haftada olanlar, 12 Haziran sonrası olacaklar için bir işaret.
Yani, tabii 12 Haziran eğer Meclis tablosunu değiştirmezse.
Değiştirirse ne ala, kınamı yakarım.
Değiştirmezse yasımı tutarım.
Haftanın karnesi diyordum, devam edeyim.
Ama önce karneye bir ölçüt koymamız lazım, öyle ya notu neye göre veriyoruz?
Nasıl bir siyasal çerçeveye göre veriyoruz?
İran da bir siyasal çerçeveye uygun düşüyor mesela, Suriye de, Libya da, Avrupa da, şu da, bu da.
Biz ise, bu karneyi gelin Kopenhag kriterlerine göre verelim.
Neden?
Hükümet 2004’de Kopenhag kriterleri için Ankara ve İstanbul’da havai fişek atmıştı ya, ondan.
O halde Kopenhag kriterleri olarak adlandırılan ve bir ülkenin gelişmiş dünyanın bir parçası olup olmadığını test eden ve demokrasi, insan hakları, birey özgürlükleri vb. alanını kapsayan kurallara göre verelim karneyi.
Başlıyorum.
Bu hafta…..
1-Ankara Tunalı Hilmi Cadddesi’nde ellerindeki kırılgan gitarları ile şarkı söyleyen 4 tane 18 yaşlarında genç Ankara Polisi tarafından gözaltına alındı, çocuklar 7 saat karakolda tutuldu ve 75’er TL ceza kesildi. Çocuklar dediler ki, “Haftalık harçlığımız 40 TL, bu parayı nasıl verelim?”
2-Kars’taki heykelin yıkımına, Başbakan’ın talimatı ile, tüm yerel yönetim mekanizmaları by-pass edilerek, TBMM kararı olmadan vs. başlandı.
3-Heykelin kafası kırılırken, “Allahuekber” diye bağırılarak sanata karşı cihat tablosu oluşturuldu.
4-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Eğitim Sen’in 17 Nisan 20102da Ankara’da düzenlediği “Örgütlü, güvenceli çalışma hakkı” başlıklı miting nedeniyle 42 kişi hakkında, “Toplantı ve Gösteri Yasası’na muhalefet”ten 1 yıldan 3’er yıla kadar hapis talebiyle dava açtı.
5-Başbakan Erdoğan’ın eskortlu konvoyuna bakıp, “Oha arabalara bak, kocaman” dedikleri gerekçesi ile 7 tane üniversite öğrencisi gözaltına alındı.
Size haftadan seçtiğim 5 örnek bunlar.
Nota gelince.
Yukarıda aktardığım 5 adet olayı…
İstediğiniz Kopenhag kriteri uygulayan ülkede istediğiniz , “moloz”a sorabilirsiniz.
Size bu olayların yaşandığı ülkenin Ortadoğu, Çin tipi baskıcı ve diktatör tipi bir ülke tablosunda olduğunu söyleyecektir.
Bu tabloya demokrasi kültürüne biraz olsun aşina olan herkesin, hatta istediği kadar moloz olsun, vereceği not “Sınıfta çaktı, ikmal hakkı yok, belgeli, okulu terk etmesi en mantıklısı” olacaktır.
Molozların bile bir demokrasi şerefi vardır çünkü.
Bu arada bir de.
Öğrenciler şaşırınca, “Oha” der/diyebilir demokrasilerde.
25 ila 29 Nisan 2011 arasındaki haftada olanlar, 12 Haziran sonrası olacaklar için bir işaret.
Yani, tabii 12 Haziran eğer Meclis tablosunu değiştirmezse.
Değiştirirse ne ala, kınamı yakarım.
Değiştirmezse yasımı tutarım.
Haftanın karnesi diyordum, devam edeyim.
Ama önce karneye bir ölçüt koymamız lazım, öyle ya notu neye göre veriyoruz?
Nasıl bir siyasal çerçeveye göre veriyoruz?
İran da bir siyasal çerçeveye uygun düşüyor mesela, Suriye de, Libya da, Avrupa da, şu da, bu da.
Biz ise, bu karneyi gelin Kopenhag kriterlerine göre verelim.
Neden?
Hükümet 2004’de Kopenhag kriterleri için Ankara ve İstanbul’da havai fişek atmıştı ya, ondan.
O halde Kopenhag kriterleri olarak adlandırılan ve bir ülkenin gelişmiş dünyanın bir parçası olup olmadığını test eden ve demokrasi, insan hakları, birey özgürlükleri vb. alanını kapsayan kurallara göre verelim karneyi.
Başlıyorum.
Bu hafta…..
1-Ankara Tunalı Hilmi Cadddesi’nde ellerindeki kırılgan gitarları ile şarkı söyleyen 4 tane 18 yaşlarında genç Ankara Polisi tarafından gözaltına alındı, çocuklar 7 saat karakolda tutuldu ve 75’er TL ceza kesildi. Çocuklar dediler ki, “Haftalık harçlığımız 40 TL, bu parayı nasıl verelim?”
2-Kars’taki heykelin yıkımına, Başbakan’ın talimatı ile, tüm yerel yönetim mekanizmaları by-pass edilerek, TBMM kararı olmadan vs. başlandı.
3-Heykelin kafası kırılırken, “Allahuekber” diye bağırılarak sanata karşı cihat tablosu oluşturuldu.
4-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Eğitim Sen’in 17 Nisan 20102da Ankara’da düzenlediği “Örgütlü, güvenceli çalışma hakkı” başlıklı miting nedeniyle 42 kişi hakkında, “Toplantı ve Gösteri Yasası’na muhalefet”ten 1 yıldan 3’er yıla kadar hapis talebiyle dava açtı.
5-Başbakan Erdoğan’ın eskortlu konvoyuna bakıp, “Oha arabalara bak, kocaman” dedikleri gerekçesi ile 7 tane üniversite öğrencisi gözaltına alındı.
Size haftadan seçtiğim 5 örnek bunlar.
Nota gelince.
Yukarıda aktardığım 5 adet olayı…
İstediğiniz Kopenhag kriteri uygulayan ülkede istediğiniz , “moloz”a sorabilirsiniz.
Size bu olayların yaşandığı ülkenin Ortadoğu, Çin tipi baskıcı ve diktatör tipi bir ülke tablosunda olduğunu söyleyecektir.
Bu tabloya demokrasi kültürüne biraz olsun aşina olan herkesin, hatta istediği kadar moloz olsun, vereceği not “Sınıfta çaktı, ikmal hakkı yok, belgeli, okulu terk etmesi en mantıklısı” olacaktır.
Molozların bile bir demokrasi şerefi vardır çünkü.
Bu arada bir de.
Öğrenciler şaşırınca, “Oha” der/diyebilir demokrasilerde.
25 ila 29 Nisan 2011 arasındaki haftada olanlar, 12 Haziran sonrası olacaklar için bir işaret.
Yani, tabii 12 Haziran eğer Meclis tablosunu değiştirmezse.
Değiştirirse ne ala, kınamı yakarım.
Değiştirmezse yasımı tutarım.
Haftanın karnesi diyordum, devam edeyim.
Ama önce karneye bir ölçüt koymamız lazım, öyle ya notu neye göre veriyoruz?
Nasıl bir siyasal çerçeveye göre veriyoruz?
İran da bir siyasal çerçeveye uygun düşüyor mesela, Suriye de, Libya da, Avrupa da, şu da, bu da.
Biz ise, bu karneyi gelin Kopenhag kriterlerine göre verelim.
Neden?
Hükümet 2004’de Kopenhag kriterleri için Ankara ve İstanbul’da havai fişek atmıştı ya, ondan.
O halde Kopenhag kriterleri olarak adlandırılan ve bir ülkenin gelişmiş dünyanın bir parçası olup olmadığını test eden ve demokrasi, insan hakları, birey özgürlükleri vb. alanını kapsayan kurallara göre verelim karneyi.
Başlıyorum.
Bu hafta…..
1-Ankara Tunalı Hilmi Cadddesi’nde ellerindeki kırılgan gitarları ile şarkı söyleyen 4 tane 18 yaşlarında genç Ankara Polisi tarafından gözaltına alındı, çocuklar 7 saat karakolda tutuldu ve 75’er TL ceza kesildi. Çocuklar dediler ki, “Haftalık harçlığımız 40 TL, bu parayı nasıl verelim?”
2-Kars’taki heykelin yıkımına, Başbakan’ın talimatı ile, tüm yerel yönetim mekanizmaları by-pass edilerek, TBMM kararı olmadan vs. başlandı.
3-Heykelin kafası kırılırken, “Allahuekber” diye bağırılarak sanata karşı cihat tablosu oluşturuldu.
4-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Eğitim Sen’in 17 Nisan 20102da Ankara’da düzenlediği “Örgütlü, güvenceli çalışma hakkı” başlıklı miting nedeniyle 42 kişi hakkında, “Toplantı ve Gösteri Yasası’na muhalefet”ten 1 yıldan 3’er yıla kadar hapis talebiyle dava açtı.
5-Başbakan Erdoğan’ın eskortlu konvoyuna bakıp, “Oha arabalara bak, kocaman” dedikleri gerekçesi ile 7 tane üniversite öğrencisi gözaltına alındı.
Size haftadan seçtiğim 5 örnek bunlar.
Nota gelince.
Yukarıda aktardığım 5 adet olayı…
İstediğiniz Kopenhag kriteri uygulayan ülkede istediğiniz , “moloz”a sorabilirsiniz.
Size bu olayların yaşandığı ülkenin Ortadoğu, Çin tipi baskıcı ve diktatör tipi bir ülke tablosunda olduğunu söyleyecektir.
Bu tabloya demokrasi kültürüne biraz olsun aşina olan herkesin, hatta istediği kadar moloz olsun, vereceği not “Sınıfta çaktı, ikmal hakkı yok, belgeli, okulu terk etmesi en mantıklısı” olacaktır.
Molozların bile bir demokrasi şerefi vardır çünkü.
Bu arada bir de.
Öğrenciler şaşırınca, “Oha” der/diyebilir demokrasilerde.
|