Siyasette yeni bir dönemin başlangıcı

11 Ağustos 2014 Pazartesi, 09:01

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

Halkın oylarıyla Cumhurbaşkanı seçilen ilk isim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan oldu.

Türkiye için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Seçim sadece halkın katılımıyla Köşk’e çıkacak ismin belirlenmesi boyutuyla değil, bundan sonra yaşanacak siyasi hareketlenmeler nedeniyle tarihi önemde.

Başbakan Erdoğan 30 Mart seçimlerinde AK Parti’nin aldığı yüzde 43/45 oyun üzerine çıkmayı başardı.

Seçimlere en hazırlıklı isim şüphesiz Erdoğan’dı.

Adaylığı çok önceden bilindiği için Obama’nın seçim kampanyası bile incelenmiş ve kopya edilmişti.

Başbakan olmanın getirdiği kamu imkânları, AK Parti Genel Başkanı olmanın da getirdiği örgüt desteği, Erdoğan’ın kampanya performansı, medya desteği ve ana rakibin siyasi tecrübeden yoksun olması ve düşük performansı da eklenince, yüzde 51’i yakaladı.

Çatı adayına ne kaybettirdi?

Erdoğan’ın oylarını artırmasında katılımın düşük olması, CHP ve MHP seçmeninin umutsuzluğa kapılması ya da mobilize edilememiş olması, özellikle sağ seçmen tabanında İç Anadolu’da bir miktar oy çekmesi etkin olmuş görünüyor.

Bütün bu nedenler bir araya gelince, siyasi yorumcuların “Selahattin Demirtaş’ın aday olması nedeniyle seçilemeyebilir” tespitinin aksine ilk turda seçilmeyi başardı.

CHP ve MHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, sonradan Meclis dışındaki 7 küçük partinin de desteğini kazandığı halde, tüm bu partilerin yerel seçimlerde gösterdiği toplam performansın altında kaldı.

Arkasında yekpare ve canla başla çalışan bir siyasi örgütlenmenin olmaması, adaylığının açıklandığı 45 gün içerisinde başarılı bir kampanya sloganı ve planlaması ortaya konulamaması, siyasi miting ve söylem tecrübesizliği ve İhsanoğlu’nun kişi olarak polemiklerden uzak kalmayı tercih etmesi…

Yeni bir lider ortaya çıkar mı?

Sonuçta, çok başarılı bir cumhurbaşkanı adayı donanımına ve geçmişine sahip olmakla birlikte, halka inmek ve kitleleri mobilize etmek, AK Parti tabanından oy devşirmek gibi hususlarda yetersiz kaldı.

Halkın oyuyla Cumhurbaşkanı’nın belirlendiği seçimler adına önemli bir tecrübe olduğunu düşünüyorum.

Erdoğan’ın Köşk’e çıkması, AK Parti ve siyasetimizin geleceği adına da çok önemli.

Başbakan olarak belirlenecek yeni isim, iktidardaki AK Parti’nin de yeni siyasi lideri olacak ve 2015’teki genel seçimlere de bu yeni lider ile girilecek.
Yeni bir
siyasi liderin ortaya çıkıp çıkmayacağı adına önemli bir kırılma noktası olacak bu değişiklik.

Yeni bir başbakan, yeni bir kabine belirlenecek.

Rejim tartışması yaşanabilir

Yeni başbakanın kimliği ve makamında göstereceği performans, önümüzdeki döneme ait üç hususta belirleyici olacak.

Birincisi, güçlü başbakan güçlü genel başkan seçilirse, Köşk’te icranın da başı olacağını açıklayan Erdoğan ile bir tansiyon yaşanmasına neden olabilir. Bu da “rejim değişikliği” tartışmalarının yaşanması ve siyasi istikrarsızlığa sürüklenme risklerini beraberinde getirir.

İkincisi, düşük profil bir genel başkan ve başbakan belirlenmesi halinde, belki Köşk ile sorun yaşanmayacak ama genel seçimlerde AK Parti’nin tek parti iktidarını korumasında sorun yaşanacaktır.
Erdoğan’ın Köşk’te Özal ve Demirel’in yaşadığı tecrübelerle karşılaşmaması için yeni başbakanın uyumu önemli olduğu kadar, AK Parti’nin tek başına iktidarını koruması da hayati önemde. Ancak bu iki talep arasında yeni başbakanın silik temsili ile seçim başarısı arasında zıt bir denklem söz konusu…

Kartlar yeniden karılacak

Üçüncüsü, CHP ve MHP 12 yıl sonra ilk kez genel seçimlerde Erdoğan’a karşı yarışmayacak. Dahası yeni siyasi liderin parti tabanını kuşatmada ve halka erişmede başarılı olamaması halinde, yeni siyasi hareketlenmelerin de cesaretlenmesi beklenebilir…

Sonuç olarak,
Başbakan Erdoğan’ın halkın oylarıyla Cumhurbaşkanlığı makamına çıkması, Türk siyasi hayatımızda taşların yerinden oynaması ve kartların yeniden karılması anlamlarına da geliyor.