İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZAR YAZI

Ne AKP ne Cemaat hiçbirine hakkımı helal etmiyorum

Ne AKP ne Cemaat hiçbirine hakkımı helal etmiyorum

29 Temmuz 2014 Salı, 06:50

İzzettin Önder / Odatv.com

Acaba \'helallik alma\' olgusuna ve kavramına din adamları ve psikiyatrlar nasıl bakar, doğrusu pek merak ediyorum. Din adamları, muhtemelen, bu olguyu \'insan hakkı\' bağlamında ele alabilir. Bu bakış açısında, öyle sanırım ki, iki önemli koşul ararlar, bunlardan birincisi bir suçun ya da insan hakkı yeme ya da ihlal olayının kasıt ve farkında olmadan yapılmış olması, ya da belki bir hata işlenmişse de, bir daha böyle bir hatanın işlenmeyeceğine dair kesin söz verilmiş olmasıdır. Eğer bu tanım, bazı çekincelerle de olsa, genel kabul görürse, acaba toplumdan helallik isteyenin davranışı bu koşullara uyuyor mu? Balkon konuşmaları ile sonraki davranışlar örtüşüyor mu? Üstelik de her kul hata yapar, ama eğer bir hata bu denli sık tekrarlanıyorsa, artık o davranış kul hatası olarak mı, yoksa kasıt olarak mı değerlendirilir? Kasti yapılan ve tekrarlanan ihlallerde ise helallik olmaz. Helallik siyasi bir manevra aracı değildir; ciddi bir hesaplaşmadır: Bu hesaplaşmada, karşıtlarla olduğu kadar, hatta ondan da öte, insanın kendi vicdan ve kutsal duyguları ile yapılır. Acaba topluma saçılan bunca usulsüzlük ve telefon konuşmalarının vicdani ve duygusal hesaplaşması nasıl yapılabilir?

Bir cumhurbaşkanı seçimine gidiyoruz. Elimizi vicdanımıza koyup bir düşünelim; adayların mücadele koşulları eşit midir? Bunun da ötesinde, eğer bir taraf kendi vicdanına dahi anlatamayacağı sudan gerekçelerle devlet aygıtını, mali kaynak ve olanaklarını kullanıyorsa, böyle bir mücadelede haklılığın güdüldüğü iddia edilebilir mi? Bu konu bir hak yeme meselesi ise, ben hakkımı helal etmiyorum!

Orduda operasyon yapıldı, şimdi de polis örgütünde operasyon yapılıyor. Peki, şu meseleyi şöyle bir sakince düşünelim. Henüz AKP iktidarda yok iken, hatta parti olarak ortada dahi yok iken Fetullah olayını cümle alem biliyor, Ecevit başbakanlığı döneminde, belki siyasi amaçla belki de farkında olmayarak, hoca okullarına methiyeler dizerken, nasıl olur da AKP kadrosu olayı sanki son anda anlamış saflığına bürünebilir? Eğer böyle bir saflık iddiasına inanırsak, demek ki, oniki yıl boyunca ortada ne devlet ne de istihbarat varmış! Demek ki, Türkiye bir çete tarafından aşiret usulü yönetiliyormuş. Bu acı tablodan şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır; birincisi toplumun organik varlığını koruyan devlet aygıtının yerini aşiret yönetimi alırsa, emperyalistlerin bu yönetimi kendi dümen suyunda götürmeleri çok kolaylaşır. İşte, İran hariç, güney komşularımız. Belki de onun için midir ki, emperyalistler bu iktidarla işbirliğinden hoşnut gözüküyor, onun için midir ki, başbakan her türlü bürokrasiyi \'vesayet\' diye, her türlü muhalefeti de var gücü ile silmeye çalışıyor. Daha da ileri giderek, Türkiye'de siyasi hava ve ortam tek parti-tek adam yönetimine, yani diktatörlüğe sürükleniyor. Bürokrasi vesayetine ve muhalefete takılan işlemler acaba milletin hayrına olanlar mı, yoksa iktidarın başındakilerle birlikte emperyalistlerin hayrına olanlar mıdır? Saptanması ve hesaplanması güç olan bu süreçlerdeki hakkımın ihlalini kesinlikle helal etmiyorum!

Fetullah-AKP yönetiminde tape hukuksuzluğunu yapanlar sadece hoca yandaşları mıdır? Bütün devlet kadrosunu elinde tutan AKP bu kadar süre içinde bu denli saf ve aymaz davranışta olabilir mi? Bütün dinlemeleri hoca grubu yaparken AKP ekibi boş mu durdu? Hoca grubu dinlemelerle orduyu dağıttıktan sonra, şimdi de suçları emniyetteki hoca grubuna atarak, mağdur edilmiş gruplarla yeni tür bir ittifaka mı gidiliyor? Demek ki, oniki yıl boyunca hoca efendi ekibi herkesi dinlemiş, AKP ekibi sütten çıkmış kaşık misali, edebi ile yerinde oturmuş, ÖYLE Mİ! Bunu sizin aklınız alıyor mu? O zaman, hoca grubu kayıtlar yaparken hiçbir bilgi edinememiş olan bu devlet aygıtında istihbarata biz niye maaş ödedik? Eğer AKP iddiaları doğru ise, bugün istihbarat elemanlarının da bu konuda sorguya çekilmeleri gerekmez mi? Ben böyle bir devlet yönetimini bu halka ve bana reva gören iktidar mensubuna ve istihbarata hakkımı kesinlikle helal etmiyorum!

Ülkenin adalet, üniversite, araştırma ve medya yapısını mutlak vesayet altına alarak baskılayan ve ülkemizi dış siyasette de lekeleyen bu iktidara hakkımı helal etmiyorum!

Akdeniz-doğu kültürü karışımı, zaman zaman hiddetlenen ve efelenen, ama zaman zaman da romantikliğe sürüklenen halkın içine nifak tohumları sokarak, kızgınlık, kin ve nefretle halkları bölen ve uzun yıllar sürebilecek nifak tohumları atan bu siyasi kadroya, onun yöneticilerine ve bu kadroyu besleyen aydın, sanatçı vs takımına hakkımı helal etmiyorum!

Bütün bu işler olurken, hesap vermekten çekinenlere ve bu insanları parti içinde dahi eleştirmeyerek, aynı nefesi solumayı içine sindirebilen insanlara hakkımı helal etmiyorum!

Acaba psikiyatr grubu meseleye nasıl bakar diye düşünürsek, sanırım konu daha da aydınlanır. Ne kadar doğru bilemiyorum, her yalan söyleyen kişinin en fazla savunacağı tez muhtemelen yalan söylemenin ahlaksızlık olduğu görüşüdür. Yalanla işi olmayanın böyle bir savı ve iddiası yoktur; böyle bir şey aklına bile gelmez. Hak ihlalini bu denli sık gündeme getirmenin tek mantıklı açıklaması, vicdanların kaynıyor olması ve derin korku ve dehşet algılamasıdır. İktidardan düşersek başımıza ne gelir?.

Vicdan kaynaması ancak tek şekilde sonlandırılır. Bir insanın, kim olursa olsun, ister cumhurbaşkanı, ister başbakan vicdanını rahatlatmanın tek yolu YARGIYA GİTMEKTİR! Yargıyı çeşitli siyasi oyunlarla atlatmak ya da yargıyı vicdanından soyutlamak belki o insana zaman kazandırır, ama vicdanı cehenneme sokar.

Helalleşmek çocuk oyuncağı ya da siyasi manevra aracı değildir, yapılmamalıdır. Bu kadar akla ve mantığa sığmayan, kapitalist düzende dahi yeri olmayan hak ve kural ihlali yapan birincil failleri ve onlara destek verenlere ben hakkımı hiçbir koşulda ve hiçbir zaman helal etmiyorum!

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız