İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Tıpış tıpış faşizm

Tıpış tıpış faşizm

23 Temmuz 2014 Çarşamba, 08:56

Erol ARAL/Evrernsel

Başbakan ikide bir “Ben diktatör olsam...” dedikçe, yutkunup duruyordum, bunu yazmalıyım, diye...
Olmadı. Araya başka mevzular girdi... Derken...
Kemal Kılıçdaroğlu, eksik olmasın, ‘10 Ağustos’ tamimini yayımladı (15 Temmuz 2014):
“Sandığa gideceksiniz!”
Eyvallah... Da nasıl?
“Adam gibi, tıpış tıpış...”
Başımız üstüne!
Ahali, CHP Liderinin, ‘Seçim günü malak gibi kuma serilip yatmayın, oyunuzu
-Ekmeleddin Beye- kullanın’ mealindeki talimatını sindirmekle meşgulken...
RT Erdoğan, muarızının attığı ipi gördü... Kelime akrobasisi yaptı, “Tıpış tıpış”a yapıştı:
“Kendi seçmenine böyle (tıpış tıpış) diyen kişi, bir de utanmadan bize diktatör yakıştırması yapıyor. Senden daha güzel diktatör olmaz.” (16 Temmuz 2014)
Ee, herkesin derdi başka...

TEHDİT, İNKAR VE DEMAGOJİ
Başbakan da giderek alameti farikası haline gelen “diktatör” sıfatını püskürtmeye çalıştı...
Aslında o bunu hep yapıyor.
Misal. Kılıçdaroğlu’nun da bulunduğu TOBB Genel Kurulunda, bunu çok özlü ifade etmişti:
“Bu ülkenin Başbakanına defaatle diktatör yakıştırması yapan bir muhalefet var. (CHP liderinin oturduğu sırayı işaret ederek) Karşımda şu anda bulunuyorlar...”
Bundan sonrasına dikkat:
“Tayyip Erdoğan diktatör olacak sen meydanlarda dolaşacaksın öyle mi!? Diktatörün olduğu ülkede sen bunu yapamazsın!” (22 Mayıs 2014)
Bu uzunca hatırlatmayı şunu için yaptım:
Başbakan ve maiyetindeki medya elemanları, fiktif bir ‘faşizm’ ve ‘diktatörlük’ tarif ediyor...
Sonra da RT Erdoğan’ın deyimiyle, “Ben diktatör olsaydım, sen konuşamazdın...” “Siz şöyle yazamazdınız...” filan şeklinde demagoji yapıyor...
Başbakan ve çevresinin bizi inandırmaya çalıştırdığı bu demagojik “akıl” yürütmenin mekanizması şöyle işliyor:
Faşist lider ya da diktatörün astığı astık, kestiği kestiktir... Kimse ona muhalefet edemez...
Hakkında ileri geri konuşamaz...
Misal. Hırsız diyemez, yolsuzlukla suçlayamaz...
Medya, bu yönde yayın yapamaz... Filan.
Doğru. Ama yanlış.
Yanlış... Zira bu tasvir her şeyden önce şu bakımdan sakat:
Faşizmin (ya da diktatörlük vesaire şeklindeki ‘demokrasi dışı’ olağanüstü rejim biçimlerinin) oluşum, örgütlenme ve iktidara yürüyüş süreci ile tüm frenleyici ağırlıklardan kurtulduğu ‘tam ve tek’ hükmedici olarak iktidar olma sonrasındaki farkı göz ardı etmekte.
Alıntıladığım TOBB konuşmasından misal...
Diyor ki Erdoğan:
“Tayyip Erdoğan diktatör olacak sen meydanlarda dolaşacaksın öyle mi!?.. yapamazsın!”
Hayır. Yapar... Faşizmin kurucu babası Mussolini İtalyası’nda mesela yapıldı...

MUSSOLİNİ DE ELEŞTİRİLEBİLİYORDU AMA...
Faşistler 1922’de iktidara yürümeye başladı... Mecliste hüküm sürerken, Komünistler de oradaydı... Henüz.
Ve: “İtalyan Komünist Partisi Parlamento Grubu Başkanı Antonio Gramsci (Evet, o Gramsci-ea) Meclis kürsüsünden faşistlerin cinayetlerini ortaya döküyordu.”
Hem de Mussolini’nin gözünün içine baka baka...
Sadece konuşmuyor, yazıyordu da:
“...yazısında Mussolini’nin Amerikan Emperyalizmi ile olan sıkı bağlarını ve Amerika’dan sağladığı para yardımını açığa vurdu.” (Georges Cogniot, Gramsci’nin Felsefe ve Politika Sorunları kitabı, s. 10, Payel Y.)
Şunu mu demek istiyorum?
Mussolini ve faşizm demokrat olduğu için mi komünist muhalefet bile açık faaliyet yürütebiliyordu?
Tabii ki hayır!
Mussolini o sıralarda hedefine tam varmamıştı ve komünistlere dahi tahammül etmek zorundaydı...
Çünkü...
“Faşizmin kendine has sistemi ve inançları hemen gerçekleştiremediği ve bir kaç yıl içinde var olan düzenden sapmadığı bir gerçektir. Faşist iktidar ilk yıllarda kuvvetli fakat bilinçsiz koymalarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Fakat zamanla bu başkaldırılar önlenmiş ve ünlü totaliter sistem, hatta bazılarına göre, gangsterlik sistemi kurulmuştur.” (Çetin Özek, Direnen Faşizm, s. 16, İzlem Yayınları)
Nitekim öyle oldu... Gramsci, andığım o konuşma ve yazılarından kısa süre sonra (1926) tutuklandı... Sonu ölümle sonuçlanacak 11 yıllık hapislik hayatı başladı...
Lakin... O zamana kadar Ç. Özek’in yazdığı gibi işledi süreç... Mussolini ve Hitler bilhassa öyle yaptı:
Kurulu düzene uyarak kurulu düzeni değiştirmeye başladı...

SANDIKTAN ÇIKAN TERÖR
Aşağıdan yukarı kitleselleşerek sandıktan çıkmış bütün faşistler iktidara gelene....
Önlerindeki engelleri bir bir temizleyene kadar “ayıya dayı” dedi...
Vaatlerle kalabalıkları peşine taktı...
Hani neredeyse şeytanla bile iş birliği yapacak kadar her türlü ittifaka girdi-çıktı...
Uzlaşma ve (iç-dış) koalisyonlarla işini yürüttü...
O kadar ki... Faşistler’in ünlü Roma yürüyüşüne 200 kadar Yahudi de katıldı...
Katilinin peşine takılanlar sadece Yahudiler miydi?
Yooo... İtalya’da da Almanya’da da “antikapitalist” demagojinin peşine takılan “solcu faşistler”...
Kimi anarşist anarko sendikalist ve “antiemperyalist” faşistler... Azımsanamayacak ölçüde entelektüel...de.. Mussolini ile yola çıkanlar arasındaydı.
Lakin şartlar Mussolini’ye, “Faşizmin iktidara yürüdüğü kadrolarla iktidar olamayacağını” fark ettirdi: Tasfiye edildiler.
Sadece İtalya’da değil Almanya’da da... İktidara hazırlanış sürecinin kimi unsurları, faşizmin önündeki pürüzler kalktıkça yok edildi...
Hitler’i Hitler yapanlardan 2 milyon SA’cı ve şefleri “Uzun bıçaklar gecesi”nde ortadan kaldırıldı...
Ama dediğim gibi: Bütün bu kıyıcı terör esas yüzünü faşizmin ustalık döneminde gösterdi...
Çıraklık/hazırlık döneminde ise komünistler de konuşuyor, yazıyor çiziyordu, sosyal demokratlar da...
Hülasası... Faşistleşme süreci ile faşist iktidar döneminin ayırt edici özelliklerine dair tarihin kayıtları dururken...
Tayyip ve medyadaki taifesinin, “Diktatörlük olsa...” diye başlayan cümleleri, demokrasi vadetmiyor .
Erdoğan’ın Köşk sloganı ne diyor? “Yeni Türkiye yolunda...”
Yol bitince, murad edilen “Yeni Türkiye” müesses nizam haline gelince halimiz nice olacak?
Mesele bu...

SATIR ALTINDAN NOTLAR...

KAVRAM TALANI
Faşizm meselesine girmişken, değinmeden olmaz...
Hegemonya tesis etmeye çalışan Tayyiban uleması, kavram hırsızlığı yapıyor...
Tarihsel bağlam ve sınıfsal içeriğinden kopartarak kullandıkları kavramların başında da ‘faşizm’ geliyor...
Sosyalistlerin dahi yerli yerince kullanması gerekirken faşizmi...
AKP’nin maiyet medyası ve iktidarın organik aydınları tam anlamıyla yavuz hırsız çıktı...
Kimi zaman solculardan dahi esirgemedikleri faşist damgasını, önüne gelene vurmakta beis görmüyorlar...
Faydası olmayacağını bilsem de...
Faşizmi enine boyuna inceleyen Nicos Poulantzas’tan bir anekdot aktarayım:
“Horkheimer*, ‘totalitarizm’ konusundaki bir dizi görüşe hemen karşı çıkıp, şöyle diyor:
‘Kapitalizmden söz etmek istemeyen birinin, faşizm konusunda da ağzını açmaması gerekir.’
Bu, tamamen yanlıştır. Asıl emperyalizmden söz etmek istemeyen birinin faşizm konusunda ağzını açmaması gerekir.” (Faşizm ve Diktatörlük, s. 27)
*Eleştirel Marksist Frankfurt Okulunun kurucularından

TAYYİBAN’IN MEDYA TİMİ
Çetin Altan, gazetecilikte “Patronuma soramadığım soruyu başkasına da sormam” der...
Tartışılabilir yönleri bulunabilirse de ahlaklı, tutarlı tavır...
Altan’ın meslek prensibini anmamın sebebi şu:
Geçenlerde A(tv de olabilir) Haber’de rastladım...
Ekmeleddin İhsanoğlu’na güya soru sormuşlar...
Sonuna denk geldiğim için sorunun ne olduğunu anlamadım.
Ama belli ki “tuzak” soru ve denk geldiğim haberi yapmak için planlanmış:
Muhabirle İhsanoğlu’nun maiyeti tartışıyordu, Tayyip’in kanalı da haber adı altında teşhir ediyordu....
Hafta başı benzer manzara tekrarlandı...
Bu sefer nöbette Yeni Akit muhabiri vardı...
Sloganı ekmek ya Ekmeleddin Beyin, ‘ekmeğin fiyatını’ soruyor...
‘Soru’ gazeteciliğin başladığı yerdir... Elbette en “kılçık” sorular bile sorulmalı, ezber bozmaya çalışılmalı...
Mesele şu: Başbakan karşısında hazır olda beklerken...İçinden 17 Aralık... Sıfırlama... Filan geçen cümleler kuramazken...
Ve hatta hazrete ve diğer AKP’lilere biraz yandan bakan soru soranlara çıkışma/engelleme cüreti gösterirken...
Bunu yapmak, patronun rakibini provoke etmeye çalışmak ayıptır...
Gazetecilik değil...
Erdoğan kampanyasının parçası haline gelmektir: Tetikçilik!
Başbakanın bırak muhalifi, “Acaba şöyle de olabilir mi efendim” diyebilecek gazetecileri bile toplantılarına almamasını, mesele etmemelerinden ise bahsetmiyorum bile...

GÖKÇEK TİPİ GAZETECİLİK
Maiyet medyasındaki tetikçiliğin Akit’leşmiş halini görünce Melih Gökçek’i hatırladım...
Hâlâ yapıyor mu bilmiyorum ama bi’ara bu rezilliğin şahikasını Gökçek icra ediyordu...
Eline mikrofon verdiği elemanlarına, muarızlarını taciz ettiriyordu...
O aralar kapıştığı Emin Çölaşan’ı misafirliğe gittiği evin kapısında karşılıyorlardı diyeyim, siz anlayın...
Neyse... Merak ettim: Bu son ‘organize işler’de onun dahli var mı?

‘IRKÇI GEZİ’ KONULU KOMPOZİYON YARIŞMASI
Başbakan kendini aşmaya devam ediyor....
Beyin-ağız-kulak ilişkisi hepten kopmuş intibaı uyandırıyor.
Benim yakaladığım son marifeti şu:
(HDP’yi kapatmakla tehdit ederken)
“Irkçı Gezi olaylarına sahip çıkmanın bedelini göreceksiniz!” (19 Temmuz 2014)
“Irkçı Gezi olayları...”
Vardır bi’hikmeti diye altından girip üstünden çıktım...
Beş, altı... Çok boyutlu bakmaya, idrak etmeye çalıştım... Iııh...
Anlayamadım:
“Irkçı Gezi olayları...” ne ola ki?
Gezi’ye sallama külliyatına bu “ırkçılık” mefhumu nereden, nasıl çıktı?.. Bulmadım..
Kompozisyon yarışması düzenlemeye karar verdim...
Bakalım ırkçılıkla ‘Gezi’ nasıl akıl ve izan çerçevesinde nasıl yan yana getirilecek...
Maiyet medyası... Başbakanın kadrolu tevilcileri göreve...
Vaktiyle “Bunu ben bile açıklayamam” fıkrasına sığınan Mehmet Barlas sen de...

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız