|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Muhaberat devletine doğru
23 Temmuz 2014 Çarşamba, 08:55
Fehim Işık/Evrensel
|
|
Bu ülkede adım adım gücünü ‘kişiselleştiren”, her şeyi kendine bağlayan bir yönetim anlayışı pekiştiriliyor. Bu yönetim anlayışının ülkenin geleceği adına halklara sunabileceği hiçbir güvence yoktur. Bir dönem sonra bu anlayış, artık kitlelerin kendini desteklemesi gereğini de duymayacak, ülkeyi örnek aldığı Irak ve Suriye BAAS’ının yaptığı gibi kişisel gücün kontrolü altındaki ‘muhaberat’ üzerinden yönetecektir.
MİT’i bir bütün olarak kendine bağlayan, yasalarla bir tek kendini değil MİT benzeri kendine bağlı kurumları da kişisel kararlarını yaşama geçirecek şekilde yeniden dizayn eden, hukukun değil kanunun gücünü esas alan yönetim ne demokratiktir, ne de geleceği olan bir yönetimdir.
Bu anlayışta, bir tek babadan oğula devredilebilecek ‘kişisel gelecek tahayyülü’ vardır. Bu yönetim anlayışının dini ve milli hezeyanlarla öne sürdüğü 2023, 2053, 2071 gibi hedeflerin ise sadece aile, yakın çevre ve biat etmiş bağımlılar grubunu şahlandıracağı, büyük bir mali kontrol ile yönetimin ‘muhaberatlaşmasına’ hizmet edeceği aşikardır.
Bu anlayışın fikri alt yapısı, ilk iki dönemde –kabul etmek gerekir ki etkili bir mağduriyet politikası esas alınarak– adım adım oluşturuldu. Üçüncü dönemde yönetimin en önemli unsuru sayılabilecek mali ve kanuni güç sağlamlaştırıldı, askeriyeden emniyete, eğitimden sağlığa, istihbarattan diyanete, iş dünyasından medyaya tüm kurumlar bir bütün olarak kişiselleştirilen yönetim mekanizmasının kontrolü altına alındı; henüz kendilerine ihtiyaç duyulan seçmen kitlesi kamplaştırılarak kemikleştirildi. Son adım olarak ise fiili başkanlık ile pekiştirilecek cumhurbaşkanlığıyla bu anlayış geleceğe taşınmak, kalıcılaştırılmak isteniyor.
Kim ne derse desin, hukukun kontrolü altında olmayan, demokratik denetim mekanizmaları bulunmayan, kişisel güç toplayan ve bu güç ile yöneten anlayışın zerre güvencesi yoktur.
Peki, muhalefet ne durumda?
Parlamentodaki 4 partiden ikisi yani CHP ile MHP, sadece Başbakanın iki dudağı arasına sıkıştırılmış AKP yönetimden daha iyi bir gelecek vaat etmiyor.
Kitlelere güven verecek politika üretmekten yoksunlar ve tek dertleri AKP ile Erdoğan...
Kendilerini, bugünkü politikaların müsebbibi olan ve açık demek gerekirse Erdoğan’ın ekmeğine yağ süren 1923’lerin baskıcı ve zorba yönetim anlayışının bir adım ötesine taşıyabilmiş değiller.
CHP ve MHP’yi destekleyen kemik kitle dışındakiler ise sadece AKP ve Erdoğan karşıtlığı üzerinden bunlara destek veriyor.
Meclisin sayıca küçük grubu HDP, hiç kuşku yok söz ve eylemiyle Türkiye’nin demokratik geleceğinin güvencesi...
Türkiye ve Kürdistan halklarının ortak yaşamını kurmak ve demokratik bir yönetimi oluşturmak üzere yola çıkan HDP’nin ardında, parlamentodaki iktidar ve muhalefet ile kıyaslanacak bir kitle gücü olmasa bile, onlardan daha güçlü bir deneyimin olduğu açık.
Bu olumlu yanlarına rağmen HDP’nin ne yazık ki gelişmeleri yönetme kapasitesi sınırlı.
En etkin muhalefeti sadece sokakta yapabilen, devletin her kademesinden dışlanmış, egemen zihniyetin parlamentodaki varlıklarına bile tahammül edemediği bir partiden söz ettiğimiz de unutulmamalı.
Elbet parlamento dışında da gidişata karşı çıkan, AKP’nin BAAS’laşmasından kaygı duyan, ülkenin özgür ve demokratik geleceği için mücadele edenler var.
Meclis dışındaki muhalefetin özellikle HDP/HDK dışında olanlarının önemli bir bölümü ne yazık ki henüz küçük hesapları aşabilmiş, grup sınırlarının dışına çıkabilmiş değil.
Şurası artık çok açık; eğer Erdoğan, muhalefetin de aymazlığından yararlanarak 10 Ağustos engelini aşarsa, Türkiye’nin geleceği bugünden iyi olmayacak.
Türkiye’yi adım adım bir muhaberat devletine taşıyan bu gidişata müdahale etmek mümkün. Elbet uzun vadeli politikalar da üretmek gerekir. Ama öncelikle en yakın dönemin seçiminde, 10 Ağustos’ta, Türkiye’yi Irak ve Suriye’nin BAAS anlayışı ile yönetmek isteyenlere “dur” diyecek politikalarımızın olması lazım.
Adaylığının ilanı döneminde MHP-CHP ne kadar şişirse de görüldü ki Ekmeleddin İhsanoğlu bu gidişatı önleyecek bir lider değil. Üstelik henüz ‘devlet memuru’ zihniyetini de aşamadığı belli. Sadece verilen vazifeyi yapacak, gelen kağıtları imzalayacak; o kadar...
Gidişata dur demenin kısa vadedeki yolu, Selahattin Demirtaş ve onun temsil ettiği zihniyetin desteklenmesi ve güçlendirilmesidir.
10 Ağustos bunun için iyi bir fırsattır.
Hiç kuşku yok, uzun vadeli yol haritasını da seçimden hemen sonra uygulamak üzere oluşturmak gerekir. Çünkü sorun, muhalefetin en güçlü temsilcisi olmasına rağmen sadece HDP’nin sorunu değil; söyleyecek sözü olan herkesin sorunudur.
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|