Cumhurbaşkanlığı seçimleri kampanya süreci devam ederken RTE’nin kampanya planlama ve uygulama, siyasal iletişim ve refleks olarak diğer iki adayın çok önde olduğu gözlemlenmektedir.MHP ve CHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu üniversal diplomatik ve akademik birikimini başarısız kampanya yönetimi yüzünden bir türlü seçmene ulaştıramamaktadır.
İhsanoğluna “öyle veya böyle” oy vermek durumunda olan bizler kendisinden çatı oluşumun asgari müşterekleri ve mutabakatlarını bir siyasi manifesto olarak henüz duyamadık.Henüz bitmiş bir cümlesi yok.İftar çadırlarında, güveçci arkadaşların organizasyonlarında helak olmuş vaziyette.
Akademi, entelektüeller, sanatçılarla bir araya gelip Türk milletine bir yeni perspektif der beyan etmeyi düşünmüyorlar zannımca.Dile getirdim görevli hanım büyük bir siyaset gurusu gibi “ ne gerek var hepimizin adayı” demez mi…Bunlar siyasi kişilikler, müdür yardımcısı gibi davranıyorlar.
Garip, Türk kültürü içerisinde sembolik iletişim değeri olmayan sloganlarla yürütülen süreç çok zayıf bir profil sergilemektedir.
Ekmeleddin Bey’in basın danışmanı Özlem Hanım “gözlemlediğim kadar” MHP’lilerin oylarını istiyor, lakin kendilerinin süreci katılmalarını istemiyor.MHP tabanından hangi oyu , hangi dille isteneceğini siz nereden bileceksiniz Özlem Hanım.Mesela, muhatabınız o kadroda ben olsaydım sizi perişan ederdim.
Ekmeleddin Bey niçin alternatif olduğunu ve diğer adaylardan hangi yönlerden farklı olduğunu seçmen ortalamasının anlayacağı bir dille ifade etmek durumundadır.Bundan niçin imtina ettiğini anlayamıyoruz.Ben dürüst ve suistimal yapmayan bir Cumhurbaşkanı olacağım derken zımnen sanki başkalarını eleştiririm diye bir kayguyu takip ediyoruz ve heyf olsun diyoruz.Böyle bir strateji olabilir mi? Hele o para göndermeler, yetmişli yılların Alamancı bonkörlüğü, bir tek teyp kola takılı değil. Hay rabbim!
Her iki partinin a takımı ve kurmay kadrosu da balkonda pusuya yatmış vaziyette. Eğer ortaya kazanma şansı çıkarsa, hemen inip sürece vaziyet edecekler ve bizleri salimen güvenli limanlara “kılavuz kaptanlar” olarak iletecekler.
Birisi mağripten soğuk birasını zula edip bu sıcak tatil gününde “tekbir getirip” yetişecek, öbürü sert bir şiir okuyarak inecek yukarıdan.
“Acele etmeyin, derin nefes alın, gevşeyin, kendinizi sonsuz bir çayırda yalınayak yürüyor gibi düşünün, alırsınız! korkmayın”
Biz baldırı çıplaklar,laik devleti kurtarıp her zamanki gibi büyüklerimize, beylerimize teslim edeceğiz onlar “receptionlarda” ayak üstü minili hanımlarla rakı içip, sohbet ederek başarımızı kutlarlar.Fena mı numero?
Ekmeleddin Bey, Devlet Bahçeli Bey, Kemal Kılıçdaroğlu Bey, Haydar Hocam;
Henüz her şey bitmiş değil.Lütfen biz seçmenle alay etmeyiniz.Bir araya geliniz ve irademizin tecellisi için bu vakara, sürecin mehabetine yaraşır bir program ve kampanya ortaya koyunuz.Böyle sersefil olmaz.Yormayın bizi, işimiz gücümüz var, ortaokul kompozisyonu gibi kötü konuşmaları kim yazıyor sizler için?Söyleyin onarlı sınıfta bırakalım.
Mesela ben ve arkadaşlarım Ekmel Bey’den aşağıdaki konuları duymak isteriz.
Türkiye’de duymak ister.Teravihciler, iftar çadırları, güveçciler ve Özlem Hanım, CHP’nin ve MHP’nin bu kampanyada görevlendirdiği zevat bilmez.
EKMEL BEY'DEN DUYMAK İSTEDİKLERİM
Üç kıta üzerinde 55 milyon kilometrekarade beşbin yıllık Türk tarihi içerisinde Türk devlet geleneği ve kurumsal felsefesi devlet başkanının şahsı ve tüzel kişiliği vasıtasıyla bir bütünlük ve süreklilik içerisinde günümüze kadar gelmiştir.Değişen rejimler medeniyet daireleri bu sürekliliği kesintiye uğratmamış belli temsil kriterleri hep korunmuştur.Bu cümleden olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onu şahsında temsil eden Cumhurbaşkanlığı bu zincirin en son temsil makamıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında [dibace ve metinde] ve Cumhurbaşkanlığı andında ifadesini bulan ve asli kurucu iktidar tarafından tayin edilen “laik, demokratik, sosyal hukuk devleti” olma vasfı başta olmak üzere “devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne” bütün asli temel ilkelere büyük bir bilinç ve sağduyu ile sahip çıkıyoruz.
1.Evrensel insan hakları hukuku, yurttaş hukuku bunu taçlandıran ve ortak insanlık mirası ile köprü kurmamızı sağlayan çok önemli kazanımlardır. Hiç kimse dini dili, mezhebi, meşrebi inancı, ibadeti dolayısıyla farklı bir muameleye , tabi tutulmayacaktır.Türkiye artık bu olgunluğa erişmiş durumdadır.Şahsımızda sağlanan mutabakat Türkiye’de demokratik özgürlüklerin geleceği açısından son derece önemli bir aşamadır. Evrensel insan hakları ve yurttaş hukuku bütün kurumları ve gerekleri ile uygulandığında bütün farklılıkları hoşgörü ve barış içerisinde bir arada yaşatacak hukuki çerçeveyi bize sunmaya yeterlidir.
2. Kadim kültürel geleneğimiz içerisinde oluşan her türlü kültürel miras zenginliğimizdir.
3. Türkiye’nin bugün muhtaç olduğu en temel şey hak , hukuk ve adalettir.Cumhurbaşkanlığım döneminde Anayasa ve yasaların verdiği yetkiyle yüksek yargının ahenk içerisinde liyakatli, donanımlı, birikimli kadrolar tarafından yürütülmesini büyük bir titizlikle gözeteceğim.
Yetkim dahilindeki bütün atamalarda ehliyet ve liyakat en temel ölçüt olacaktır.
4.Üniversitelerimiz ülkemizin, bilgi çağı ve çağdaş dünya mirası ile birleşeceği, çağı kucaklayacağı kapılardır. Prestiji sarsılan ve yıpratılan hor görülen akademi yeniden ayağa kaldırılmasına öncülük edilecektir. Muhtar seçiminde oyları değiştiremezken akademinin başı rektörleri atarken oluşan iradeye takla attıran,her türlü ayırımcılığı yapan , yok sayan anlayış sona erecektir. Üniversitelerimizin iradesi aynen atamalara yansıyacaktır. Bağımsız, özerk,saydam, kanun önünde hesap verebilir çağdaş bir yüksek öğretim sistemi Türkiye’nin en önemli zenginliğidir.
5.Devlet Denetleme Kurulu her türlü suiistimalde yasaların verdiği yetki çerçevesinde işletilecek tespit edilen usulsüzlüklerde derhal gereğinin yapılmasından sarfınazar edilmeyecek, kamu yönetimin hukuka uygun şekilde işlemesine vaziyet edeceğim.
6. Türkiye’nin dış dünyada itibarını artıracak bilimsel, kültürel, sanatsal organizasyonlar himaye edilerek, katkı sağlanacaktır. Türk dünyası ve akraba topluluklarla ,Türk kültür havzası ile ilişkiler bilgi temelli, liyakate önem veren bir yeni anlayışla tanzim edilecek, ilişkilerin üst düzeyde yürütülmesine önem verilecektir.
7.İslam dünyası ile olan ilişkilerimiz ve tarihsel bağlarımız İKO nezdindeki misyon ve öncülüğümüze uygun bir ağırlıkta devam ettirilecektir.Türkiye’nin İslam dünyasındaki çelişki ve çatışmalarda yerel tartışmalarda taraf olması yerine saygı duyulan bir güvenilir arabulucu komşu olma konumu güçlendirilecektir
8. Düzenli olarak her yıl milletime ve kamuoyuna mal varlığımı izahatlı olarak beyan edeceğim. Kamu yönetimin ve temsil görevlerinin nüfuz ve menfaat elde etme vasıtası olmasına göz yummayacağım.
9. “Kimsesizlerin kimsesi” bir cumhuriyet idealinin cumhurbaşkanı olacağım.
10. Türk devletinin ve milletinin tarihsel vakar ve onurunu en üst düzeyde şan ve şerefle temsil etmeye çalışacağım.Onu haleldar edecek tutum ve uygulamaların içinde olmayacağım.
11. Başkomutan sıfatıyla,Türk Silahlı Kuvvetlerimizin anayasa ve yasalarca verilen görevleri yerine getirmelerinde kaygı ve şüphe duymadan hukuk devleti ilkelerine bağlı olarak vazife görmelerinin önündeki moral engeller kaldırılacaktır.
Bundan niye imtina edersiniz…
Prof. Dr. Kemal Üçüncü
|