İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

YAZAR YAZI

Ecevit’in kasketi mi Haberal’ın verdiği onur mu?

Ecevit’in kasketi mi Haberal’ın verdiği onur mu?

27 Nisan 2011 Çarşamba, 07:05

Sanem Altan/VATAN

Bazen bilgisayarın başına oturur ne yazsam diye düşünürsünüz...

Bazen de bilgisayarın başına oturur hangisini yazsam diye düşünürsünüz...

Bizim gibi ülkelerde, yani iki farklı gerçekliği olan, şifzofreni belirtileri görülen toplumlarda genellikle hangisini yazsam diye düşünürsünüz.

Konular gerçekten boldur.

Önemli olan, ‘yaratılmış’ gündemle mi yoksa daha saklı duran esas gündemle mi ilgilenmeyi tercih edeceğiniz.

Bu kafa karışıklığı, bu konu yığını, bu kandırmaca teker teker her birimizin üstüne başına da siniyor tabii.

Nasıl sinmesin ki...

Bakın bizi yönetmek isteyen parti liderlerine, dinleyin dediklerini, izleyin yaptıklarını, göreceksiniz...

Her birinin yanına gidip ‘seçimi kazanacaksın ama tek şart var, tutarsız ol, bir dediğin bir dediğine uymasın, bir yaptığın bir yaptığını tutmasın’ desek... Bu kadarını başaramazlardı bence...

Sahadaki futbolcular gibi tam en önemli maçta, golü atıp ayakta alkışlandıkları anda rakibi yumruklayıp kırmızı kart alıyorlar...

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Zonguldak mitingini izledim dün.

Çünkü CHP şu sıralar tam da dediğim gibi bir ruh hali içinde.

Seçim beyannamesi alkışı hak eden önerilerle dolu ama çağ dışı bir zihniyetle Ergenekon sanığı Haberal’ı üstelik Ecevit’in memleketi Zonguldak’ta aday gösteriyor...

‘Haberal onurumuzdur, Ecevit’i elinden geldiğince tedavi etmiştir’ diyor... Kafasında da Ecevit kasketi...

Seçim beyannamesiyle değişmek isteğini ortaya koyan CHP, bu kabul edilemez ‘sözleri’ niye söylüyor peki?

Neden mi böyle düşünüyorum?

Bülent Ecevit’in Mehmet Haberal’ın hastanesinde yanlış tedavi edildiği ve bir gece yarısı Rahşan Ecevit’in onu hastaneden kaçırdığı bilinmiyor mu? Ve eve çıkan Ecevit’in hızla iyileştiği...

Biliniyor...

Adli Tıp, Ergenekon soruşturması kapsamında eski Başbakan Bülent Ecevit’in Başkent Üniversitesi Hastanesi’ndeki tedavi sürecine yönelik şüpheleri haklı çıkartan bir rapor hazırlamadı mı? Hazırladı...

Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan ve 11 Şubat 2009 tarihinde mahkemeye ulaşan rapor 26 sayfa.

Rapor, Ecevit’in hastalığı sürecindeki ihmali ve yetersiz tedaviyi gözler önüne sermedi mi? Serdi...

1999-2002 arasında Ecevit’i tedavi eden doktorların tıbbi kayıt tutmadığı anlaşılmadı mı? Anlaşıldı...

Ecevit’in kaburga kırığı tedavisinin tam, parkinson tedavisinin eksik yapıldığı belirlenmedi mi? Belirlendi...

Ecevit’in, 11 gün boyunca kaldığı Başkent Üniversitesi’nde öldürülmek istendiği iddia edilmişti. Hatta ‘iş göremez’ raporu verilerek hükümet düşürülmek istenmişti.

Peki nasıl oluyor da Kılıçdaroğlu, Ecevit’in memleketi Zonguldak’ta sahneye çıkıp ‘Haberal onurumuzdur’ diyor Ecevit kasketiyle?

Şimdi biz beyannameye mi inanacağız mitingdeki duruma mı?

Hangisi gerçek CHP?

Yeni anayasa isteyen, askerliği kısaltmayı öneren, KCK davasını eleştiren, yolsuzluklara karşı çıkan CHP mi, Haberal’ı “onuru” olarak gören CHP mi?

İşin garibi...

Bu sorunun doğru cevabını bilen birisi olduğunu da sanmıyorum.

CHP’nin yöneticileri de dahil...


***


Duy da şaşırma...

- ÖYSM başkanı Ali Demir hâlâ istifa ‘mektubunu’ yazmadı...

- Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esigeme Kurumu Genel Müdürü İsmail Barış Adana’da sevgi evinde kalan kimsesiz çocuğun kızgın çatalla yakıldığını doğruladı...

- Ermeni ‘katliamı’nın yıldönümü olan günde şakalaştığı arkadaşının kurşunuyla ölen er Sevan Şahin Balıkçı’nın Ermeni olması...

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’a söylemekten son anda vazgeçtiği ‘aaa’ diye başlayan kelime ‘ayağını denk al’mış.

- İstanbul Kurtuluş’a 2003’ten beri savaştan kaçan çoğunluğu Hristiyan mülteciler olan Iraklılar yerleşmiş. Küçük Bağdat deniyormuş oraya artık.

- Mahkeme izniyle tam 80 bin kişinin telefonu dinleniyormuş.


***


Sadece YAŞ kararıyla atılanlar mı mağdur? Ya darbe mağduru askerler

Rahmi Yıldırım’dan bir mail aldım.

1982 yılında ordudan re’sen emekli edilmiş bir asker. Emekli aylığı olmayan bir asker emeklisi.

Solcu olduğu için ordudan atılmış, işkence görmüş, hapis yatmış bir asker.

Ordudan haklarında hiçbir mahkeme kararı olmadan, salt görüş ve inançlarından dolayı, Üçlü Kararname, Yüksek Disiplin Kurulu ya da Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) kararıyla ordudan çıkartılarak mağdur edilmiş askerlerden kurulu, onların hakkını arayan ADAM Platformuna (Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri) başkanlık da etmiş bir mağdur.

12 Eylül döneminde ordudan uzaklaştırılan 397 subay, 176 astsubay, 447 askeri öğrenciden birisi.

12 Mart 1971 darbesinden sonra 450 dolayında asker, ikili kararnameyle, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 573 subay astsubay üçlü kararnameyle ve 447 askeri öğrenci göstermelik Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla, 900’ü 28 Şubat 1997 sürecinde olmak üzere toplam 1543 asker YAŞ kararıyla ordudan atılmış.

Rahmi Yıldırım Diyor ki “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği için referandum kampanyasında en vurgulu propaganda söylemi olarak, darbelerle hesaplaşmaya, darbelerin açtığı yaraları sarmaya söz verdi. Erdoğan, darbelerin açtığı yaraları sarma bağlamında, mahkeme kararı olmadan inançlarından dolayı Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkartılan askerlerin haklarının iade edileceğini söyledi.

Mağdur askerler uzun süre oyalandıktan sonra söz konusu tasarı nihayet geçen mart ayında, sadece 28 Şubat sürecinde irtica suçlamasıyla YAŞ kararıyla ilişiği kesilen askerleri kapsayacak şekilde TBMM’ye sevk edildi. Kamuoyunun tepkisi üzerine ‘yargı denetimine kapalı idari işlem’ ifadesi tasarıya eklenerek, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinin mağduru askerleri de kapsadığı savlandı.


***


Sonuçta tasarı, 6191 sayılı kanun olarak TBMM’den geçti ve 22 Mart 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Her şeye karşın, geçmiş hükümetlerin hiçbir yakınlık göstermedikleri darbezede askerlere ilk kez el uzatılması dolayısıyla, yasa mağdur askerler tarafından umut ve sevinçle karşılandı.

Ne ki tasarı TBMM’de yasalaşırken sergilenen ayrımcılık, şimdi yasa uygulanırken tekrarlanmaktadır. Açıklanan ilk sonuçlara göre sadece YAŞ mağdurlarının başvuruları kabul edilmekte, 12 Mart ve 12 Eylülzede askerlerin başvuruları reddedilmektedir. Milli Savunma Bakanı da, ‘Başvurularını reddederek kendilerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvurabilme imkânı sağlıyoruz’ demekte. Ret kararı verilerek Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde (AYİM) dava yolu açmak, mağdurlarla alay etmektir. Zira, askeri mahkemenin bu konuyla ilgili olumsuz tutumu bellidir, içtihat haline gelmiştir.”

Peki, şimdi Ak Parti 12 eylül rejimiyle hesaplaşma adına çıkardığı 6191 sayılı yasanın uygulanmasında bu çifte standardı niye benimsiyor ?

Rahmi Bey’in anlattığına göre Bakanlığın uygulamasından YAŞ kararıyla atılanların başvurularını kabul ediliyor ama 12 Darbesi mağdurlarınınki edilmiyor.


***


AK Parti, 12 Eylül’le hesaplaşma derken sadece YAŞ kararıyla atılanları mı kastediyordu gerçekten?

Niye açıkça bütün mağdurlara sahip çıkmayacağını, sadece “inançları” nedeniyle atılanları koruyup, “fikirleri” nedeniyle atılanları kapının dışında bırakacağını söylemedi?

Neden insanları kandırdı?

Doğruyu sadece doğruyu söyleyecek bir parti lideri yok mu bu ülkede...

Hep mi kandırırlar, hep mi hayal kırıklığına uğratırlar?

Niye hakka, hukuka, mağdurlara bir bütün olarak sahip çıkmazlar?

Kendi akılları, vicdanları, ruhları da bir bütünlüğe ulaşamadığı, parça parça kaldığı için mi?


***


Düşünmeden duramıyorum

Kahramanmaraş’taki dört kardeşin beraber intihar ettiği haberini duyduğum andan beri aklımdan çıkartamıyorum.

Sürekli olarak, bir polis araştırmacılığında hikâyenin içinde dolanıyorum.

Bu dört kardeşi, bu kadar planlı bir ölüme insanın

kanını donduracak bir soğukkanlılıkla götüren şey

sadece anne acısı olabilir mi?

Anne acısını küçümsediğim için değil, insan annesini kaybetmesinin yaratacağı acıyı hafife aldığım için değil ama babalarını hiç hesaba katmayan, annelerini seven dört kardeşin aynı anda intihar etmesinin nedenini merak ettiğim için... Düşünmeden duramıyorum.

Bu insanlar bunu niye yaptı? Bilmediğimiz ne var?

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız