İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

'Ekmek için Ekmeleddin, kaçak çay için Selahattin'

'Ekmek için Ekmeleddin, kaçak çay için Selahattin'

12 Temmuz 2014 Cumartesi, 08:02

Dağhan IRAK/Evrensel

Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turuna tam bir ay kala Antimedya Gazete’de, adayların iletişim stratejilerini masaya yatırmanın vakti geldi demektir. Üç adayın da kampanyaları üç aşağı beş yukarı belli olduğuna göre, kampanyalara iletişimci gözüyle bakmakta da bir sakınca yok. Yalnız baştan söyleyeyim; yapacağım yorumların adaylara duyduğum siyasi yakınlıkla uzaklıkla bir alakası yok. İyi kampanya iyidir, kötü kampanya kötüdür. Sonra yerel seçimlerde olduğu gibi kendimizi lüzumsuz kavgalar içinde bulmayalım. Oyuma gelince; yazı yazdığım dönemdeki hiçbir seçimde saklamadım, yine saklamayacağım. 10 Ağustos’ta gayet huzurlu bir şekilde sandığa gidip, oyumu Selahattin Demirtaş’a vereceğim. Bunun da az sonra yazacaklarımla alakası yok, ama saklamaya gerek de yok.

ERDOĞAN: YA BENİ SEÇERSİNİZ, YA BENİ SEÇERSİNİZ

Malumu ilan ederek başlayalım. Bu seçim eşit koşullarda yapılan, adil bir seçim değil. Bu baştan beri belliydi de, Erdoğan başbakanlıktan istifa etmeyi reddedince iyice ayyuka çıktı. Recep Tayyip Erdoğan’ın kampanyası, nefret ettiği ama hep kendine örnek aldığı tek parti dönemi CHP’sinin 1946 seçimlerinde yaptığı her şeyi deneyecek neredeyse. Utanmasalar “açık oy, gizli tasnif” isteyecekler. Devletin tüm imkanları, TRT, kamu binaları, valilikler Erdoğan’ın emrine amade. Bu kanunsuzluk, yalnızca fütursuzluktan da kaynaklanmıyor. Erdoğan, stratejik olarak kanunları çiğniyor ve kendisinin her şeyin ve herkesin üstünde olduğu imajını vermeye çalışıyor. Bu seçimde AKP rejiminin uygulayacağı zorbalık, 12 yıldır, ama özellikle de 2010 reerandumundan beri güce taparlığa tahvil ettiği otokrasinin devamı. AKP, kendisi gibi olmayana eziyet etmekten/ edilmesini izlemekten keyif alan bir kitle yarattı ve bu kitleyi “millet iradesi” adı altında paketledi. Kuvvetler ayrılığı, Anayasa Mahkemesi, demokratik teamüller, hatta yaşama hakkı gibi temel insan haklarının bile teferruattan sayılıp rahatsızlık objesi olarak ortaya konulduğu bir iklimle burun burunayız. Tekrar altını çizmek lazım. Bu seçimler adil değil, büyük ihtimalle meşru da olmayacak. Bu Türkiye demokrasisine orta vadede çok büyük hasar veriyor. Hoş, kimin umurunda, o ayrı konu.
Erdoğan’ın kampanyasına baktığımızda aslında yerel seçimden daha zayıf bir görüntü karşımıza çıkıyor. Yerel seçimlerde Erdoğan figürü çok daha baskın, kampanyası çok daha ısrarcıydı. Bunun temelinde, yerel seçimlere Gezi ve yolsuzluk operasyonlarının ardından girilmesi ve Erdoğan’ın kaybedecek çok fazla şeyinin olması vardı tabii ki. Eğer yerel seçimler Tayyip Erdoğan’ın istediği gibi sonuçlanmasaydı, tüm Erdoğan Ailesi’ni yargı önüne çıkaracak bir süreç başlamış olabilirdi. Ve kendinden çok emin görünse de, sesi çıkmazken bile mitingleri ihmal etmeyen Erdoğan kaybetmekten çok korkuyordu. Yerel seçimlerin -şu veya bu şekilde- hasarsız atlatılması, Fethullahçılar’ın geri adım atmak zorunda kalması belli ki başbakanı şu an çok rahatlatmış durumda. İki turlu seçimi önünde sonunda kazanacağını düşünüyor, ki büyük ihtimalle de kazanacak. Üzerindeki baskı şu an çok az ve bunun keyfini sürüyor. AKP’nin kampanya görselleri (logo ve “Yeni Türkiye’nin reisi” pankartları) özensiz ve çok etkili değil. Yerel seçim yorgunluğundan sonra belli ki çok da agresif olmaya gerek görülmemiş. Bundan sonra da Erdoğan’ın kişi kültü üzerinden yürüyecek gibi görülüyor.

İHSANOĞLU: KARAYA OTURAN ADAYLIK

CHP ve MHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu için yürütülen kampanya, aslında tek başına yazı konusu olur. Önce neden İhsanoğlu’nun aday olduğunu konuşalım. CHP, bu seçimler için yurtdışında prestijli, yurtiçinde farklı kesimlerden oy alabilecek oturaklı bir aday arıyordu. Rıza Türmen, Kemal Derviş, Şafak Pavey iyi-kötü bu profili tutturan aday adaylarıydı, ve tabii ki İhsanoğlu da. İhsanoğlu’nu öne çıkaran büyük ihtimalle CHP’nin şaibeli bir şekilde AKP’ye kaybettiği Üsküdar yerel seçimleri oldu. Seçime bir ay kala eski Üsküdar müftüsü ve CHP adayı İhsan Özkes AKP adayının 40 puan kadar gerisinde gözüküyordu. Bir önceki seçimler de bu tarz bir sonuç çıkacağına delaletti. Ancak Üsküdar sokaklarında Özkes’in pankartlarına bakan, dağıttığı “CHP ve din” kitapçıklarını okuyan mütedeyyin kitle günden güne artıyordu. Sonuç olarak Özkes, Üsküdar’da seçim günü durumu kafa kafaya getirdi ve çok büyük ihtimalle gerçek sonuçlarda AKP adayını geride bıraktı. Özkes koltuğa oturamasa da, onun başarısı CHP için ilham kaynağı oldu ve muhafazakar kesime seslenebilecek argümanlara sahip Ekmeleddin İhsanoğlu’nda karar kılındı. Bu hatalı bir stratejidir diyemeyiz. Daha doğrusu hatalı olup olmadığını seçim gösterecek. Üsküdar, Türkiye ortalamasına yakın bir ilçe. Dolayısıyla CHP’nin oynadığı kumar hiç mantıksız denemez.
Ancak en az iki aydır belli olan bir adayı kamuoyuna tanıtmak konusunda CHP -kendisinden beklendiği üzere- baltayı fena halde taşa vurdu. Adayını ne seküler seçmene anlatabildi, ne muhafazakar seçmene tanıtabildi. CHPlilerin işe aylar önce başlaması ve İhsanoğlu’nu medyaya, siyasete hatta Twitter’a ısındırmaları gerekiyordu. Adaylığın açıklandığı gün ezici çoğunluk, İhsanoğlu’nun adını bile bilmiyordu. Hatta CHP’nin stratejik olarak yakın durduğu Hürriyet’te, onun değil, adaylık yoklayan Deniz Baykal’ın röportajı vardı. CHP siyasal iletişim ekibi -şayet böyle bir şey varsa- Ekmeleddin İhsanoğlu’yu yarışa 1-0 yenik başlattı. Şu anda da kampanyanın iyi gittiği söylenemez. “Ekmek için Ekmeleddin” sloganı geçen ay kullanılsaydı -yani insanlar adayın ismine alışırken- anlaşılabilirdi. Oysa şimdi anlamsız. Logo, 1998 yapımı kelime işlemcide çizilmiş gibi duruyor. Yine de adayın çizdiği görüntü çok kötü değil. İhsanoğlu ikinci tura kalırsa, on beş günde “devlet adamı” imajına ne kadar yatırım yaparlarsa o kadar kazanırlar. Ama rüzgar İhsanoğlu’nun tersine esiyor.

DEMİRTAŞ: “SÜRPRİZ AT”LI ŞÖVALYE

HDP adayı Selahattin Demirtaş, şu ana kadar son derece dinamik bir görüntü çizdi. Özellikle sosyalistlerden adaylığına eleştiriler var, ancak Demirtaş, Ahmet Türk’ten beri Kürt Hareketi’nin çıkardığı en kapsayıcı figür. Önyargısız ya da az önyargılı bir Batılı seçmenin Demirtaş’a sempati duyma ihtimali oldukça yüksek. Yerel seçimde HDP, İstanbul adayının ve ekibinin stratejik fiyaskosu nedeniyle çatışmacı, uzlaşmasız ve hırçın bir parti imajı çizmişti. Selahattin Demirtaş, o imajı büyük bir başarıyla siliyor. Bu yalnızca bu seçim için değil, genel seçimlerde HDP’ye oy verebilecek seçmen için de önemli. HDP’nin özellikle CHP’ye yabancılaşan seçmeni toplaması gerekiyor. Bunun ilk provasını bu seçimin ilk turunda yapacaklar. Eğer Demirtaş yüzde 10-15 bandını yakalarsa bu parti için umut verici olur. Bu yüzdelerin, HDP’nin Gezi sonrasında almayı umduğu oy oranı olduğunu belirtelim. Gerek konjonktür, gerekse hatalı strateji nedeniyle büyük şehirlerde bu oran yüzde 4’lere kadar indi. Şimdi bu oran Demirtaş’la tekrar yükselecek, ama kritik soru şu; ne kadar?

KISACA...

Toparlamak gerekirse ilk turda Erdoğan’ın hedefi, olursa yüzde 50’yi geçmek. Demirtaş’ın hedefi ise İhsanoğlu’nu zorlamak, mümkünse geçmek. CHP yine ikinciliğe razı bir görüntü çiziyor. Bu stratejiler, kampanyalara da yansımış durumda. AKP’nin kampanyası iddialı ancak ısrarcı değil. HDP’nin kampanyası dinamik, CHP’ninki ise yorgun. İkinci turda bu stratejiler tabii ki değişecek. Ama önümüzdeki bir ayda fazla bir hareket beklememek gerek. Tabii olağanüstü bir şey olmazsa...

*Demirtaş’ın logosu belli değil. Ancak sosyal medyada şimdilik yukarıda kullandığımız logo kullanılanılıyor

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız