EKMEL HOCA’ GENÇLERE DOKUNABİLİR Mİ?

11 Temmuz 2014 Cuma, 08:57

Aslı Aydıntaşbaş/Milliyet

Ramazandan mı yoksa memleketteki seçim yorgunluğundan mı bilinmez, Çankaya maratonu nedense heyecansız, ruhsuz başladı.
Dün de Çırağan Sarayı’nda Ekmeleddin İhsanoğlu’nun basın toplantısı, basının ilgisi açısından kalabalık, fakat heyecan katsayısı açısından düşüktü. Gazeteciler, ilk kez ‘çatı adayı’ dinleyip uzun uzadıya soru sorma fırsatı buldular. İşte izlenimler:
* ORGANİZASYON İYİ, SES KÖTÜ : Organizasyon, klasik CHP ve MHP basın toplantılarından daha profesyoneldi. Ancak İhsanoğlu’nun konuşmasını önündeki kağıttan okuması, ilginin biraz dağılmasına neden oldu. İhsanoğlu’nun hitabet tarzı siyasetçiden ziyade bir dışişleri bakanı ya da diplomatı andırıyordu. Konulara olan hakimiyeti, daha ziyade soru-cevap bölümünde doğaçlama konuşurken kendini belli etti.
* TRT BİLE VERDİ! Medyanın önde gelen kuruluşları ve köşe yazarları oradaydı. Daha da önemlisi, haftalardır muhalefet tarafından yanlı yayın yapmakla suçlanan TRT, diğer haber kanallarıyla birlikte çatı adayın toplantısını canlı verdi.
* “HILLARY!” SLOGANI GİBİ “EKMELEDDİN”: 2008 ABD başkanlık seçimlerinde Hillary Clinton’un imaj danışmanları, adayın “soğuk” ve “ciddi” imajının kırılması ve gençlerle daha kolay ilişki kurabilmesi için kampanya sloganını “Hillary Clinton” değil “Hillary!” olarak tasarlamıştı. Benzer bir biçimde İhsanoğlu da broşür ve görsel malzemelerde “Ekmel Hoca” ya da “Ekmeleddin” diye tanımlanıyor. Tanıtım malzemeleri, dikkatlice hazırlanmış. Tüm partilerden oy almayı hedefliyor. Ancak yaş ortalamasının 29 olduğu Türkiye’de Ekmel Bey’in aşması gereken bir kuşak sorunu yok değil. Dünkü toplantıda da karşısındakilere “Azizler” diye hitap eden Ekmel Bey’in yarı-resmi üslubu, gençlere ve sokaktaki insana “dokunmasının” kolay olmayacağının habercisi gibiydi.
* ‘EKMEK’ Mİ DEDİNİZ? Ancak “Ekmek için Ekmeleddin” sloganı dün açıklandığından bu yana sosyal medyada tartışma konusu oldu. “Sevgiyi Ekmek için, Bolluğu Ekmek için, Ekmek İçin Ekmeleddin” sloganı, ben dahil birçok gazeteciye naif geldi. Ancak bir buğday tarlası şeklindeki Türkiye haritası üzerine yazılan sloganlar, İhsanoğlu kampanyasının “huzur”, “birlik” ve “kucaklaşma” gibi temalarıyla paralel.
* ÇÖZÜM SÜRECİ VE ANADİLE DESTEK: Her ne kadar iktidar tarafından “statükonun adayı” olarak lanse edilse de, İhsanoğlu dün çözüm süreci ve İmralı’yla müzakereler konusunda net bir tutum aldı: “Kürt meselesi bizim en hassas meselemizdir. Barış elbette barış. Savaşa elbette hayır. Barışla bu işi halletme yollarını bulmamız lazım. Birbirine baktığınız zaman kimin Kürt, kimin Türk olduğunu fark etmek mümkün değil. Ama dil farkı var. O dile karşı da ülkemiz hata yapmıştır. Biz her şeyi sopayla halletmeye çalışmış bir mirastan geliyoruz maalesef. İnsanları susturmak, ana dillerini konuşmamalarını sağlamak kabul edilemez bir şey. Ben yabancı bir ülkede doğdum. Benim için ana dilim, ana sütü gibi, ana dili insanın temel hakkıdır. Ana dilini konuştuğu yer vatandır. Eğer siz konuşamıyorsanız siz vatanınızda yaşamıyorsunuz. Bu olacak şey değil, çok büyük haksızlık oldu. Bunun giderilmesi şarttır.”

BAŞKAN ADAYI DEĞİL

Ekmeleddin İhsanoğlu, adaylığını açıkladığı ilk günden beri “partilerüstü” bir profil çizmeye çalışıyor. Dün de kendini Ak Parti’nin rakibi veya bir “Başkan adayı” değil, tüm partilerden oy alacak ve sistemin aşırılıklarını dengeleyebilecek bir “büyük abi” ya da “ombudsman” olarak konumlandırdı. Soruları yanıtlarken “Başbakan’la mükemmel bir dostluğu” olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı olursa mevcut hükümetle çalışacağını söyledi. Ancak Başkan değil parlamenter sistemde bir Cumhurbaşkanı adayı olduğunu da hissettirdi: “Siz anayasanın 104’ncü maddesine göre seçiliyorsunuz, yukarı çıkıyorsunuz ben beğenmiyorum diyorsunuz, bu olamaz, anayasanın ihlalidir. Amerikan sistemiyle bizim ülkemizin ilgisi yok. Orası ABD. Bizim tek devletimiz var.”