İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

YAZAR YAZI

Kendi hikâyenizi yazın

Kendi hikâyenizi yazın

09 Temmuz 2014 Çarşamba, 08:53

Yılmaz ÖZDİL /Hürriyet

Perihan Abla dizisinin çekildiği muhitte, Kuzguncuk’ta doğdu.
10 yaşındayken, Kartalspor’da futbola başladı, Forvet oynuyordu. Minikler liginde İstanbul şampiyonu oldu, Fenerbahçe’yi yendiler, golü o attı. Düştü bi gün, kolu kırıldı, iyileşip döndüğünde, antrenörü defansa koydu, morali bozuldu, çıkardı futbolcu formasını, babası gibi hakem gömleği giydi. 17 yaşındaydı.

*

Reşit bile değildi. Gençleştirme projesi kapsamında, ailesinin izniyle, ilklerden biriydi. Asistan hocası, babasıydı. Birinci hocası ise, doktor-hakem-yorumcu Ahmet Çakar’ın, doktor-hakem babası Mustafa Çakar’dı. Kocaeli Üniversitesi’ni kazandı, işletme diploması aldı.

*

Annesi, Vildan Hanım... “Evdeki yan hakem” desek, yanlış olmaz. 90’lı yıllarda, Kuşadası’ndaki seminerde,
hakem eşlerine verilen kursakatıldı. Her hafta maç, sürekli kamp, devamlı futbol muhabbeti, nasıl katlanılır? Fedakârlığın psikolojisi... Bunların eğitimini aldı. Senelerce eşinin ve oğlunun bavulunu hazırladı. En sıkkın anında bile, güler yüzle uğurladı, güler yüzle karşıladı. Hayatı mecburen futbol olduğu için, FIFA kokartlılar kadar oyun kurallarına hâkim.

*

Eşi, Gamze... Bandırmalı. 9 senedir evliler. Çocukluk aşkı. Yazlıkta tanıştılar, 16 yaşından beri, el ele büyüdüler. Maç biter bitmez telefonla aradığı ilk kişi... Eve dönünce oturup, yönettiği maçı seyrediyorlar. Asla, eşinin düdük çaldığı maça gitmiyor. Çünkü, küfür... Maalesef, bu memlekette hakemlerin “insan” olduğu unutulduğu gibi, hakem eşlerinin de “insan” olduğu hatırlanmıyor. Halbuki, bugün ulaştığı zirveyi Gamze’ye borçluyuz. Kamp, deplasman, yurtdışı derken, yılın 156 gününü evinden dışarda geçiriyor; eşinin üstlendiği fedakârlığı hesap edin... Ne bayramları var, ne tatilleri, sadece özveri var. Henüz çocukları yok.

*

Kız kardeşi, Fatma... Galatasaray Üniversitesi mezunu, Yeditepe Üniversitesi’nde reklam üzerine yüksek lisans yaptı. Maçlardan önce ve sonra, mutlaka, kız kardeşinin fikrini soruyor. Özellikle, hakem-futbolcu diyalogları hakkındaki gözlemlerine çok önem veriyor.

*

Sigorta acentesi var. İki sene öncesine kadar ortağıyla götürüyordu, ayrıldı, eşiyle birlikte kendi acentesini kurdu. “Kendi” diyorum ama, kendisinin işle bi alakası yok aslında... Maç, kamp, idman, seyahat, seminer, vakti yok. Gamze’nin üstüne yıkmış vaziyette... Üstelik, ailesinin ekmeğiyle oynuyor, acentesinin para kazanmasını engelliyor! Herhangi bir kulüple alakası olan müşteriyi, kesinlikle kabul etmiyor. Prensip... Kusura bakmayın, başka acenteye gidin diyor. Adam gibi adam olunca, işte böyle oluyor.

*

Evinde ve işyerinde kayıt cihazı var, Avrupa’daki tüm maçları kaydediyor, her gün en az iki maç seyrediyor, kararları örnekliyor, ekibine seyrettiriyor. Çocukluk tutkusu bu... Tek kanallı TRT döneminde, babasının yönettiği maçları videoyla, beta kasede kaydederdi. O zamanlar cep telefonu yok, babası soyunma odasına iner inmez, stadı arar, kararları doğru verip vermediği konusunda yorum yapardı. Hatta, babasının arkadaşı öbür hakemler, bu özelliğini bildikleri için, mutlaka kaydetmiştir diye düşünerek, maç biter bitmez, onu arayıp, pozisyonları sorarlardı. 80’lerden günümüze kadar, tüm spor programlarının arşivi var evinde.

*

Ortaokul ve lisedeyken, İngilizce derslerine beden eğitimi öğretmenleri girmişti! Buna rağmen, iyi derecede İngilizce biliyor. Çabaladı... Kurslara gitti, İngiltere’ye dil eğitimine gitti, eksiğini halletti.

*

Fit... Boğazına dikkat ediyor. Olimpiyata katılacak atlet gibi çalışıyor. Her gün iki saat idman yapıyor. İstisnalar hariç, en geç 23’te yatıyor.

*

Gece hayatı yok.
Alkol yok, sigara zaten yok.

*

Sinema seviyor, tiyatroya gidiyor, sadece eşi ve yakın arkadaşlarıyla geziyor, özel hayatını özel yaşıyor. Başkası olsa, havasından geçilmezken, saygın, mütevazı, düzgün ve bence en önemlisi “normal” kalmayı başaran biri o.

*

Rock müzik dinliyor. Favorileri, Amerikalı heavy metal grubu Manowar’la, İrlandalı alternatif rock grubu The Cranberries... Soyunma odasında hazırlanırken bile, kulaklığında tınlıyor.

*

Tolga Çevik’e benzetiliyor. Yolda denk geldiğinde, Tolga Çevik zannedip, fotoğraf çektirmek isteyenler oluyor. Tolga onu izliyor mu bilmiyorum ama, o Tolga’yı kahkahalarla, severek izliyor.

*

Her akşam bir-iki saatini kitap okumaya ayırıyor. Yaşar Kemal ve Hikmet Temel Akarsu’yu beğeniyor. Ancak, kelimenin tam manasıyla, Stephen King hayranı.

*

Cüneyt Çakır.

*

En başta, babası Serdar Çakır, tüm Türkiye’yi onurlandıran hakem.

*

Aynı zamanda, doktor.
Fahri doktor.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi. Malum, genelde yalakalık olsun diye, siyasetçilere fahri doktora verilir. Oysa bu üniversitede, hiç de alışık olmadığımız şekilde, bir hakeme bu unvan verilmişti. Peki neden? Törende konuşan Rektör Profesör Mustafa Saatçı, herkese nasip olmayanı, şu sözlerle izah etti: “İşin erbabı olan, ülkemizin adını uluslararası platforma taşıyan, kendi hikâyesini yazan Cüneyt Çakır’ın, başarısını paylaşmanın, desteklemenin, sahiplenmenin bir görev olduğu bilincindeyiz.”

*

Ve, siz değerli gençler...
Kendi hikâyenizi yazın.

*

Dünyaya cahil cühelayla, palavralarla yön veremezsiniz. İşte bu akşam bütün dünya izleyecek... Dünyayı anca eğitimli, bilgili, çalışkan, dürüst insan olursanız yönetebilirsiniz.

*

Rol modeliniz “düdük”ler olmasın, Cüneyt Çakırlar olsun.

Yılmaz Özdil - Hürriyet - See more at: http://www.istanbulgercegi.com/kendi-hikayenizi-yazin-11082637.html#sthash.vUq2JJIY.dpuf

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız