|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.
|
|
|
|
|
YAZAR YAZI |
|
Yargıcın cübbesi, siyasetçinin gömleği
16 Nisan 2014 Çarşamba, 08:50
Mümtaz'er Türköne/ZAMAN
|
|
Cübbe, Başbakan’ın zannettiği gibi bir güç sembolü değil. Hafta sonu Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı “yeni düşmanı” ilan ederken söylediği “cübbe sizi güçlü gösterebilir” lafından, bu yüzden hakikat çıkmaz.
Paylaş
Tweetle
Paylaş
Gönder
Yazdır
A A
Cübbe “güç”ün değil “vicdan”ın sembolüdür. Üç meslek grubu cübbe giyer: Yargıçlar, bilim adamları ve din görevlileri. Her üçü de işlerini yaparken hiyerarşik bir amirin değil, sadece kendi vicdanlarının emrini dinler.
Cübbe, vicdanı ile iş yapanları hem kendi aralarında hem de dışardan bakanlar nezdinde eşit ve tarafsız kılar. Vicdanı temsil eden cübbe, altındakinin kişisel tercihlerini ve düşüncelerini bastırıp örter. Giydiği kıyafete yansıyan zenginlik veya zevkle birlikte kişiliği ve sosyal statüsü, cübbenin altında kaybolur. Vicdanı ile iş yapanlar kendi tercihlerini şapkalarıyla birlikte askıya asar, cübbeleriyle de kapatırlar. Cübbe bir kıyafetten çok zevksiz, bol ve biçimsiz bir örtü gibidir. Bilim adamları zaten kötü giyindikleri için cübbeyi törenler dışında pek giymezler. Din görevlileri, ibadet esnasında cübbenin yanında bir de kefenlerini sarık şeklinde başlarına geçirirler. Yargıç, cübbesi ile çıktığı kürsüde adalet sembolü gibi gözlerini bağlayıp körleşir, ona bakanların sadece mücessem bir vicdan görmesi beklenir. Avrupa’da geleneksel olarak devam eden peruk ve pudra ilaveleri, cübbenin dışına taşan kimlik ve kişiliği de ortadan kaldırmak içindir.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı, o cübbenin altında bir güç ve iktidar sembolü olarak göremeyiz. Elbette anayasal yargının siyasal bir içeriği var; ancak denge ve fren sistemi dahilinde bu kurum sadece kontrolsüz gücü durdurma görevini yerine getiriyor. Freni boşalmış bir kamyon gibi yokuş aşağı gelen iktidarı durdurmak kolay mı? Tam tersine Hükümet’in elinde çok etkili güç araçları var. Partizan medya karteli hedef belleyip yargısız infazlarına, algı operasyonlarına giriştiği zaman üzerindeki cübbe Haşim Kılıç’ı korumayacak. Cübbe bir zırh olmadığına göre, savaş çıktığı zaman ayağınıza dolaşır. Başbakan, kitleleri ve kameraları karşısına alıyor ve “siyaset yapmak isteyen cübbesini çıkarır siyasetini yapar” diye meydan okuyor. Cübbesi Haşim Kılıç’ın elini kolunu bağlıyor; konuşmasına ve cevap vermesine engel oluyor; Başbakan’ın sözlerindeki alenî tahakküme karşı başında bulunduğu kurumu savunmak zorunda olsa bile.
“Siyasetçinin gömleği” ise yanlış tefsir edilen bir efsaneden ibaret. Efsane dünya malı biriktirmeyen tevazû sahibi Hz. Ömer gibi halifelerin, Selahaddin Eyyubî gibi devlet adamlarının hayatından türetiliyor. Her ikisi de öldüğünde terekelerinden birer gömleği aşmayan dünya malı çıkıyor. “İdam gömleği”ni popüler hale getiren, rahmetli Özal olmuştu. “Siyasetçinin iki gömleği vardır, biri idam gömleğidir” sözü, bir feragati ifade ediyordu. Halbuki aslolan öbür gömlektir. Kaç tane dünyalık gömleğiniz var? Yani ne kadar kendinize çalıştınız? İdam gömleği bulundurmanın gereği var mı? İdam cezası kalktı, varken de tasası idam edenlere düşerdi. Demek ki gömlek, siyasetle sağlanan zenginliğin sembolü. Bir gömlek siyaseti mevcut.
Siyasetin bilim değil ama bir tür sanat olduğu doğru. Peki ne tür bir sanat? Erdoğan için bu sorunun cevabı “düşman çoğaltma sanatı”. Düşmanlar dikkatle belirleniyor, kendini savunma araçlarına sahip olmayan kurumlar ve toplum kesimleri özellikle seçiliyor. Düşmanlar hayal mahsulü olunca savaşın galibi de önceden belli oluyor; hayalî düşmanlarla savaşarak efsanevî bir kahramana dönüşüyor. Bir tür hayalet avcılığı olarak düşünebilirsiniz bu politika anlayışını.
Bir düşman olarak “paralel devlet” hayaleti, Erdoğan’ın yerel seçim stratejisinin ana eksenini oluşturmuştu. Cumhurbaşkanlığı seçimi için hedefte Anayasa Mahkemesi var. Böylece hem kamuoyunun telaffuz ettiği muhtemel rakibini yıpratacak hem de Yüksek Mahkeme’nin kararlarını itibarsız hale getirecek.
Bu sefer siyasetçinin rengarenk gömleği ile yargıç cübbesi, yani güç ve vicdan karşı karşıya.
|
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|