Muhaberat devleti!

16 Nisan 2014 Çarşamba, 08:36

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

MİT yasa tasarısı, mevcut MİT Kanunu'nun 6'ncı maddesinin 6'ncı fıkrasının son cümlesini metinden çıkartıyor.

6'ncı fıkrada deniliyor ki: \'Elde edilen kayıtlar, bu kanunda belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz. Elde edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi geçerlidir.\' Ve metinden çıkarılan son cümle: \'Bu fıkra hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile, Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır.\' Kayıtları korumayanlar, gizliliği ihlal edenler ya da amaç dışı kullananlar hakkında savcı doğrudan soruşturmaya geçemeyecek. Hani siz yasa dışı dinlemelere karşıydınız? Neden MİT'e böyle bir zırh kazandırıyorsunuz? MİT, uysa da uymasa da, tıpkı Taraf yazarlarına yaptığı gibi, insanları teknik takibe alacak, kayıtları şantaj maksadıyla bile kullanabilecek. Ama hesap vermeyecek.

\'Muhaberat devleti\' diyenler hiç de haksız değil.

Hakan Şükür'e ayıp

Hakan Şükür, spor dünyasında \'Kral\' diye anılan bir isim. Sadece Galatasaray camiası değil bütün futbolseverler onu beğeniyor, efendiliğini takdir ediyor. Mütevazı bir yaşantısı, eşi ve çocuklarıyla sıcak ilişkileri mevcut. Tam bir aile ortamı. Üstelik, bel kemikli bir insan: \'Gelene ağam, gidene paşam\' demiyor.

Dershanelere karşı takınılan tavır ve Fethullah Hoca'ya yöneltilen ağır eleştiriler, Şükür'ün AK Parti'den ayrılmasına yol açtı. Geçmişte de siyasi partilerden benzer istifalara rastladık. Ama hiçbiri \'hain\' muamelesi görmemişti. Bu ne biçim iş! Önce AK Partili Sancaktepe Belediyesi, sonra da Esenyurt Belediyesi, Hakan Şükür ismini taşıyan tabelayı stadyumdan indirdi.

Çok klasik olacak ama uygun düştüğü için söylüyorum, Sancaktepe ya da Esenyurt Belediye başkanlarının adları yarın hiç hatırlanmayacak ama \'Kral\' lakabını taşıyan Hakan Şükür, spor camiasında ve Türkiye'nin şöhretleri listesinde yerini daima muhafaza edecek. Kusura bakmayın, bugün dahi bu belediye başkanlarının ismini bilen kaç kişi var? Onlar sadece Hakan Şükür'e yaptıkları ayıpla gazetede yer bulabiliyorlar.

Babanızın çiftliği mi?

Muhammed Çetin, AK Parti'den istifa etti. Düşünceler bu kadar ayrışmışken elbette partide kalamazdı.

Türk Hava Yolları, milletvekillerini business class'a \'upgrade\' yapıyor. Ama Muhammed Çetin'i cezalandırmışlar! Ona karşı farklı davranıyorlar. Meclis Başkanı Cemil Çiçek araya girdi; yönetimi aramış. Ayırımcılığa karşı tavrını koydu. Kendisini kutluyorum fakat bu kadar yetmez. Sonuç alıncaya kadar mücadele etmeli.

Bu davranış, maalesef kuruma son derece basit ve sığ bir zihniyetin hâkim olduğunu da gösteriyor. Akılları sıra öç alıyorlar.

Beyler, THY sizin babanızın çiftliği mi?

Nasrettin Hoca gibi

Adana'da yasa dışı dinleme sebebiyle 6 polis tutuklandı. (14 Nisan'da, nöbetçi mahkeme, tutuksuz yargılanmalarına karar vererek serbest bıraktı. N.I.) 13 Nisan 2014 tarihli yazımda, 17 ve 25 Aralık \'darbe\' iddialarına başka illerdeki polisleri zan altında bırakarak gerekçe oluşturulamayacağını yazmıştım.

Bu neye benziyor biliyor musunuz? Nasrettin Hoca, çarşıda yüzüğünü düşürmüş. Ama onu, hemen evinin önünde aramaya başlamış. Sormuşlar: \'Hoca bu ne iş? Sen yüzüğü çarşıda kaybetmedin mi?\'



Hoca cevap vermiş: \'Çarşıda nasıl bulurum ki! Bu yüzden avluda arıyorum.\'

Tutuklanan polisler, dinlemelerin yasal olduğunu belirtiyorlar. Diyelim ki yasa dışı... Bunun sözde darbe iddialarıyla ne ilişkisi olabilir? 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla ilgili dinleme kararlarının mahkemeden izinle yapılıp yapılmadığı ve TİB'e bildirilip bildirilmediği araştırılmalı.

Kaldı ki çok sayıda dinleme arasında bazen teknik takipteki bir kişinin telefonuna alakasız bir şahsın takılması mümkün. Polis, o anda takılan telefonun İMEİ numarasını ihmal edip, araştırmayabiliyor; kasıt olmamasına rağmen, dosya tefrik edilmiyor, hâkim ve savcının dinlenmesi gibi hatalı bir uygulama ortaya çıkabiliyor. İhmal mi, kasıt mı, bu da incelenmeli. Polis memurları, savcı ve hâkimi dinlemiş de bu içeriği şantaj amaçlı kullanmış mı; araştırılmalı. Ama ne olursa olsun, 17 ve 25 Aralık \'darbe teşebbüsü\' Adana'da polis tutuklayarak ispat edilemez.