İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun, istiklâlden mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık sayılamaz.

YAZAR YAZI

Türkiye’de demokrasinin ideolojik ve sosyolojik düşmanları

Türkiye’de demokrasinin ideolojik ve sosyolojik düşmanları

14 Nisan 2014 Pazartesi, 08:03

Ohannes Kılıçdağı /AGOS

Farkındayım, bir köşe yazısı için epey iddialı bir başlık oldu. Zaten yazacaklarım da başlığı hakkıyla karşılamaya yetmeyecek, dışarıda bıraktığım birçok şey olacak ama seçimlerin ertesinde demokrasi tartışmalarının yapıldığı bu ortamda bir-iki noktaya değinmek yerinde olacaktır.
Türkiye’de demokrasinin gelişmesinin önündeki en büyük engellerden biri, ağır, yaygın ve ‘derin’ devletçilik anlayışıdır. Türkiye’de birçokları için esas mesele devlet, onun korunması ve bekasıdır. Siyasi yelpazenin neresinde olurlarsa olsunlar, belli başlı bütün partiler (Kürt siyasi hareketi ayrı bir tartışma konusu olmak üzere) devletçidir. Sağ zaten böyle olduğu gibi, solun büyük bir kısmı da böyledir. Suriye’yle savaşa girmekle ilgili ses kayıtları faş olduğunda bütün muhalefetin, AKP’yi falan unutup nasıl devletçi kesildiğini hatırlayın. Bu, yalnız siyasi partiler için de geçerli değildir. Gene hatırlayın, bu ülke, devletin çıkarları söz konusu olduğunda adaletin ikinci planda kalacağını söyleyen hâkimler, Müslüman olmayan vakıfların mülk iadesinin adaletin gereği olsa bile devletin aleyhine olduğu için reddedilmesini söyleyen cumhurbaşkanlığı vetoları gördü.
Bu, bugünün mevzusu da değildir. Klasik Osmanlı-Türk siyaset teorisinde devlet/otorite merkezde olagelmiştir, her şey onun etrafında döner. ‘Devlet-i ebed müddet’ veya ‘Türk devletsiz olmaz’, bu anlayışın ürettiği laflara örnektir. Örneğin, modern döneme kadar Osmanlı siyasetinin hâkim anlayışı olan daire-i adalet de, şu mantığa sahiptir: Devlet için ordu, ordu için para, para için vergi, vergi için reaya gerekir; reayanın vergi verebilmesi için huzurlu bir ortamda çalışıp üretebilmesi gerekir, huzurlu bir ortam için adalet şarttır, adaleti de ancak devlet sağlar. Böylece, devletle başlayan döngü gene devletle tamamlanmış olur. Görüldüğü gibi, bu anlayışta, yönetilenler devletin devamı için gerekli bir unsurdur sadece, adeta sağılacak bir ‘inek’tir. Batı’da ortaya çıkmış, devleti ‘toplum sözleşmesi’nin neticesi olarak gören düşüncelerle basit bir kıyaslama yapmak bile, farkı görmeye yetecektir. Ayrıca, klasik Osmanlı siyaset teorisinde, muhalefete ayrılmış, sistem içi meşru bir yer yoktur. Muhalefet, ortaya çıktığı zaman bertaraf edilmesi gereken bir anomali olarak görülür. Bugün buradan sadece bir adım ilerdeyiz. Seçim, meclis gibi, muhalefete yer veren kurumları eksik gedik de olsa başardık ama formel siyaset dışı muhalefete hâlâ ‘ters’ bakan bir yönetim anlayışımız var. Velhasıl, devleti kutsayan, muhalefeti şeytanlaştıran bu siyasi zihniyet, toplumdaki uzantılarıyla birlikte bu güçlü varlığını sürdürdükçe; devleti, aşkın bir varlık katından hesap verebilir bir organizasyon seviyesine indirmediğimiz sürece, demokrasinin gelişmesi çok zor.
Dönelim topluma... Buradaki kimi zihniyet kodları da demokrasi için başka bir engel. Toplumun kahir ekseriyeti özgürlükçü anlayıştan çok uzak ve katı bir muhafazakârlık içinde. Din kaynaklı muhafazakârlık ağırlıkta olmakla birlikte, muhafazakârlığın tek versiyonu bu değil. Dindar veya değil, herkes başkalarının hayatını da kendi normlarına göre tanzim etme peşinde. Birbirinin hayatına müdahale ‘normal’. Kimse kendi inançlarına göre ama kendi mecrasında yaşayıp gitmeye razı değil, bununla yetinemiyor, geri kalan hayatlar da onun inançlarına göre tanzim edilsin istiyor. Kendi gibi yaşamayanlar görünür olsun istemiyor; onları, hele komşu olarak hiç istemiyor. Herkes herkesin ‘evinin içinde’ olanı bilmek ve ona göre yargılamak istiyor. Özetle, ağır bir kolektivizm ve ahlakçılık kol geziyor. Fakat, ahlakçılık, aile ilişkileri, kadın-erkek ilişkileri ve bel altı meselelerde görülüyor; iş akçeli konulara gelince, ‘üçkâğıtçılık’ bir norm olduğu gibi, aynı zamanda takdir edilen bir maharet. Kendini dindar olarak tanımlayanlar da bundan vareste değil. Başka bir deyişle, başkalarının özel hayatları söz konusu olduğunda sonuna kadar ‘şeffaflık’ hoşumuza gidiyor ama siyaset, ekonomi gibi, kamuyu yani herkesi ilgilendiren konularda şeffaflığı aynı oranda beklemiyor, aynı kararlılıkla talep etmiyoruz.
Yer kalmadığı için ayrıntılara giremiyorum ama milliyetçiliğin ve militarizmin de toplumda yaygın kabul gören değerler olmasının, demokrasiyi sekteye uğratan diğer etkenler olduğunu not edelim.
Malum, liberallik bizim memlekette küfür yerine kullanılır. Ben de, liberalizmin bazı temel önerme ve varsayımlarıyla hemfikir olmadığım için, kendime liberal diyemem ama yukarıda bahsettiğimiz ve aslında cemaatçi kolektivizmin sonucu olan ‘zehirler’e karşı, ‘panzehir’ olarak ‘bir ölçek’ liberalizm iyi gelebilir.

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız