Necip Fazıl’ın “Başyüce”si R.T. Erdoğan, Zati Sungur’luğa iyice kaptırdı kendini. Hanedan üyelerinin eşliğinde, savaş baltasını sağa sola sallayarak yaptığı zehir zemberek konuşmadan sonra gazetelere “Teşekkürler Türkiye!” reklam-ilanı vermiş: Savaş miğferinin içinden beyaz güvercinler uçurtarak milletin gözünü küllüyor.
Bu teşekkür yağmurunun altında kalmak ayıp olacağı için, bendeniz, her cümlesine bir ısırgan sapıyla karşılık vererek Başyüce’ye bir dostluk buketi sunmak istiyorum:
***
•30 Mart yerel seçimlerinde milletimiz son sözü söyledi.
-Seçimin şaibeli olduğu her saat kanıtlanıyor. Seçmen seçimlerde vadeli söz verir ama bazen vadenin sona ermesini beklemeden demokratik insan hakkından birini kullanarak sokağa da dökülür. İllet olmayan her millet son sözünü asla söylemez, bir sözü daha vardır. Seçmen milletin ancak %43’ü (ki bu oranın hesaplanmasına da şeytan karışmıştır) bir söz verdi. O söze pek güvenme!
•Demokratik olgunluğuyla yine kendi iradesine sahip çıktı.
-Millette belki demokratik olgunluk var ama o olgunluk ne yazık ki sizin zat-ı âlinizde yok. Balkondan yaptığınız konuşmanın videosunu seyrederseniz, metnini yeniden okursanız o olgunluğun yanına bile yaklaşmadığınızı görürsünüz. Siz görmeseniz de öteki millet (%57) görüyor bunu.
•Büyük milletimiz oynanan oyunu gördü. Kasete, ihanete, montaja, şantaja dur dedi.
-Size oy veren %43, polisi, yargıcı ve savcıyı engellediğiniz için oynanan oyunu göremedi. Kasete, ihanete, montaja, şantaja millet “Dur!” diyemez, ancak yargı “Dur!” der. Seçimden önce seçmen milletin %57’si size inanmıyordu; seçim dalaverelerini gördükten sonra midesi bulanıyor. Size %43 mü, %57 mi büyük diye sormuyorum; sizin payınız daha büyüktür.
•Yalana, ihanete, manipülasyona geçit vermedi. İradesine, geleceğine, memleketine sahip çıktı.
-Seçmenin %43’ü gizlenen, üzeri örtülen gerçekleri göremediği için size oy verdi. Görenlerin oyu belli: %57! %43 uykudan uyanırsa sen asıl o zaman kork!
•Uzaktan kumandalı siyaseti, ülke düşmanlarıyla beraber kurgulanan oyunları bozdu. İstikrarı, huzuru, kardeşliği bozmak isteyenleri hezimete uğrattı.
-Düşmanların adını vermediğiniz için, düşmanların muhalefet olmadığını kabul edersek, hükümetinizin 12 yıllık “paralel” ortağını kastettiğinizi düşünmek özgürlüğüne sahibiz. Bu parelel ortakla birlikte, itiraf ettiğiniz gibi, ülkenin TSK’sına, aydınlarına, yurtseverlerine kumpas kuran siz değil miydiniz? İçinde eşitliğin “e”si bulunmayan istikrarı, huzuru, kardeşliği, paralel ortağınızla birlikte bozmadınız mı? Eşitlik olmadan ne huzur, ne istikrar, ne kardeşlik ne de demokrasi olur! Bunu bir kenara yazın!
•Büyük milletimiz, kurulduğu günden bugüne girdiği sekizinci seçimde de yine AK Parti’yi birinci yaptı. Milletimiz kazandı, sağlam irade kazandı.
-AKP’niz 8 seçimden birinci çıkmış olabilir ama özgürlük, eşitlik, adalet ve kardeşlik erdemlerinin büyük sınavında sondan birinci oldu. Başta Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay ve Sayıştay sınavlarında da sınıfta kaldınız, işinize gelmeyen yargı kararlarına saygı göstermediniz. Millet sizin iktidarınızda sadece kaybetti, hiçbir şey kazanmadı. İradenizin hangi konularda tersine sağlam olduğunu milletin %57’si çok iyi biliyor.
•AK Parti bu emaneti hem belediyelerde, hem ülke yönetiminde gurur ve sorumlulukla taşımaya devam edecek. AK Parti bugüne kadar olduğu gibi durmayacak, dinlenmeyecek.
-Gurur ve sorumluluktan anladığınız şey seçmen-milletin %57’si ile çakışmıyor, örtüşmüyor; tam aksine çelişiyor. Hiç kuşku yok, Balkon söylevinizden de çok iyi anlaşıldığı gibi durmayı ve dinlenmeyi düşünmediğiniz belli. Eğer, durdurulan ve üstü örtülen skandallar konusunda durmayı ve dinlenmeyi düşünmüyorsanız, bu epeyce zor; ihaleleri gene aynı yöntemle vermeyi düşünüyorsanız bu da epeyce zor. Şurasından burasından ilga ettiğiniz Anayasa’yı tamamen ilga edemezseniz, yargı önünde hesap vermeden aklanmanız mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti’nde fetvaların hükmü yok, inanmıyorsanız, deneyebilirsiniz.
•(AK Parti) 77 milyon vatandaşımıza, oy veren-vermeyen diye asla ayırmadan hizmete devam edecek.
-77 milyon vatandaş konusunda ilkin adlandırma ve sıfatlandırmalardan vazgeçmeniz; Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Pomak, Roman, Gürcü, Süryani, Ezidi diye nitelemekten; dindar, dindar olmayan, ateist, Sünni ve Alevi diye sıralamaktan vazgeçmeniz gerekiyor. Yaptığınız ayrımcılık ve bölücülüktür.
•Aşkla, sevdayla, azimle hizmet bayrağını daha da yükseltecek.
-Aşkla, sevdayla, azimle ama millete sormadan yapacağınız hizmet, eğer Üçüncü Köprü, Üçüncü Havaalanı, Kanal İstanbul gibi çılgınlıklar ise bayrak yerinde dursun, sakın yükseltmeyin.
•Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi büyütmeye devam edecek.
-Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi ancak özgürlükçü, eşitlikçi demokrasi, laik düzen içinde, yeni Siyasal Partiler Yasası, barajsız seçim, özgür ve bağımsız yargı, özgür sendikalar, özgür sivil toplum örgütleri, siyasete karışmayan cemaat ve tarikatlar, kadınlara eşit haklar, çocukların ve doğanın koşulsuz korunması büyütür. Ancak siz böyle düşünmüyorsunuz.
•Millet büyük, hedef büyük, gelecek büyük...
-Millet elbette “büyük”, ama sizin hedeflediğiniz büyük gelecek karanlıklar ülkesinde.
•Büyük milletimize sonsuz teşekkürler.
-Büyük milletin %57’si Mersin’e giderken siz nereye gidiyorsunuz?
•Yeni Türkiye yolunda daima ileri.
-“Yeni Türkiye” demek ne demek? Demokratik, laik ve sosyal olmayan hukuksuz bir devlet mi?
***
Sayenizde demokrasi kavramı iyice soysuzlaştı. Cumhuriyet düzeninin temeli hukuktur. Biraz “Cumhuriyetimiz!” demeyi öğrenin. Demokrasinizin bir kalabalık rejimi olduğunu, hukukun çoğunluğun hukuku olduğunu, çoğunluğun azınlığı ezdiği bir rejim olduğunu ne yazık ki 12 yıllık saltanatınızda kanıtladınız. Şimdi azınlığın çoğunluğu ezdiğini kanıtlayacaksınız. Siz önce cumhuriyetçi olun, Türkiye Cumhuriyeti’ne saygı gösterin. İlkeleri size demokrasi yolunu gösterir.
|