Önce Ankara 15. İdare Mahkemesi, Twitter'ın kapanmasıyla ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. Sonra da Anayasa Mahkemesi, \'Siteye erişimin engellenmesi hak ihlâlidir\' dedi. Zaten Twitter, yasalara aykırı bir biçimde kapatılmıştı.
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) resen karar alabileceği durumlar 3 şıkla sınırlı: 1) Müstehcenlik 2) Cinsel istismar 3) Özel hayatın gizliliği.
Burada da ihtilâf, süratle mahkemenin onayına sunuluyor; mahkeme tasdik etmezse, erişim yasağı kalkıyor.
Ayrıca kanuna göre TİB sadece URL adresi vererek sayfaya erişim yasağı koyabiliyor. YouTube ya da Twitter gibi hizmet sunan siteyi toptan yasaklayamıyor.
Bir sitenin toptan yasaklanması mümkün fakat bu yetki mahkemeye ait. Mahkeme, eğer sayfaya erişim engeli koyarak içeriğe ulaşılmasına mani olunamayacağına kanaat getirirse, hizmet ya da yer sağlayıcıya toptan yasak koyabiliyor. Twitter ve YouTube aleyhine böyle bir mahkeme kararı mevcut değil. Buna rağmen, yasa dışı yasak bugüne kadar sürdü.
TİB'in bu keyfi uygulaması karşısında devlet erkânının sosyal medyaya girerek yasağı delmesi yaraya merhem olmuyor; kamuoyu daha net bir tavır bekliyor.
Önce Ankara 15. İdare Mahkemesi sonra Anayasa Mahkemesi özgürlükçü bir tavır sergiledi. Yargıya ağır müdahalelere rağmen hâlâ bazı müesseseler hukuk çizgisinde kalmaya ve adil karar vermeye devam ediyorlar. Alkışlar...
Hukuk mücadelesi
Twitter ilk kapatıldığında, AK Partili yetkililer \'Mahkeme kararlarını dinlemiyorlar, bizi muhatap almıyorlar\' demişti. Bu iddia doğru çıkmadı. Twitter yönetimi, mahkeme kararları kendisine ulaşmadan önce, sitenin kapatıldığını açıkladı. 3 karar söz konusuydu. 2'si hakkında zaten Twitter, kendi ilkeleri çiğnendiği gerekçesiyle, içeriğe erişimi yasaklamıştı. \'oyyokhırsıza\' hesabı için de İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurmuştu. 5. Sulh Ceza Mahkemesi, Twitter'ın talebini Binali Yıldırım'ın kişilik haklarının ihlâl edildiği gerekçesiyle reddetmişti. Bu arada, kendilerinin verdiği kararın, Binali Yıldırım'ı hedef alan blog'a erişimle ilgili olduğunu, Twitter'ın toptan kapatılmasını ihtiva etmediğini de açıklamıştı.
Twitter, 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararına karşı, 18. Asliye Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu. Mahkeme, Twitter'ı şu gerekçeyle haklı buldu: \'Devlet organları, kişilerin düşünce ve kanaat özgürlüğünü sınırlandıracak iş ve işlemlerden kaçınmak zorundadır. Ayrıca, kamu yararı üstün tutulmalıdır.\'
Böylece \'oyyokhırsıza\' hesabını kapatan Anadolu 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nin kararı, İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından bozulmuş oldu. Twitter yönetimi de erişimin engellenmesi talebine itiraz etmelerinin gerekçesini politikayla uğraşanların şeffaf ve kamu denetimine açık olmaları ilkesine dayandırmıştı. 18. Asliye Ceza Mahkemesi bu görüşü teyit etti.
Yasağa kılıf aranıyor
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), Dışişleri'ndeki Suriye müzakereleri dışarıya sızınca, \'milli güvenlik\' gerekçesiyle YouTube'a erişimi yasaklamıştı. Hâlbuki kanunda böyle bir yetkisi yok. Şimdi ağız değiştirdi. Yasağı, YouTube'taki Atatürk aleyhine sayfalara dayandırıyor.
İnternet Kanunu'na bakalım... Katalog suçlar bahsinde 8 adet suç tarif edilmiş: İntihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanmasına yer ve imkân sağlanması, Atatürk aleyhine işlenen suçlar. Bu suçlar söz konusu olduğunda, erişim engelleme kararını mahkeme alıyor; TİB'e bildiriyor. TİB, uygulamasını ve takibini yapıyor. Katalog suçlar dışındaki yayınların yasaklanmasında ise TİB devre dışı kalabiliyor. Hakarete ya da iftiraya uğrayan kişi, mahkeme kararını aldıktan sonra, doğrudan erişim sağlayıcılarına müracaat edip yasak koydurabiliyor.
Bunun yanı sıra TİB, katalog suçlar içinde yer alan çocukların cinsel istismarı ve müstehcenlik ile katalog suç kapsamına girmeyen özel hayatın gizliliğinin ihlâl edilmesi gibi 3 konuda, önceden mahkeme kararına ihtiyaç duymadan resen tedbir alabiliyor. Ancak tedbir kararı alındıktan sonra mahkemenin onayına gidiliyor. Karar onaylanmazsa, erişimin engellenmesi tedbiri ortadan kalkıyor.
Görüldüğü gibi, \'milli güvenlik\' diye bir bahis mevcut değil. Bu yüzden şimdi YouTube'da yer alan Atatürk aleyhindeki yazılar mazeret olarak ortaya atılıyor. TİB, Dışişleri Bakanlığı'ndaki toplantıdan sızan tapelerin Cumhuriyet sitesinde yayınlanması üzerine de siteye \'Özel hayatın gizliliği ihlâl edildi\' gerekçesiyle, içeriğin çıkarılması talimatını vermişti. Cumhuriyet, özel hayatın gizliliğiyle ilgili bir konu olmadığını beyan ederek TİB'in talimatını göz ardı etmişti.
Uysa da uymasa da yasağa kılıf aranıyor.
|