“Bu yasa ile Twitter, Facebook, YouTube hesaplarına erişim engellenebilir.”
Şimdiki yasa Meclis’te görüşülürken, AKP hariç, herkes bugünleri görüyor. İki yıl önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski internet yasasını “Erişimi engelliyor” gerekçesiyle, “sözleşmeye aykırı” buluyor:
1- Keyfi uygulamalara yol açabilir.
2- İfade özgürlüğünü engelleyebilir.
Bu daha eski yasa. AİHM eski internet yasasını bu biçimde mahkûm ediyor. Yeni yasa hazırlanırken, uzmanlar AİHM kararını ve eski yasayı hatırlatıyor:
“Yeni yasada ifade özgürlüğünü geliştirici hiçbir değişiklik yok”. Altını çiziyor, “Sansür sistematik hale geliyor”.
HEPSİ VAHİM
Yasa görüşülürken, ne vurgulandı ise şimdi doğrulanıyor:
“İdareye keyfi düzenleme yetkisi vermektedir. Bunun sınırı belirsizdir”. Yasanın hangi maddesi vahim değil ki:
“TİB yasama, yargı ve yürütme yetkilerini tek elde toplamakta, TİB Başkanı kendi kendine erişimi engelleme kararı alabilmektedir”. Hangi maddesi vahim değil ki:
“Keyfi uygulamalara karşı çıkmayı mümkün kılacak etkili başvuru yolları yoktur”.
Ne insan hakları kalıyor, ne anayasa hukuku. TİB istihbarat örgütüne dönüşüyor. Özel hayata müdahale ediyor.
Bunların hepsi söyleniyor, yazılıyor, çiziliyor. Buna rağmen, Abdullah Gül basıyor imzayı. Basra harap olduktan sonra, yasağı delen tweet atıyor. Oysa, kuşun kanadı yasa daha hazırlanırken kırılıyor, tek kanatlı kuş, bizdeki demokrasi gibi.
Cemaatin oy kılavuzu
CEMAAT ve tarikatlar her seçimde bir parti ile işbirliğine giriyor. 70’lerde genellikle Adalet Partisi, 80 sonrasında ANAP onların asıl tercih ettiği parti. Arada MSP ve devamı Refah Partisi, Fazilet Partisi ile bağlantıları var. Güçlerini tek bir partide toplamıyor, yumurtaları ayrı sepetlere dağıtıyor.
2002, 2007 ve 2011’de stratejileri değişiyor, ilk kez tek bir partiyi, AKP’yi destekliyor. Ama, artık köprüler çoktan atılıyor. AKP ve cemaatin bu seçimde bir araya gelmesi imkânsız. Cemaat seçimde ne yapacak?
1- AKP adaylarına asla oy vermeyecek.
2- Nerede, hangi parti önde ise o partinin adayına oy verecek, yeter ki AKP kazanmasın. Örneğin, bir il ya da ilçede BDP ileride ise cemaat BDP’ye yüklenecek, MHP önde ise MHP’ye, CHP önde ise CHP’ye destek verecek.
Hemen iki büyük il, İstanbul büyükşehirde Mustafa Sarıgül’e, Ankara büyükşehirde Mansur Yavaş’a oy verecek, çünkü iki CHP adayının şansı çok yüksek.
Sandık başındayız
“HAREKETİMİZİN hiçbir siyasal parti ile bağı yok, bütün partilere eşit mesafedeyiz. Sadece seçim güvenliğinden kaygı duyuyoruz.”
Sayısız yolsuzluk, hırsızlık iddiaları ortasında, bir de tepeden inme yasaklarla dürüst seçim yerine hileli seçim kaygısı hızla artıyor. Bu kaygıyla ortaya gönüllü insanlar çıkıyor. İstanbul’da “Sandık Başındayız Platformu” olarak.
Halk seçim sandığı güvenliğine el koyuyor. İstanbul’da 33 bin sandık var. Platform her sandığa bir gönüllü yerleştirmeye çalışıyor. Şu ana kadar yirmi bin gönüllüye ulaşıyor, 13 bin gönüllüye ihtiyaç var.
Sivil toplum ayağa kalkıyor, orada Gezi, şurada Twitter, burada sandık başı. “Yetti be” diyen, birleşiyor.
|