Seçim meydanlarında Gülen cemaatine dönük sert eleştirilerini sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son olarak, bundan sonra cemaatin Türkçe Olimpiyatları’nı yapamayacağını söyledi.
“Bitti artık o iş. Artık bizden stat alacak, kapalı spor salonu alacak; geç o işi geç. Kapandı o defter artık” dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Gaziantep’teki seçim mitinginden dönerken Erdoğan’ın bu açıklamasını da sorduk. Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
“Bir diktatörden başka bir şey beklenmez zaten, yasak getirir. Ne zararını gördü ki yasak getiriyor? Anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Türkçe Olimpiyatları yıllardır Türkiye’de yapılıyor. Yabancı ülkelerden öğrenciler Türkiye’ye geliyorlar. Türkçe öğrendiklerini gösterilerle, şiirlerle, şarkılarla, türkülerle halka anlatıyorlar. Bu, doğrusunu isterseniz bu ülkenin gururunu okşuyor. Dünyanın belki de gidip göremediğimiz pek çok yerindeki öğrenciler, şu veya bu şekilde Türkçeyi öğreniyorlar. Bunu yasaklamanın doğru olduğuna inanmıyorum.”
CHP lideri, koşullar uygun olmadığı için bugüne kadar Türkçe Olimpiyatları’na katılamadığını, ancak öğrencilerin kendisini ziyaret ettiğini belirtti. “Bundan sonra katılmayı düşünüyor musunuz” sorusunu da, “Koşullar uygun olursa katılırım, CHP’li arkadaşlar katıldılar Türkçe Olimpiyatları’na. Bir kültür faaliyeti olarak görmek lazım” diye yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, “Ses kayıtları, tapeler konusunda siyasetin topluca bir tavır göstermesi gerekmiyor mu?” sorusunu yanıtlarken ise şunları söyledi:
“İkiye ayırmamız lazım. Kişinin özel yaşamı ile ilgili kasetlere şiddetle karşıyım. Bunun şu veya bu şekilde belli kişi ve kurumlar tarafından servis edilmesini uygun görmem. Özel yaşamın dışında, toplumu ilgilendiren ses kayıtları varsa onun yayılmasında, kamuoyuna duyurulmasında hiçbir sakınca görmem. ABD’de Watergate skandalı oldu, Başkan istifa etmek zorunda kaldı. Bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları var. Özel yaşamı ilgilendirmeyip doğrudan toplumsal yaşamı ilgilendiren bir konuda, özel bir kaydın yayınlanması suç görülmüyor. Böyle bir tablonun ortaya çıktığı durumda, ‘Efendim ses kayıtları var ama özel hayat’ diyemeyiz, bunun özel hayatla ilgisi yok, toplumun çıkarları ile birebir ilgilidir ve yayınlanması doğrudur. Yayınlamamak suçtur.”
CHP lideri, “Türkiye’de seçim sürecinde gerginliğin tırmanmasından, kutuplaşmanın artmasından yakınılıyor. Başbakan Erdoğan ile konuşmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna karşılık ise, “Hayır. Eğer Türkiye’de temiz siyaseti öngörüyorsak şaibeli bir kişiyle, ana muhalefet partisinin bir araya gelmesini asla doğru bulmam. Onun önce aklanması lazım” dedi.
‘Erken seçimi planlıyorlar’
Kılıçdaroğlu, bazı şehirlerde CHP ile MHP’nin seçim işbirliği yaptığı, İstanbul, Ankara gibi bazı metropollerde MHP’lilerin CHP’ye, bazılarında da CHP’lilerin MHP’ye oy vereceği yolundaki iddiaları ise şöyle yanıtladı:
“Her siyasal parti adaylarını gösterdi. Dolayısıyla bir işbirliği söz konusu değil. Bunu açıklıkla ifade edelim ama vatandaş kime oy verirse ona da saygı göstereceğiz. Oy geçişkenliğinin fazla olacağı, kararsızların oyunun çok önemli olacağı bir seçim yaşayacağız. Yerel adayların kimlikleri önemli. Adaylar eğer gerçekten bölgeye, beldeye, yönetmek istediği belediyede güven veriyorsa pek çok partiden o adaya oy gelebilir.”
CHP lideri, hükümetin erken seçim planladığını belirterek, “Büyük bir olasılıkla hükümet, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile genel seçimleri birlikte yapmak isteyecektir. Ekonominin iyiye gitmediğini iktidar da görüyor” diye konuştu.
Öcalan’ın mesajı
Kılıçdaroğlu, Abdullah Öcalan’ın, Diyarbakır’da Nevruz meydanında okunan ve çözüm sürecinin artık yasal bir çerçeveye oturtulması talebini içeren mektubunu değerlendirirken de, “O konuda iktidar partisinin yaptığı görüşmelerin ayrıntılarını bilmemiz gerekiyor. Eğer böyle bir söz verilmiş ve beklenti içine sokulmuşsa onlar da gereğinin yapılmasını istiyorlar” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Biz, daha önce Anayasa Uzlaşma Komisyonu gibi her siyasal partinin eşit sayıda milletvekili vereceği bir uzlaşma komisyonunun bu sorunun çözülmesi için kurulmasını istedik ve bunun paralelinde parlamento dışında yine siyasal partilerin eşit sayıda gösterecekleri akil adamlar heyetinin de kurulmasını istedik. Bunların, eşgüdümlü ve eşzamanlı çalışabilirlerse bu sorunu çözmede daha etkin sonuçlara ulaşılabileceğini düşünmüştük. Ama bu kabul görmedi” ifadelerini kullandı.
|