AKP’nin yeni taktiği muhafazakarları korkutmak

20 Mart 2014 Perşembe, 09:08

Kadri Gürsel/Milliyet

“Korku impa- ratorluğu”, popüler siyasi deyimler lügatimize, “Erdoğan ve AKP düzeninin neden olduğu kitle psikolojisinin adı” olarak yerleşmiştir. Uzun tarife lüzum yok. Tek cümleyle özetlersek, “Üstün, egemen ve kendisinden olmayana hak tanımama eğilimine girmiş bir iktidarın baskıcı gücü karşısındaki öğrenilmiş çaresizlik”tir, korkunun imparatorluğu altında yaşamak...
Ne var ki Gezi direnişi korku imparatorluğunu yıkmıştır.
Bunu tespit ettiğimizden dolayı, iktidarın 30 Mart’tan sonra daha koyu bir baskı rejimine yönelmesinin sadece daha fazla istikrarsızlığa yol açacağını ve bunun da muktedir üzerinde, en kısa sürede ve çok daha sarsıcı bir bumerang etkisi meydana getireceğini söylüyoruz. “Korku imparatorluğu çöktü” dedik ama korkutarak siyasi sonuç alma huyundan vazgeçmeyen muktedirin bu maksatla yeni tarz bir faaliyet başlattığını görüyoruz.
Bu kez bir önceki seçimde kendilerine oy vermiş seçmen kitlelerini korkutarak elde tutmaya çalışıyorlar.
İktidar, “Biz gidersek yerimize gelenler size verdiğimiz her şeyi geri alacak” mealindeki bir propagandaya son günlerde dört elle sarıldı.
Misal, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’in geçen pazartesi günkü Milliyet’te yayımlanan sözleri:
“Türkiye’nin seçim sonrasında Ukrayna’ya döneceği iddiaları da var. Bunları gören aklıselim sahibi milletimiz, istikrardan yana oyunu kullanır. ‘Eğer Türkiye’de Tayyip Erdoğan giderse, AK Parti’ye bir şey olursa biz biteriz’ düşüncesi dalga dalga yayılıyor. 30 Mart’ta bu nedenle çok iyi bir sonuç alacağız.”
İşler, “Bitersiniz düşüncesini yayıyoruz” dememiş; fiili edilgen formda kullanıp “yayılıyor” diye konuşmuş. Sonuç değişmiyor. “Dalga dalga” mıdır bilmem ama “Erdoğan giderse, siz bitersiniz” mesajını yaydıkları bir gerçek. Televizyonlarda da bu olumsuz propagandalara tanık oluyoruz.
Milleti istikrarsızlıkla korkutup oy istemek, bir başka ifadeyle negatif kampanya yürütmek, şimdi iktidarın içine düştüğü çaresizliğe delalet ediyor.
Oysa Türkiye şu an tek elde aşırı güç yoğunlaşmasının neden olduğu bir istikrarsızlığın pençesinde.
Gezi isyanına da bu aşırı güç kullanımı yol açmadı mı?
Bu iktidar, siyasi kültürü ve doğasının içerdiği baskıcı ve totaliter eğilimleri, sandıklardan aşırı biçimde güçlenerek çıkmasının neticesinde kapıldığı kibir ve özgüvenin sonucunda fütursuzca kuvveden fiile dökerek Türkiye’yi istikrarsızlaştırdı, geleceği belirsiz bir ülke haline getirdi.
Dolayısıyla “Bu iktidar giderse biz biteriz” diye, sözde istikrarı korumak adına yine bu iktidara oy vermek, bir zeka göstergesi değildir. Bu iktidar ötekileştirdiği kesimleri oy sandıklarından devşirdiği güce güvenerek ezdi ve bunun sonucunda istikrarsızlığa neden oldu. 30 Mart’ta alacağı oyları yine bastırmak ve susturmak için kullanacağına dair ilk ağızdan güçlü ifadeler ve gözlemlenen emareler mevcut. Bu vuku bulursa, yine çatışma ve istikrarsızlığa neden olur. “Korku imparatorluğu” yıkıldı çünkü.
Bu iktidar için oy isteyenler başka nedenler icat etmeli.
Ayrıca, kimse korkmasın. Bu toplum ve siyaset sınıfı şu son yıllarda yaşananlar sayesinde öğrendi ve olgunlaştı. Erdoğan AKP’sinin yerine gelecek herhangi bir iktidar, muhafazakar kesimlerin meşru hak ve kazanımlarına el sürmez. Bir başörtüsü konusunda mesela, “en eski Türkiye”ye, AKP öncesine dönmek imkansızdır.
Ayrıca, “endişeli muhafazakarlar”ı teskin etmek açısından altını çizelim: Bundan sonra epeyi bir süre hiçbir iktidar Erdoğan AKP’si kadar güçlü olamayacak ki bu da iyi.
Şu açıdan: Varsayalım ki Erdoğan gidince yerine gelecekler muhafazakar kesimlerin haklarını geri almak için yanıp tutuşacak kadar özgürlükçülük ve demokrasiden nasibini almamış siyasi kadrolar olsunlar... Yetmez. Onlara bunu yapacak güç de gerekli.
Bu arada, Başbakan Yardımcısı İşler’in, Erdoğan gider ve AKP’ye bir şey olursa biteceklerine inandırabileceği kesin olan bir kesim elbette var. Onlar, kamu kaynaklarının gayrimeşru paylaşımından, en tepeden en alta kadar doğrudan nemalanan bir kapalı şebekenin mensubu olanlardır ki bunların küçük bir azınlık oluşturdukları muhakkaktır