\'Yeter ki sus, Başbakan!

17 Mart 2014 Pazartesi, 08:02

Tayfun Talipoğlu /YURT

Anadolu yollarında yaklaşık 2,5 milyon kilometre yol yaptım. Bu ülke insanının sevincine, kederine, barışına, kavgasına tanık oldum.
Cezaevlerinde en azılı diye tanımlanan mahkumlarla söyleşiler yaptım. Ama hiç birisinin ağzından, öldürdükleri insanlar için kötü bir söz duymadım; hep bir pişmanlık vardı ve birçoğu (çocuk tacizcilerini öldürenler hariç) \'İyi ettim öldürdüm\' demedi, \'Pişman değilim\' demedi; aksine, \'Keşke olmasaydı\' dediler.
Kan davalarının öykülerini dinledim, barış yemeklerine katıldım. Hiçbirinde ölenin arkasından, öldüren tarafın ağzından küfür duymadım. Hele, ölen insanların ailelerine ‘terbiyesizlik’ edeni görmedim.
Çünkü, ölüm oyunu bozar ve ölenin arkasından konuşulmaz;, konuşan olursa, büyükler onu susturur.
Ve halen bu ülkede siyasi görüşleri farklı bile olsa, ‘taziye’ önemlidir. Susulur taziye evlerinde.
Ama bugün tanık olduğumuz Başbakan'ın söylemleri karşısında şaşkınım ve dehşet içindeyim. Hele; Berkin Elvan'ın öldürülmesini haklı göstermek için, Başbakan'ın böyle insanlık dışı yalan beyanları art arda sıralamasını, acılı anneye hakaretini alkışlayan ve suskunluklarıyla destek olan AKP milletvekillerini görünce, küfretmemek için kendimi zor tutuyorum.
Sayın Vekiller; \'İyilik etmiyorsunuz bu adama; haydi vekil olmak için onurunuzu sattınız da, çocuklarınızın yüzüne nasıl bakıyorsunuz?
Hiç mi anne - babalıktan nasibini almadınız? Berkin Elvan, Burak Can ve Ahmet Küçüktağ'ın babalarının verdiği insanlık dersini almayacak kadar mı vicdanlarınızı körelttiniz?
Yıllarca ‘Bölücü Başı’ diye hitap ettiğiniz Abdullah Öcalan, İtalya'daki röportajımızda barış isteğini dile getirirken, o gün şehit olan 17 askerimizin haberini izlemiş; \'Bütün bu gençler bizim, artık kan dursun diye barış istiyorum\' demişti. Yorumu varın siz yapın.
Yani dostlar, öyle bir noktaya geldik ki; \'Tamam Bilal'i yargılamayalım, çaldığınız da sizin olsun. Yeter ki sus, Başbakan\' demek geliyor içimden.