Fıkraların eskileri vardır, ama yeni olaylara yakıştırmanın bir sakıncası yoktur; üstelik sizin eski dediğiniz fıkraları, yeni duyanlar da vardır.
Bir adam köyünden çıkmış, kasabaya gidiyor, hava güzel, bir akarsuyu izleye izleye, türkü çağıra çağıra... Birine rastlamış, o da kasabaya gidiyormuş...
Birden gökyüzünü kara bulutlar kaplamış, arkadan gök gümbürdemiş, yağmur kovadan boşanırcasına yağıyor. İkinci adam tedbirli, yağmurluğu sırtında, birinci adam ıslanıyor...
İkinci adam torbasını açmış, bir yağmurluk çıkarıp vermiş:
“Al bunu giy, ıslanma!”
“Allah razı olsun!”
* * *
Bir süre sonra yağmur kesilmiş, birinci adam yağmurluğu sahibine vermiş:
“Çok teşekkür ederim!”
Adam mağrur, gülümsemiş:
“Eğer benim yağmurluğum olmasaydı, sırılsıklam olurdun!”
“Sorma, Allah razı olsun, dedim ya!”
Biraz gitmişler, yine aynı laf:
“Benim yağmurluğum olmasaydı, sırılsıklam olurdun!”
“Tamam yahu, kaç kere teşekkür edeceğiz?”
Biraz sonra, adam lafını daha da sıklaştırmış:
“Yağmurluğum olmasaydı, donuna kadar ıslanırdın!”
Adam durmuş, kendisini akarsuya atmış; dalmış, çıkmış, bağırmış:
“Ulan yağmurluğun olmasaydı, bundan daha fazla ıslanmazdım ya!”
* * *
Başbakan’ın, Türkiye’yi protesto edenlerin, maaşlarını Türkiye’nin gönderdiği paradan alanlara “beslemeler” demesi, bize bu fıkrayı hatırlattı.
Fıkradaki adam, kendisini akarsuya atmış.
“Al yağmurluğunu, başına çal!” demiş...
Kıbrıs’taki “Yes be anemciler!”in ise böyle diyecek halleri yok!
Bu lafları hazmede hazmede, daha çok yol alırlar!
“Eli mahkûm!” diye bir laf vardır.
Onların da elleri mahkûm!
* * *
Aziz Nesin’in 1950 öncesi bir taşlaması vardır:
“Halk partisi tüzük ister
Demokratlar yüzük ister,
Söylenecek söz çok ama
Söylemeğe büzük ister!”
Peki, bugün CHP ne istiyor ya da acil ihtiyacı ne?
“Susturucu!”
En son, Süheyl Batum’un, orduyu kâğıttan kaplana benzetti, tüy dikti!
Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Senin ne haddine böyle laf?” dedi ve eski Genel Başkan Deniz Baykal’a sığınarak, “Ordu ancak CHP’nin genel başkanlığı katında eleştirilir” diyerek itiraz etti:
“Deniz Baykal demiştir ki!” diyerek.
Deniz Baykal’dan medet ummak!
Buraya çok erken gelmediniz mi?
Zaten Kılıçdaroğlu’na da “U Kemal” adını takmışlar.
Trafik işaretiymiş, sağa, sola dönüş serbest, demekmiş.
Ne ilgisi var, ne alaka diyeceksiniz.
Dün söylediğini bugün değiştirenlere, bu işaret uygun görülürmüş...
Kılıçdaroğlu’na uyar mı?
Ona siz karar verin!
Ve sorun:
“Af var mı, af!”
|