Laf benimki de.
Çocuk olmanın değişmez yazgısıdır,
bu ülkede.
Kazanımı, sıcacık ekmeğin kenarını
oracıkta koparıp,
indirmekte olsa aç karnına mideye
zordur yine de.
Sıcacık yataktan çıkıp,
kan uykulardan uyanıp,
üstüne geçiriliverilen uyduruk giysilerle,
ayakta şıpıdık şıpıdık bir terlikle,
düşmek bakkalın yollarına.
İki ekmek, bir kalıp beyaz peynir, 5 yumurta...
Akılda tutması bile ne zordur.
Çocukluğun sabah stresleri.
Her birimiz kaç kez yaşadık bu sahneyi.
Ama Berkin dönmedi geri...
Haftalarca süren yaşam mücadelesi,
15 yaşın baharında,
16 kiloya kadar düşen bir beden bütün acısıyla,
çocukluk anılarımızın yanına,
ilişiverdi usulca.
Hep orada kalacak bundan sonrada.
Sen rahat uyu Berkin bebek.
Baharın,
haziranda isyanın,
insan onurunun,
hak aramanın,
sembolü olarak kalacaksın hayatımızda.
Sana söz.
Bu ülkede çocuklara nişan alarak
gaz sıkmayı yasaklatacağız.
Al işte yazıyorum buraya.
Berkin yasası diyeceğiz buna.
O, insanlık suçu savaş aleti
gaz bombalarının kapsülünde yazdığı gibi,
yakın mesafeden ve doğrudan çocuklarımızın üstüne
ateş edemeyecek hiç kimse.
Hiç bir amirin aklından bile geçmeyecek böyle bir şey.
Hiç bir muktedir sana yapıldığı gibi,
bir ateşi emredemeyecek,
gizleyemeyecek, koruyup kollayamayacak.
Sana ant olsun.
Bir gün bu ülkede,
senin adınla yasaklanacak bu insanlık suçu.
İsyanın gülü, anasının kuzusu, ülkemin umudu
gençliğinin baharında,
çocuk coşkusuyla koşarken ekmek almaya
bir kendini bilmezce vuruldu kafasından.
Niye?
Ne geçti elinize?
Ele bulaşan kan,
hiç bir caninin uzatmamıştır ömrünü.
Hoşça kal Berkin.
Bu ülke, bu toprak unutmayacak seni.
Senin adınla, dalga dalga büyüterek mücadeleyi,
insanlık yolunda, gaz tabancası vahşetini de,
gömeceğiz tarihe.
Bu yasa, bu ülkenin meclisinden çıkana dek,
bitmeyecek yasımız.
Çocukluğumuzun sevinçli günlerinden kalma
sıcak ekmek buğusu yakarken genzimizi,
söz veriyoruz sana.
Berkin bebek elveda...
|