Polise yapılan 'paralel' operasyonda casusluk suçlamasına dayanak olan Selam-Tevhid örgütü soruşturmasının, Emniyet ve yargıda yapılan görev değişikliklerinin ardından bir çırpıda kapatıldığı ortaya çıktıPaylaş
AKP operasyonunu YURT deşifre etti
Selam Tevhid örgütü soruşturmasını bahane ederek çok sayıda izinsiz dinleme yaptığı iddiasıyla tutuklanan 31 polisin sorgu kayıtlarında, sözkonusu örgütle ilgili dosyanın Terörle Mücadele Şubesi (TEM) ve yargıdaki görev değişikliklerinin ardından tek bir tutanakla kapatıldığı ortaya çıktı. Selam-Tevhid dosyasına takipsizlik kararı, örgütü ihbar eden Kamile Yazıcıoğlu'nun ifadesini değiştirmesiyle verildi. Kamile Yazıcıoğlu'nun ifade tutanağının imzalanması konusunda TEM polisleri arasında tartışma yaşadığı da mahkeme tutanaklarına yansıdı.
Emniyet içerisinde “paralel” yapılaya yönelik başlatılan operasyonda 115 polis gözaltına alınırken, 31 polis tutuklandı. Tutuklanan polislere, “Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme, Hukuka Aykırı Olarak Kişiler Verileri Kaydetmek, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Etmek, Resmi Belgede Sahtecilik, Suç Uydurma” suçlamaları yöneltildi. Suçlamaların temelinde Tevhid Selam isimli bir örgüt uydurarak soruşturma başlatıldığı ve bu soruşturma kapsamında başta “Devlet büyükleri” olmak üzere yüzlerce insanın yasa dışı yollarla, hukuksuz bir şekilde dinlenildiği iddia ediliyor. Yani soruşturma Tevhid Selam örgütünün 'sözde' hale gelmesi üzerine başlatılıyor. Söz konusu örgüt için Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da, “Bunlar demek ki gelirken selamün aleyküm diyor diğerleri ise aleykümselam yanıtı veriyor\' diyerek soruşturma hakimlerinin “örgüt oluşturma gayreti” içerisinde olduğunu ima etmişti.
YARGITAY'DAN ÜÇ ONAY
Tevhid Selam örgütü soruşturması, 90'lı yıllardan beri Türkiye'nin gündeminde olan, İran'ın Türkiye içerisinde yürüttüğü “casusluk” faaliyetleri iddiaları kapsamında ele alınıyor. Soruşturma yeniden Emniyet gündemine, örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen Hüseyin Avni Yazıcıoğlu hakkında eşi Kamile Yazıcıoğlu'nun 04/03/2011 tarihinde vermiş olduğu bilgiler doğrultusunda giriyor. Şahıs hakkında 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 08.04.2011 tarihinde verdiği iletişim tesbit talimatıyla dinleme başlatılıyor. Kamile Yazıcıoğlu'nun kocası ile ilgili Bursa'da başlayan şikayetleri İstanbul Terörle Mücade Şube'de de devam ediyor. Kamile Yazıcıoğlu, 06/04/2011-25/04/2011 ve 23/01/2012 tarihihlerinde TEM'e bilgi veriyor ve eşinin bilgisayarından fîash bellekle ek belgeler ve yazılı notlar sunuyor.
'KAÇ İSMAİL KAÇ'DAKİ SAVCI İŞ BAŞINDA
Kamile Yazıcıoğlu, soruşturmanın devam eden aşamalarında sürece dair müdahalede bulunmazken, 26.02.2014 tarihinde İstanbul TEM Şube'ye başvurarak daha önce vermiş olduğu ifadeleri reddediyor ve bu ifadelere eklemeler yapıldığını, aynı zamanda ifadelerde yer alan imzanın kendisine ait olmadığını beyan ediyor. Yazıcıoğlu'nun ifadesini '17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Çarkı Operasyonu'nun ardından yapılan değişikliklerle önce görevli olduğu 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde müracaat savcılığından terörle mücadele ve organize suçlar kapsamını soruşturmakla yetkilendirilen, ardından da İstanbul Başsavcıvekilliği'ne terfi ettiğilen Mehmet Akif Ekinci alıyor. Ekinci 'Kaç İsmail kaç' skandalın 'kahraman'larından. CHP Milletvekili Mahmut Tanal ve şüpheli avukatlarının odasına gittiği esnada soruşturmayı Sulh Ceza Hakimi Bekir Altun'un 'yoğun' olduğu gerekçeyle devrettiği Hakim İsmail Çiçek'le beraber odada Mehmet Akif Ekinci de yer alıyor. Başsavcıvekili Ekinci, Yazıcıoğlu'nun imzaların ve ifadelerin kendisine ait olmamadığı iddiasını sorgulamadan kabul ediyor. Olağan durumda, imza metinlerini kriminal raboratuvarlarında inceletmesi ve ardından çıkan sonuca göre ya imza sahibini yalan beyandan soruşturmaya tabi tutması, yada söz konusu ifadeleri aldığı iddia edilen polis memurlarına karşı somut delil olarak kullanması gerekiyor. Başsavcıvekili polis ifadelerine göre, bunlardan herhangi birini yapmak yerine Yazıcıoğlu'nun ifadelerine güveniyor.
HAKARETLE İMZALATTIRILAN BELGELER
Şüpheli polis memurlarından Abdülkadir Ağır'ın ifadesinde, Tevhid Selam örgütü soruşturmasının kapanışıyla ilgili önemli ifadeler yer alıyor. Ağır ifadesinde, soruşturmanın kapanışıyla ilgili olarak TEM'de şahit olduğu durumu şu ifadelerle anlatıyor: “Kamile YAZICIOĞLU'nu emniyette üç gün üst üste gördüm. O dönem içerisinde daha önce büromuzda, hatta şubemizde benzeri görülmemiş emniyet amiri Özgür T. ile büro memurları Özay Ö., Muhis B. ve soyadını unuttuğum Harun isimli polis memurları arasında skandal denebilecek derecede evrakı imzalayıp imzalamamak mevzusuyla ilgili tartışmalar yaşandı. Öyle ki Özgür T., kendi odasına çağırdığı az önce ismini zikrettiğim polis memurlarına hakaret ve tehditler etmiştir, daha sonra memurları odasından kovmuştur. Özgür T.'in memurlarla odasında yaşadığı tartışmaların sesi büro koridorunda duyulmuştur, hatta Harun isimli memuru bizzat büro koridoruna çıkarak tehdit etmiş, eline evrakı alarak içerisinde ne olduğunu bilmediğim ancak Kamile YAZICOGLU'na ait olduğunu düşündüğüm ifade suretini eline alarak, 'imzalayacaksınız lan, burada kahpelik yok, şerefsizlik yok, biz burada kahpeliği şerefsizliği ortaya çıkarmaya çalışıyoruz, bunu imzalamayan herkes hesabını verecek' dediği, büro memurlarınca işitilmiştir, soruşturmanın sağlığı açısından Muhlis B., Özay Ö. ve Harun isimli polis memurlarının dinlenmesini talep ediyorum, yine bu dönemde büromuzda görev yapan Fikret başkomiser de bahse konu evrakla ilgili olduğunu düşündüğüm, yine imza atıp atmama mevzusuyla alakalı, D büro amirliği yapan Özgür T. ile tartışmıştır, bu da büro memurlarınca yine bilinmektedir. Fikret Başkomiser'in de dinlenmesi soruşturma açısından iyi olacaktır, bu soruya bu şekilde cevap verip kapatıyorum, çünkü bu soruyla ilgili başkaca bilgim yoktur.”
Şüpheli avukatlarından Barış Çelik, Kamile Yazıcıoğlu'nun daha önce verdiği iddia edilen ifadelerini yaladığı esnayı, “Kamile YAZICIOĞLU isimli şahsın tutarsız, doğrulardan uzak, kendi beyanlarını sürekli yalanlayan şekilde, hastalıklı bir ruh hali içerisinde yaptığı” ifadeleriyle betimliyor.
GECE YARISI GELEN POLİS
Ağır'ın ifadesinde yer alan Emniyet Amiri Özgür T., 17-25 Aralık operasyonunun ardından emniyet içerisinde yapılan değişikliklerle görev başına gelmişti. Özgür T., rüşvet operasyonunun ardından gelen emniyet içerisindeki tasfiye dalgalarından 4. Sınıf 12 emniyet müdürü ve 4 emniyet amirinin görev yerlerindeki değişiklik esnasında, 3 Ocak'ta Önleyici Hizmetler Şube Müdürlüğü’nden, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne atandı.
'VATAN HAİNİ OLMAYAN' SAVCI
17 ve 25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzluk Çarkı Operasyonu'nu sonrasında yargıda büyüyen gerilimin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fehmi Tosun, İstanbul Adliyesi’nde görev yapan yaklaşık 800 yargı mensubundan 160’ını yemeğe davet etti. Tosun, yemek sırasında bir hakimin çağrılan isimlerin neye göre belirlendiğini sorması üzerine kendisine ‘vatan hainleri olmayanların’ davet edildiğinin söylendiği iddia edildi. Yemeğe 100 kadar yargı mesubu katılırken Zaman Gazetesi'nin iddiasına göre Tosun, HSYK seçim çalışmaları için bir araya geldiklerini belirterek, “Devlet ve milletle barışık yeni HSYK seçim çalışmaları için bir araya geldik. Tüm Türkiye’de bu şekilde çalışmalar başlanacak.” dedi. Yemeğin üst düzey yargı mensubu konuğu da HSYK üyesi Rasim Aytin idi. Aytin, masaları dolaşarak hakim ve savcılarla sohbet eden Aytin, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sonrası, hakim ve savcıların tasfiyesini gerçekleştiren 1. Daire’de görevlendirilmişti. Yemek sırasında bir hakimin çağrılan isimlerin neye göre belirlendiğini sorması üzerine kendisine ‘vatan hainleri olmayanların’ davet edildiğinin söylendiği iddia edildi.
Kısa bir süre önce İstanbul Adliyesi’nde Adalet Komisyonu Başkanlığı’na getirilen Ayhan Ayan’ın da çevresindekilere “Her şeyi alenen konuşmasak. Her türlü insan var.” dediği de yine Zaman'ın haberinde yer alan iddialar arasındaydı.
İBB Kasımpaşa Sosyal Tesisleri'nde 1 Nisan 2014'te düzenlenen yemeğe katılanlardan birisi de Tevhid Selam soruşturmasında Kamile Yazıcıoğlu'nun ifadesini imza kontrolü yapmadan kapattığı iddie edilen Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Akif Ekinci'ydi.
SELVİ'DEN YENİ OPERASYON İDDİASI
Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde davalara yönelik detayları ve yeni operasyon dalgalarını öğrendiğimiz medya mensupları değişse de öğrenme şeklimiz değişmiyor. Geçmiş dönemde Cemaate yakın isimler ve AKP'ye yakın isimler bir arada yeni dalgaları duyururken, bugün AKP'liler bu operasyonları duyurmayı kendi tekellerine almış durumdalar. CNN TÜRK'te Şirin Payzın'ın sunduğu \'Ne Oluyor?\' programında emniyete yönelik operasyon ve dinlemeler tartışıldı. Programın katılımcılarından gazeteci Abdülkadir Selvi, \'Yakında Güneydoğu'daki bir ilimizde yine Kudüs Selam Örgütü dinlemesi adı altında o ilimizden izin alınarak Ankara ve İstanbul'da hiç ilgisi olmayan birilerinin dinlendiği ortaya çıkarsa kimse şaşırmasın\' dedi. Selvi, Şirin Payzın'ın \'Kürt iş adamları anlamında mı yoksa siyasetçiler anlamında mı söylüyorsunuz?\' sorusuna \'Siyasetçiler olabilir\' cevabını verdi.
|