12 yaşında 13 kurşun, 15 yaşında 16 kilo

12 Mart 2014 Çarşamba, 07:45

ZEYNEP ÖZEL /Muhalif

Milli Eğitim’in muhteşem müfredatından sonra ilkokul öğretmenlerinin en belalı işlerinden biridir: Sınıftaki öğrencilerinin beş yıl boyunca kilolarında ve boylarında gerçekleşen değişimleri gösteren çizelgeler yapıp asarlar sınıftaki panoya. O çizelgelerde, yaşıtlarına göre boyu veya kilosu fazla veya eksik olduğundan çizelgenin sonundaki o boyalı sütunda tek başına kalan çocuğun yalnızlığı mıdır Berkin’e düşen? Bir twitter kuşu yazar: “Berkin Elvan hangi diyeti yaptıysa söylesin biz de yapalım”. Tek tipe, modern dünyanın dayattığı beden formuna tapan bir sıfır beden meraklısı insan müsvettesi, bir çocuğun körpe bedeni üzerinde tepinir de tepinir. Aldığı geri dönüşler ve etkileşimlerle yapar mastürbasyonunu. İdeal kilosu, zeka yaşından gün almış mıdır? AVM kürü, faşizm diyeti bir toplumun karakterini işte tam da böyle zayıflatır. 90-60-90 demokrasimizin diyetini bir çocuk bedeni öder.
12 yaşında 13 kurşunla vurulan çocuğun ülkesinde, 15 yaşında 16 kiloya düşen çocuğu umutla bekler ablaları, ağabeyleri. Yeniden uyansın, kilo alsın, kendilerine de umut olsun diye. Daha 19 yaşında düşlerindeki özgür dünyayı tarumar etmek için döverek öldürdükleri çocuğun ellerinden su içer artık kuşlar. Düşlerinden korktuklarından öldürürler, yaşamdan koparırlar yirmisini görememiş çocuklarımızı. Yaşlarını büyüterek, kilolarını eksilterek, incecik boyunlarına yağlı urganı geçirip boyunlarını uzatarak. İnsanlığımızdan utanırız.
“Yapabileceğimiz bir şey var mı?” diye sorulur hasta ziyaretine gidildiğinde. Giderken eli boş gidilmez, kolonya, çiçek götürülür, ya da umut. 267 gün sonra “yapabileceğimiz bir şey var mı?” diye bir telefon gelir 364 rakımlı tepeden. Birkaç saat önce hastane bahçesinde nöbet tutanlara gaz sıkılmıştır. Çadırları dağıtılmıştır. Katır sırtında taşınan ağırlıklarınca tazminat verilmek istenmiştir Roboski’de Berkin’in yaşıtlarının ailelerine. Bir damla gözyaşına dünyayı feda edecekleri evlatlarının diyetini almamıştır anaları. Yani ki yapabileceğiniz bir şey yoktur. Vicdan susar da, aynı gün yapılan “hukuki” tahliyelerle değişiverir gündem nasılsa, o tahliyelerin arasında katillerin de tahliyesi bir ittifakın rahim tahliyesi olur. Derin devlet, sadece bilincimizi değil, bilinçaltımızı da temizlemek ister.

Bilinçaltını temizleme programları üretir modern dünya. Bilinçaltımıza kendi elleriyle nakşettiklerinden bizi kurtarmayı vaat eder. Oysa bilinçaltı temizlenirse düş göremez insan. Reyhanlı’daki katliamı ortaya koyan er Utku Kali’nin dediği gibi “Herkes her şeyi hatırlamalı”dır ki, düş kurabilsin. Düş kursun ki, güzelleşsin dünya. Güzelleşsin ki, o çizelgede bir başına kalmasın 15 yaşından aldığı günü uyurken almış, kilosu yaşından bir fazla olan çocuk.

Devletiniz payidar olsun, padişahınız çok yaşasın, duble yollarınız, havuzlu villalarınız, ihaleleriniz daim olsun diye başından vurduğunuz çocuk yaş alıyor uyuduğu yerde. Havada kesif bir gaz kokusu var, dünya artık “bir okul çıkışı gibi” kokmuyor. Faşizm burnumuza kadar geldi. Sümkürelim gitsin. Analarımızın çocukken öğrettiği gibi “Fışşşş!” desek, kırılacak bütün fışkiyeleriniz. Ha bu arada, o meşhur fışkiyeyi de Berkin kırdı. Sınıfın en güzel gözlü çocuğu.