CHP'nin bu halini görenler sizce, koltuk kavgasının yaşandığı bir partiye, memleket yönetimini teslim ederler mi?

22 Nisan 2011 Cuma, 09:32

İhsan AYDIN /OLAY

Bursa siyasetinin tek kutuplu olmaması için iktidar kadar, muhalefet partilerinin göstereceği performans da önemlidir. AK Parti ve MHP'de bir yönetim krizi yaşanmazken, seçim üstü CHP'deki hareketlik düşündürücü.

Seçimle işbaşına gelmiş bir il başkanı, sandıkların halk önüne konmasına 53 gün kala Genel Merkez tarafından görevden alınabiliyor. Hem de içinde ağır suçlamaların bulunduğu bir gerekçeyle.
AK Parti'de genel politika haline gelmiş, “Kol kırılır yen içinde kalır” mantığının CHP'de hiç işlemediği görülüyor.
Dün, öteden beri hep saygın bir siyasetçi ve kent sakini olarak gördüğümüz CHP İl Başkanı Gürhan Akdoğan hem görevi devretti hem de öncesinde şahsına ve yönetimine dönük Ankara mahreçli suçlamalar için uzun bir açıklama yaptı.
Siyasette şık olan, seçimle gelenin seçimle bulunduğu makamlardan uzaklaştırılmasıdır.
CHP Genel Merkezi, Akdoğan'ı görevden almakla, yıllardır bu parti için emek vermiş eski kadroları da yok saymış oldu.
Genel merkez ne kadar haklı gerekçeler sunarsa sunsun, seçim öncesi Bursa örgütüne dönük yapılmış bu hamlenin siyaseten doğru olduğunu söyleyemeyiz.
Devamında, yeni bir kongre kaosu yaşanabileceği ihtimali göz önünde bulundurularak atılmış bu adımın nelere gebe olduğunu zaman gösterecektir.
İçte kendisiyle didişen, sürtüşen bir örgütün dışta halka kendini kabul ettirmesini beklemek fazla hayalcilik olacaktır.
Örgüt her ne kadar 70'li yılların deneyimli ve kurt politikacılarından Erhan Sevimli'ye teslim edilmiş olsa da, kırgınlıkların onarılması dar bir sürece denk gelmiştir.
Bu açıdan yönetim mücadelesiyle zaman kaybeden CHP'nin milletvekili seçimleri için propaganda yapmaya fırsat bulması da zorlaşacaktır.
CHP örgütsel hesaplarla uğraşırken rakipleri sahada epeyce bir yol alacaktır.
Hele, buna Akdoğan aklından bile geçirmemiş olsa da sürecin mahkemeye taşınması da eklendiğinde, CHP'deki içler acısı durum daha da karmaşık hale gelecektir.
Son günlerde Bursa örgütüne dönük operasyonlarda ismi geçen biri milletvekili adayı diğeri belediye başkanı iki CHP'li ne kadar inkâr etse de, bu işte tuzları olduğu da ortadadır.
Hal böyleyken, başka hesapların da göz önünde olduğunu söyleyebiliriz.
Örneğin, belediye başkanının daha yüksek bir makam için üç yıl sonraya şimdiden yatırım yaptığını söylemek herhalde yanlış olmayacaktır.
Olayın bir de listeye giremeyen milletvekili için başka boyutu bulunmaktadır.
Bugün CHP liderinin liste dışı bıraktığı isimlerden olan Abdullah Özer'in sert çıkışlarını çözmek de gerçekten güç.
Kendisi, liste dışı kalmış olmanın verdiği isyanla partisine ve Genel Merkez yöneticilerine verip veriştirmiş.
Acaba listeye konsa, aynı düşüncelere sahip olur muydu?
CHP'nin bu halini görenler sizce, koltuk kavgasının yaşandığı bir partiye, memleket yönetimini teslim ederler mi