Tevhid-Selam örgütüyle ilgili Yargıtay'dan 3.kez aynı karar

26 Temmuz 2014 Cumartesi, 09:37

Yargıtay, İstanbul Başsavcısı Salihoğlu'nun 'sözde' dediği Tevhid Selam Kudüs Ordusu Örgütü’yle ilgili 2002, 2006 ve 2014'te 3 ayrı karar verdi. Kararlarda örgütün silahlı terör örgütü olduğu belirtildi
Tevhid-Selam örgütüyle ilgili Yargıtay'dan 3.kez aynı karar

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun ‘sözde’ dediği Tevhid Selam Kudüs Ordusu Örgütü’yle ilgili Yargıtay 2002, 2006 ve 2014'te 3 karar verdi.

Kararlarda örgütün ‘silahlı terör örgütü’ olduğu vurgulandı. Emniyet’in 2000 yılında hazırladığı raporlar üzerine, 2006’da ‘silahlı örgüt’ niteliği onaylanan Selam Tevhid Örgütü’nün, Türkiye’de mevcut anayasal düzeni yıkarak yerine İran İslam Devrimi’ni model alan bir devlet kurmayı amaçladığı vurgulandı. Bir kısım üyelerinin İran’a giderek askeri bir kuruluş olarak bilinen Kudüs Ordusu ve İran gizli servisi Savama mensuplarından askeri ve örgütsel eğitimin yanında silah ve mühimmat yardımı aldıkları bildirildi. Örgüt üyelerinin İran’a ait istihbarat teşkilatları tarafından kullanıldıklarına dikkat çekildi.

SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ

Emniyet müdürlerine yönelik soruşturmada Tevhid Selam ve Kudüs Ordusu Örgütü'ne ilişkin dinleme yapmaları suç olarak gösteriliyor. En son 31 Mart 2014’te Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nce verilen kararda; Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı'nın öldürülmesinin de arasında bulunduğu birçok olayı kapsayan Umut Davası'nda, 8 sanığa verilen hapis cezalarını onadı.

Yargıtay 9. Dairesi kararında, örgütün Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 12.6.2000 tarih 4240 sayılı ve 13.4.2005 tarih 70495 sayılı cevapları ve dosyadaki delillere göre silahlı terör örgütü kabul edildiğini vurguladı. Örgütün 1985’te yayına başlayan İstiklal ve Şehadet Dergileri çevresinde oluştuğu vurgulandı.Yargıtay kararında örgütün Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı suikastları gibi 18 ayrı eylem, bombalama ve suikastlarına da yer verildi.

İran istihbaratıyla ortak eylemler

Kararda, örgütün İran istihbarat teşkilat mensuplarıyla birlikte Türkiye’de Halkın Mücahitleri Örgütü mensupları, ABD, İsrail, Mısır, Irak ve İngiliz uyruklu şahıslar ile aydınlara yönelik silahlı eylemler gerçekleştirdikleri kaydedildi.

Mumcu, Aksoy ve Üçok suikastları

10.3. 1988: İs­tan­bu­l’­da Su­ud Ame­ri­kan Ban­ka­sı­’na bom­ba ko­nul­ma­sı.

25.10.1988: Suu­di Ara­bis­tan Bü­yü­kel­çi­li­ği­’n­de gö­rev­li Ab­dul­ga­ni Be­de­vi­’nin öl­dü­rül­me­si.

18.6.1990: Tür­ki­ye Di­ya­net Vak­fı ki­tap sa­tış ma­ğa­za­sı­na bom­ba ko­nul­ma­sı.

31.11990: Mu­am­mer Ak­so­y’­un öl­dü­rül­me­si.

6.10. 1990: Bah­ri­ye Üço­k’­un öl­dü­rül­me­si.

30.12.1991: Hür­ri­yet Ga­ze­te­si An­ka­ra bü­ro­su önü­ne bom­ba ko­nul­ma­sı.

24.1.1993: Uğur Mum­cu­’nun öl­dü­rül­me­si.

21.10.1999: Ah­met Ta­ner Kış­la­lı­’nın öl­dü­rül­me­si.

İçişleri eski Bakanı Tantan:

Arşivlerde var, hayal değil gerçek bir örgüt

İçişleri Bakanlığı döneminde Selam örgütüne yönelik operasyonları başlatan Sadettin Tantan Rotahaber'e konuştu. \'Selam, hayali değil gerçek bir örgüt\' dedi.

Tantan, “İran İslam devriminden sonra Türkiye'den bu devrime ilgi duyan gençler oraya gidip eğitimler aldı. Bu eğitim alan gençler zaman içinde örgütsel yapılar içinde eylemlerde ortaya çıktı. Uyuyan örgüt olarak görünüyor fakat eylemlerle açığa çıkıyor. Adli ve güvenlik arşivlerinde bunları görebilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Aydınların öldürülmesinin örgütün en belirgin eylemleri olduğunu belirten Tantan şöyle konuştu: “Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy cinayetleri gibi. Bir de başörtüsü eylemleri var. Beyazıt Camii'nin, İstanbul Üniversitesi'nin önünde başörtüsü eylemlerinde bunları görüyorduk. AKP'yi de zaten iktidara taşıyan bu başörtüsü eylemleridir. Yani böyle bir örgüt var. İştirak ettikleri eylemlerden ceza bile aldılar. Yargıtay da bu cezaları onadı.”

Kaynak : METİN ARSLAN - BUGÜN GAZETESİ