Bu üç skandal sonunda Başbakan neden istifa etmeli? Çünkü hükümeti, kendisi, ailesi ve yakın çalışma arkadaşları şaibe altındadır.
Son 5 haftada yaşadıklarımızı demokratik dünya son 50 yılda yaşamadı. Son bir haftada yaşadıklarımız Japonya’da olsaydı, iktidar partisinde toplu harakiri yüzünden siyasetçi kalmazdı. İkinci cumhuriyet mi üç mü diye düşünürken, yazının başlığındaki ülkeye dönüştük.
Dünya tarihinde bir
iktidar döneminde bu kadar çok ve vahim skandal hiçbir ülkede patlamadı. Dört bakanın yaptıkları ortada. Sonuç? Fezlekeleri Meclis'te kaybolmak üzere bekliyor, ekteki kanıtlarla birlikte. Erdoğan “Benim bakanım, ben
kefilim” diyor. Tek başına istifa nedeni.
Ardından Başbakan
Haber Türk’ü arıyor. Muhalefet partisi genel başkanı Devlet Bahçeli’yi sansürletiyor. Ortaya çıkıyor. Dublaj mı diyor, Montaj mı diyor? Hayır. \'Aradım, uyardım, yanlışlarını düzelttim\' diyor. Tek başına istifa nedeni.
Son varan
Ve ardından üç gün önce çıkan ses kaydı. Yasal izinle dinlenmiş. Önceki bakan yavrularıyla aynı durum, bu sefer başyavru hakkında. Dile kolay değil, 2 trilyon TL karşılığı döviz. Kırıntısı 30 milyon Euro. Bir işçinin 100.000 ayda, 8000 yılda kazanamayacağı kadar büyük bir para.
Başbakan önce ne diyor? Montaj! Yani, söylenenler gerçek ama başka zamanda ve başka konuda söylendi. Sonra kendisini topluyor ve dublaj diyor. Yani “Ben söylemedim, onlar seslerimizi taklit etmişler, uydurmuşlar, piyes oynamışlar...” Halk biliyor, bir piyes var, başrol oyuncusu kendisi olan.
Neden? Dublajsa sen de yap bakalım bir dublaj. 11 dakika değil, 1 dakikacık Kılıçdaroğlu ve oğlunu konuştur. Aynı şeyleri söylesinler. Hatta rica et, seni kırmaz Şafak Sezer’e söyle o yapsın, MİT’ine söyle o montajlasın. Biz de diyelim ki “Vay hain paralel, ak Başbakan'a kara çalmış!” Ama imkânsız. Biliyoruz. Biliyorsun.
İstifa etmeli
Bu üç skandal sonunda Başbakan neden istifa etmeli? Çünkü hükümeti, kendisi, ailesi ve yakın çalışma arkadaşları şaibe altındadır. Soruşturmanın selameti nedeniyle hemen görevinden ayrılmalıdır. O yapmıyorsa cumhurbaşkanı onu koruyup, bu yolsuzluk soruşturmasını gölgeleyeceğine, meseleye el koymalıdır.
Peki ne oluyor? Başbakan özür dileyip istifa edeceğine, HSYK darbesiyle soruşturmayı etkilemek için hâkimleri, savcıları hallaç pamuğu gibi atıyor. Polisleri görevden alıyor. İnternet sansür kanunu ile belgelerin kamuya ulaşmasını engellemeye çalışıyor. Üzerine, Cumhurbaşkanı anayasaya açıkça aykırı olan bu yasaları onaylıyor.
Mesele yalnızca istifa etmeyi reddetmesi değil, Türkiye demokrasisini, basın özgürlüğünü, yargı bağımsızlığını da kendisiyle birlikte kör kuyularda merdivensiz bırakmasıdır. Dahası, kendi kişisel zenginliğini ve iktidarını MİT yasasını da değiştirerek devlet gücüyle güvence altına almaya çalışmasıdır. Bu gidişata bütün Türkiye, bütün demokratik kurumlarıyla karşı çıkıyor.
Karşılığında Başbakan yalnızca “Anlayamazsınız!” diyor, “Aile nedir, çoluk çocuk nedir bilmez, onun böyle bir derdi yok” diyerek Devlet Bahçeli üzerinden bütün topluma nezaketsizlik yapıyor. Çocuğu olamayan kederli insanları aşağılamak ne korkunç!
Türkiye’de çok istediği halde çocuk sahibi olamayan o kadar çok çift var ki. Ve elbette “Böyle çocuğum olacağına olmasın daha iyi” diyecek bir o kadar onurlu insan.
|