Dün CHP’de yine olağanüstü bir gün yaşandı.
Partiye saat 13.30 sıralarında gelen Adnan Özbek isimli bir şahıs, elindeki üstünde hiçbir şey yazılı olmayan bir zarfı parti sekreterin teslim etmeye çalıştı.
Ancak, sekreter, üzerinde hiçbir şeyin yazılı olmadığı zarfı almadı.
“Bunu, benim alma yetkim yok. Yönetim kurulundan birisinin alması gerekir” dedi..
Daha sonra Adnan Özbek orada bulunan Necmettin Su’ya zarfı götürdü…
Su da şaşkın şaşkın, üstünde hiçbir şey yazılı olmayan zarfı inceledi ve “Kimden geliyor bu zarf?”
diye sordu.
Özbek, “Genel Başkan Yardımcımız Sena Kaleli gönderdi” dedi…
Olay ortaya çıktı…
Kaleli, İl Yönetim Kurulu’nun ve İl Başkanı Akdoğan’ın görevden alındığına yönelik CHP Genel Merkezi’nin resmi evrakı, üstünde bir şey yazılmayan zarfa koyup kargolayarak, posta güvercini Adnan Özbek ile partiye havale etmiş…
Oysa bu tür resmi tebligatlar ya kurye ile, ya da posta yoluyla gönderilir ve mutlaka bir muhatabı yani üstünde bir adresi de olur…
Helvacı kağıdı mı bu? Görevden alma tebligatı!
Sena Hanım, kendini hala Kamil Koç’ta sanıyor… Ayrıca, şirkette bile birini kovarken, belge imzalatırsın…
Bilmemek ayıp değil, ama öğrenmemek ayıbın daniskasıdır…
Özbek,ve belli ki, Kaleli tarafından “Ne yap yap, bunu birine teslim et” diye talimatlandırılmış…
Ancak, Necmettin Su, bu usulsüz tebligatı kabul etmeyince, yanına fedai de alan posta güvercini Özbek, kartallaşıp Necmettin Su’nun üzerine yürüdü…
Ortalık bir karıştı, sonra duruldu…
Güvercin ve fedaisi, görevlerini yerine getirememenin ezikliği içerisinde kargolarını alıp geri döndüler…
Muhtemelen kuryeye verilmiştir ve yarın sabah partililere teslim edilir.
Ve, adeta siz “Hiçsiniz”; “Boşluksunuz” dercesine muhatapsız gönderilen zarfın bu defa üstünde bir adres yazılı olacak…
Adnan Özbek’in kim olduğuna gelince!...
Adnan Özbek, bir ara CHP Osmangazi İlçe Teşkilatı’na üye olmuş, daha sonra istifasını vermiş , üye olup olmadığı bile bilinmeyen birisi…
Akdoğan; ‘Örgütü zora sokmayacağız!’
Dün akşamüzeri il binasına gelen İl Başkanı Akdoğan ve milletvekili Abdullah Özer, basın mensuplarına kısa bir açıklama yaptılar…
Özer çok sert konuştu: “Bu yapılanlar yanlıştır. Deniyor ki, Akdoğan başarısız olmuştur. Bunun kanıtı nedir? Seçim sonuçları ortada. Her seçimde oylarımız artmış. Akdoğan düne kadar Türkiye’deki en başarılı il başkanları arasında gösteriliyordu. 2002 seçimlerinde 170 bin oy almıştık, Ben 240 bin oyla devrettim partiyi.
2009 seçimlerinde 655 bin oy aldık. Burada Akdoğan’ın ve il başkanının hakkı yenmiştir. Biz ilkelerimizden ödün vermeyeceğiz. Dünya var oldukça, CHP’liler olarak ilkelerimize sahip çıkacağız. CHP’rnin sağa kaydırma çalışması vardır.
Bütün Türkiye’de örgüt dışlanmıştır. Başarılı olan Nilüfer İlçe Başkanımız 15. Sıraya atılmıştır. Kendi çabalarıyla bir şeyler yapan örgütü hiçe saymak doğru değildir, en büyük ihanettir. Değişim, dönüşüm adı altında bu tarz şeylerin yapılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
Akdoğan ise, bir iş seyahatindeyken, görevden alındığını basın mensuplarından duyduğunu belirterek, ellerine henüz tebligat geçmediğini belirtti. Geçemezdi de…
Akdoğan’ın verdiği mesajlar arasında partiyi zora sokacak mahkeme gibi herhangi bir eylemin içerisinde olmayacağı da yer aldı.
Zira kayyumda olan partide 31. gün eğer bir partili mahkemeye başvurursa sıkıntı büyüyor…
Akdoğan “Önemli olan süreci aksatmadan devredeceğiz. Kişilerin kırgınlıkları önemli değildir. Önemli olan partidir. Tarihi bir sorumluluğumuz var, onu yerine getireceğiz.
Yine partinin neferi gibi çalışacağım. Ancak halka partinin ilkelerini, değerlerini anlatacağız, ideolojik çizgimizden ödün vermeden, Atatürk ilke ve devrimlerini, laik, sosyal, demokratik hukuk devletini, partimizin yenilenen programını, aile sigortasını, gençlik programlarını anlatacağız… “ dedi…
Ancak, başarısızlığın kendisine mal edilmesini, uyumsuz çalıştığı yönündeki iddiaları da kabul etmedi:
Uyumsuzluğun adresi olarak ise Kaleli’yi gösterdi…
Beyaz TV izleme yasağı
Dün CHP İl binasında Beyaz TV’deki şovu kaçıran partililer, tekrarını izliyorlardı… Kaleli yandaşı olan Hasan Hayırlı, “Partide Beyaz TV izleniyor” diye öfkelendi. Orada bulunan İl Yönetim Kurulu üyesi Kemal Ertaş’ın üstüne yürüdü ve ağza alınmayacak pek çok hakaret etti, küfürler savurdu ve “Yarından sonra siz burada böyle Beyaz TV izlemeyeceksiniz” dedi…
Kaleli’nin eleştirilere tahammülsüz olduğu biliniyor...
Öyle olmasa Akdoğan’ın suçu olarak Bursa basınının yazıp çizdiklerini gündeme getirmezdi TV yayınında…
Oysa tüm malzemeleri bize kendisi verdi…
Kaleli’nin kendine yaptıklarını, hiçbir basın mensubu ona yapamaz ki!
Hasan Hayırlı, partililere Beyaz TV seyrediyorlar diye kızacağına Allah rızası için bir tüzük alıp Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı’na versin…
Hiç olmazsa bir daha “Tüzüğün 1. Maddesini bilemez” hallere düşmesin!..
Kayyum yönetiminin ahvali!
Gürhan Akdoğan’ın İl Başkanlığı görevinden alınmasıyla başlayan süreçte, 70’ine merdiven dayamış Erhan Sevimli geçici Kayyum Başkanı olarak atandı. Erhan Sevimli 7 kişilik listesini hazırladı!
Listede kimlerin olduğuna gelince; Dr. Murat Kaçar; Kadir Burhan, Bilal Moğul, A. Sami Kahveci, Nilgün Berk ve İstikbal Gündoğdu…
Dr. Murat Kaçar Kemal Kılıçdaroğlu SSK Genel Müdürü iken, SHP – DYP koalisyonu zamanında SSK Çekirge Hastanesi Başhekimliği’ne atandı... Kendisini uzun yıllardan beri ne partinin kapısından içeri girdiğini, ne de bayramlaşmalara katıldığını gören olmamıştır…
Daha sonra iktidar değişince de görevden alındı. Kadir Burhan 1993 yılında SHP il başkanlığı yapmış, o da görevden alınıp yerine Mithat Kırayoğlu atanmıştı… Yani kendisi de haksızlığa uğrayan ve yıllardır partinin kapısından girmemiş bir isim…
Bilal Moğul’u kimse tanımıyor, sadece Erhan Sevimli’nin briç arkadaşı olduğu konuşuluyor…
Nilgün Mert ise bir hukukçu… ( Hukukçu olan Berk’in böyle bir kayyum heyetinde yer almasına aklım ermedi, kendisini iyi tanırım ve severim, tüm gün aradım telefonundan, ulaşamadım…)
İstikbal Gündoğdu ise, Kurtuluş Akdeniz’in başkanlığı döneminde Osmangazi İlçe Yönetim Kurulu’nda görev yapan ve daha sonra birlikte yargılanan, partiye Ali Küçüksarı tarafından kazandırılan bir isim…
Duyduğumuza göre, çok sayıda partiliye görev teklif edilmiş, ancak kabul etmemişler…
Sami Kahveci’nin kim olduğuna gelince… Bozbey’e yakın olduğu biliniyor…
Böylece, CHP Bursa teşkilatı, yaş ortalaması 58 olan bir ekiple Bursa’da 12 Haziran seçimlerini göğüsleyecek…
Kayyum yönetiminde, atamada etkili olan ekipten isimlerin yer almamasına gelince…
Nedeni ortada! Çünkü:
Parti tüzüğüne ve Siyasal Partiler Yasası’na göre; kayyum yönetiminde olanlar, yapılacak olan İl Yönetim Kurulu seçiminde aday olamıyorlar…
En çok merak ettiğim konu şu:
Kayyum yönetiminin tanımlanan görevi İl teşkilatını kongreye götürmekle kısıtlı..
Öte yandan önümüzde 12 Haziran seçimleri var…
Bu kayyum yönetimi nasıl partisel çalışmaların içerisinde yer alacak?
Yani kahvehaneye gidip seçim çalışması yapsalar, medyada haber olacak!
Dolayısıyla partisel çalışma yaptıkları kamuoyuna yansıyacak…
Ve, Siyasi Partiler Yasası’na göre suç işlemiş olacaklar…
|