Yeni ‘Seks Kasetleri’ mi gündemde?..

30 Kasım 2013 Cumartesi, 08:51

Atilla Akar/YURT

Malum; yakın zamanlarda seks kasetleri yoluyla Türk siyaseti ve siyasetçilerine bir tür darbe yapılması olayı gündeme gelmişti. Önce, Eski CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal’a yönelik başlayan kaset operasyonu ardından MHP’lilere yönelik olarak da tekrarlanmıştı. Şirazesinden çıkan derin savaş bel altına kadar inmişti!

12 Haziran 2011 Genel Seçimi öncesi, en genelde Türk siyasetini, özelde ise bazı parti ve siyasetçileri dizayn etmeyi hedefleyen bu olay kısmen de başarılı olmuştu. Bir kaset vesayeti durumu oluşmuştu. Türk siyasal sistemini, partileri ve kimi siyasetçileri ipotek altına almayı hedefleyen bu durum bugüne kadar aydınlatılamadı. Bazı kuşkular oluşsa bile çabalar hep sonuçsuz kaldı.

İşte şimdilerde burnumuza tekrar kötü kokular gelmeye başladı. Yazar Emin Çölaşan’a yollandığı ve kendisinde imha ettiğini söylediği bu türden bir kasetle birlikte, ortalıkta gene türlü rivayetler dolaşmaya başladı. Anlaşılan, gene birileri bu yöntemi tekrar ısıtmaya başladılar. Bakalım, dün bu işlere sevinenler süreç kendilerini vurursa ne yapacak?
Peki bunun arkası gelir mi? Gelmemesi için bir neden yok. Ülkede siyasetin gerildiği, üç seçimin neredeyse arka arkaya geldiği, devletteki muhtelif kliklerin birbirine en sert şekilde gard aldığı bir süreçte hiç şaşırtıcı olmaz. Dolayısıyla bin türlü hesabın, mevzilenişin ve dümenin döneceği kırılgan bir dönemdeyiz. Her kesimin tilkileri ve çakalları var!

Maalesef, durum artık şu veya bu partiye ya da şu veya bu siyasetçiye yapılan bir konjonktürel hareket olmaktan çoktan çıkmış ve bir yönetme metodu haline gelmiştir. O yüzden, soruna kısa vadeli parti çıkarları ya da avami ahlakçıların ‘Oh olsun’cu yaklaşımlarıyla yaklaşılamaz. Kasetler, artık çivisi çıkan siyasetin başında Demokles’in Kılıcı gibi sallanmaktadır.
Belli odak ya da odaklar bu yolla bir siyasal tasfiye, manipülasyon ve operasyon süreci işletebilir. Siyaseti siyaset-dışı yol ve yöntemler belirler hale gelebilir. Bir gücün uygun bulmadığı kişi ya da kişiler bu yolla sindirilebilir. Daha da vahimi, ülkede bu yolla siyasi kaos ve kilitlenme yaratılabilir. Zaten sıkıntılı işleyen Milli İrade bu yolla baskılanabilir.
Kasetleri gündeme getiren güç veya güçlerin bunu çok profesyonelce ve perdelemeli olarak yaptıkları belli olmaktadır. Muhtemelen bir istihbarat faaliyetinin uzantısı sayılabilecek bu organizasyonlar, ihtiyaç hissedildiğinde ellerindeki kaset stoklarını AKP’li, CHP’li, MHP’li, vb demeden tekrar piyasaya sürecektir.

Şurası iyice bilinmelidir; bu iş üç beş amatör ya da kızgın kişinin işi değildir. Bunlar ister istihbarat literatüründe geçen Bal Tuzağı yöntemi kullanılarak, isterse de insanoğlunun en eski zaaflarından cinsellikle dolu zaten hazır yatak sahneleri üzerinden yapılsın, sonuç hiç değişmez. Unutulmamalı; çabanın bir ayağı uluslararası çevrelere dayanmaktadır. O yüzden, olay aslında bir Milli Güvenlik meselesidir. Tabii, olaylara halen böyle bakabilen kaldıysa!
Kasetler olayı, uzun süredir süren Türk siyasetini dizayn ve teslim alma faaliyetinin bir yansımasıdır. Siyasette suç metotlarına cevaz vermek ve siyaseti bir başka açıdan ablukaya almaktır. Bunun giderek kurumlaştığı bir rejimde hiçbir şey teminat altında olamaz!..

NOT: Bu konuda medyaya da önemli görev düşmektedir. Bu tarz çabalara prim verilmemelidir. Böylesi ilişkiler -devlet imkânları ve kasası kullanılmadığı sürece- ‘Özel hayat’ kapsamında değerlendirilmelidir. Medya bu konuda kendini kullandırtmamalıdır. Bu konuda öncelikle hassas davranılacağını ümit ediyorum