|
Erdoğan'ın \'otoriterleşmesine karşı\' aday olduğunu söyleyen İhsanoğlu, seçimi ilk turda \'yüzde 60 ile\' alacağı iddiasında.
\'Türkiye'de korku var, iktidardan korkuyor insanlar\'
Ekmeleddin İhsanoğlu, dün İstanbul'da köşe yazarları ile biraraya geldi.
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na dün İstanbul’daki bir grup gazeteciyle buluşmasının daha başında sorular sorulardan birisi de müstakbel ABD Büyükelçisinin Başbakan Tayyip Erdoğan üzerine yorumu oldu.
Müstakbel Ankara Büyükelçisi John Bass, Senato’daki onay sorgusu sırasında, Amerikan derin devletinin sesi diyebileceğimiz Cumhuriyetçi Senatör John McCain’in ısrar ve tehdidi karşısında Erdoğan’ın siyasetini “otoriterliğe gidiş eğiliminde” bulduğunu söylemişti.
Üstelik bir gün sonra, 16 Temmuz’da, ABD Dışişleri sözcüsü Jen Psaki, müstakbel büyükelçinin sözünün arkasında durmuş, bunu Dışişlerinin yıllık İnsan Hakları Raporuna dayandırmıştı.
Yani, Erdoğan’ın “otoriterliğe gidiş eğiliminde” olduğu iddiası ABD’de Cumhuriyetçi muhalefetin olduğu kadar, Başkan Barack Obama’nın Demokrat iktidarınca da paylaşılıyordu.
İhsanoğlu bu soruya malum çelebi üslubunun dışında, alışılmadık köşeli ve net bir cevap verdi:
“Benim bu adaylık görevine ‘Evet’ deyişimin” dedi; “asıl sebeplerinden biri bu ‘otoriterleşmeye’ karşı çıkmaktır.”
Sonra bu sözlerini açmaya başladı:
• “Demokrasi usulleri yoluyla elde edilen yetkilerin tek elde toplanması tehlikesi var. İktidar yasamayı ram etti (boyun eğdirdi), çoğunluğu sayesinde. Yargıyı da büyük ölçüde ram etti, yasaları istediği gibi değiştiriyor. Basının da bir kısmı bunu alkışlıyor. Bunun adı demokrasi değil. Bir tek Cumhurbaşkanlığı kaldı. Başkanlık isteniyor, ama başkanlıkta da denge ve kontrol mekanizmaları vardır.
• “Şimdi otoriterleşme konusunda AB raporları, ya da ABD senatörleri, ya da ABD Dışişleri böyle diyor diye değil, ama bundan mutazazzır (zarar gören) bizim halkımız olduğu için karşıyım. Bunu Senatör McCain değil, benim Fatma Teyzem, Hacı Emmim de duyuyor.”
Bu sözleri bundan mesela bir sene kadar önce İhsanoğlu’dan duymak mümkün olmayabilirdi. AK Parti iktidarının desteklediği İslam İşbirliği Örgütü Genel Sekreteri olarak Erdoğan’ın medarı iftiharı bir başarı öyküsüydü. Ama aradan geçen sene içindeki değişimler, şimdi onu Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmaması için “Bu yola baş koyduk” dedirtiyordu. Dün ayrıca, “İki partiden gelen bu teklifi kabul ettiğimde bir ‘vatani görev’ telakki ettim” dedi.
Erdoğan’a kızgınlığını gizlemiyordu. Kendisine yönelik “iftira kampanyası” konusuna pek aldırmıyordu. “Bana hem mason, hem şeriatçı diyorlar, Türk vatandaşı değil, askerliğini yapmadı diyorlar. Tabii delil yok, gülüp geçiyorum” diyordu.
Ama iş özellikle Filistin’e karşı İsrail’i eleştirmediği konusuna gelince İhsanoğlu sıralamaya başlıyordu:
• “Ben (Mavi Marmara konusunda) Goldstone raporunu çıkarmış adamım. Birleşmiş Milletlerin ilk defa Gazze konusunda İsrail’i kınaması için çalışmış, bunu sağlamış adamım. Filistin’in BM, UNESCO temsilciliklerine alınmasını sağlamış adamım. Çıkıp bana ne söylüyorlar! Yalancının mumu akşama kadar yanar, halkımız her şeyi görüyor.”
İhsanoğlu CHP ve MHP ile başlamış desteğin an son BBP’nin katılımıyla yedi partiye çıkmış olmasından memnun. “Sahada bütün partiler çalışıyor, gittiğim yerlerde il başkanları karşılıyor, memnunum” diyor; “Bu katılım partilerin zoruyla olacak bir şey değil, halktan gelen bir şey.”
Peki, Erdoğan’ın kitlesel mitinglerine karşın neden İhsanoğlu ya da destekçi partileri hiç miting yapmıyor?
“Bu seçimin kaftanı iki, üç yıl önce biçildi” diyor, “Bize bir ay propaganda süresi verildi; insan bir ayda konutunu anca taşır. Millet oruç, kasabalardan taşınıyor, cebine harçlık konuluyor, karşımızda devletin imkânları var. Ben bu mitinglerin bir şey değiştireceğine inanmıyorum. Belki Ramazan bittikten sonra kalan sürede birkaç miting olabilir.”
İhsanoğlu, “Türkiye’nin önündeki tıkanma” diyor; “Bu seçimle giderilecek.”
Erdoğan’ın seçimi 10 Ağustos’taki ilk turda alacağını gösteren anketlere “sipariş” diyerek itibar etmiyor. “İnşallah 10 Ağustos’ta bitecektir” diyor ama “Ben alacağım” diye ekliyor; “Yüzde 60’la, bunu yazabilirsiniz.”
İşte yazıyoruz biz de; 10 Ağustos’ta da sonucu yazarız.
|