CHP’deki arama-kurtarma çalışmaları hız kesti!

11 Şubat 2011 Cuma, 08:40

Özlem Buğday yağmur

Hatırlanacaktır, CHP İl Başkanı Gürhan Akdoğan’ı görevden aldırma azmi bir ara histeri boyutuna ulaşmıştı.(Hoş aynı niyet hala sabit lakin, fazlasıyla madara olunduğundan, olay soğumaya bırakıldı.) Hemen her gün bir başka potansiyel adayın kapısı çalındı.
İlgili ilgisiz birçok insana il başkanlığı teklif edildi.

Çok sıkı reddedişler yaşandı!

Fevkalade refüzeler olundu!

Ve harbiden komik durumlara düşüldü.

Koltuğu bırakmaya hiiiç de niyeti olmayan bir il başkanı var. (Ki düne kadar tercih sebebiydi, paşaydı, göz nuruydu… )

Buna rağmen,

Parti başkansız ve biçare kalmışçasına aday arandı.

Sonrasında ise her bi şey inkar edildi:
“Gitmedim, görmedim, bilmiyorum!”

Hadi bunlar neyse de,

Yine hatırlanacağı üzere olmayan insanların dahi peşine düşüldü.

Malum,

Hüsrev meselesi…

Bu arada, (Meseleyi merak eden okurlara hitaben…) sözüm söz.

Gönlüm hala Hüsrev’den yana!!!

Yeter ki bulunsun.

En kalbi hislerlen destekleyeceğim kendisini.

**

Pekii ya,

Hüsrev bulununcaya kadar ne olacak bu CHP’nin hali?

Genel Merkez Akdoğan’ı o koltukta bırakacak mı?

Denen o ki,

Kat-iyyen bırakmayacak.

Eh iyi ihtimalle seçim kararının alınması beklenecek.

Er ya da geç gereği yapılacak.

Akdoğan’ın kusuru büyük zira…

En birincisi,

“Bakma sen söylenenlere…

Vallahi de billahi de Gürsel Tekin seni çok seviyor.

Bulsa ciğerine sokacak!

Ciğerine sokamazsa da Meclis’e her şartta sokacak.”

Diyenlere itibar etmeyip o koltukta kaldığı için büyük!

Daha da önemlisi,

Ettiği laflar ve takındığı tavırların hiç hoşa gitmiyor oluşu…

İlkelerdir tutturmuş gidiyor.

Yok partinin kuruluş ilkeleri…

Yok Cumhuriyetin temel felsefesi…

Bi defenslar,

Bi nostaljik haller…

Olunca ne oldu?

Genel Merkez’e başkaldırmış oldu!!!

İyi mi???

Komedinin hası budur işte.

Asıl mevzu budur.

Akdoğan, bilhassa istifa etmeyerek koltukta kalacağını ilan ettiği basın toplantısında yaptığı konuşmada, parti ilkelerinden taviz vermeyeceğini lüzumundan fazla belli ettiği için kusurludur!!!

Gördüğümüz kadarıyla da telafisi mümkün değildir.

Akdoğan gidecek.

Yerine de,(Allah’tan ümit kesilmez. Siz de kesmeyin. O zamana kadar elbet bulursunuz şöyle kafa dengi bir arkadaş…) Genel Merkez politikalarıyla (?) uyumlu çalışabilecek…

Yok yere ilkeydi, felsefeydi diye tutturmayan!

Adamın canını sıkmayan!

Zihinsel dönüşüm-değişim kapasitesi yüksek,

Hatta mümkünse bu anlamda ergonomik bir isim gelecek.

Ki,

Tam olsun…

Aksi nedir?