|
|
|
|
|
ATATÜRK Diyor Ki; |
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.
|
|
|
|
|
HABER |
|
Erkan Mumcu: Yurtdışındaki okullar 200 yılın en önemli adımı
14 Temmuz 2014 Pazartesi, 08:44
|
|
Erkan Mumcu: Yurtdışındaki okullar 200 yılın en önemli adımı
Eski ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, uzun süren sessizliğini BUGÜN'e bozdu. Cumhurbaşkanını halkın seçmesini düzenleyen Anayasa değişikliğinin nasıl gerçekleştiğinin perde arkasını anlatan Mumcu, Türk okullarının kapatılmasının Türkiye için büyük kayıp olacağını söyledi.
Erkan Mumcu: Yurtdışındaki okullar 200 yılın en önemli adımı
Siz yurtdışındaki Türk okullarının desteklenmesi gerektiğini düşünürdünüz hâlâ aynı noktada mısınız?
Bana göre yurtdışında yaygınlaşmış ve örgütlenmiş eğitim kurumları ve işadamı yapıları milletimizin neredeyse 200 yıldan bu yana kendi sınırlarından dışarı doğru attığı en önemli ve en anlamlı adımdır.
Yanlış yönetildiğini düşünüyor olsanız bile bu yargı, bu birikimi, gerçekte millete ait bu kapasiteyi yıkıp yok etmenizi haklı çıkarmaz. Aklı selim öfkeden hayırlıdır. Eğer tahrip edilirse böyle bir kapasiteye bir kez daha erişmek en az 50 yıllık bir süreci ve bugün ödenenden daha ağır bir bedeli gerektirir.
SEDA ŞİMŞEK-BUGÜN GAZETESİ-sedasimsek@bugun.com.tr
ÖFKEYİ TEMSİL EDİYOR
Cumhurbaşkanının “siyaset üstü” veya “siyaset dışı” olması gerektiği yönündeki görüşleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anayasanın cumhurbaşkanına verdiği yetkiler ve yüklediği görevler düşünüldüğünde cumhurbaşkanından beklenen özellikle anayasal başlangıç kısmı hükümlerini etkin bir şekilde gözetmesi ve siyaset karşısında tarafsız olmasıdır. Tarafsız olmak, siyasetin dışında ya da üstünde olmak anlamına gelmez.
Tayyip Erdoğan kazanırsa Türkiye için hayırlı olacağına mı inanıyorsunuz?
Tayyip Erdoğan, taşralı, kentte ve siyasal merkezde istenmeyen, değerleri, kültürü ve kamusal alandaki varlığı yadırganan, 10 milyonlarca insanın öfkesini temsil ediyor. Hani şehrin varoşundan şehrin merkezine doğru ellerini havaya kaldırarak “ulan İstanbul göreceksin sen mi ya da ben mi” diyen klişe karikatürler vardır ya! O karikatürü bir klişe yapan, o duyguyu paylaşan 10 milyonlarca insanın varlığıdır. O öfke, Erdoğan’ı ve partisini iktidarda tutuyor. Şimdi o öfke 12 yıllık iktidar sürecinin arkasından güya fethedilmemiş son kaleye doğru kararlılıkla yürüyor. Büyük olasılıkla hedefine varacak. Yani artık öfkeyle bağırdığı yerde kendisi yerleşecek. Bence cumhuriyet böylece kendi erdemini kanıtlamış oluyor.
BARIŞIN ÖNÜ AÇILABİLİR
Ekmeleddin İhsanoğlu kazanırsa…
İhsanoğlu’nun simgesel karşılığına bakıldığında, İhsanoğlu, hem aile kökleri hem değerleri itibariyle “çölde kumda oynamaya gönderilmiş “ Mehmet Akif’in varisi olarak görülmeli. Yeni Türkiye’nin kurulmasına can vermiş, kan vermiş, İstiklal Marşı’nın ruhuyla Yeni Türkiye’nin temellerini atmış bir kuşak, modernist ulus devlet dayatmalarıyla karşı karşıya kaldığında ya değerlerini terkedecek ya devleti ile savaşacaktı. Ne değerlerini terketti ne de devleti ile savaştı. Çöle hicret etti.
Tek parti vesayetçiliğinin nobranlığı karşısında çelebice sabretti. Şimdi bir intikamın motivasyonu ile değil makul, mutedil ve mütedeyyin bir çözüme razı olan tek parti varislerinin rızasıyla, toplumsal merkezi yeni ve yeniden birlik anlayışı içinde toplamaya çalışanların sembolü. Eğer İhsanoğlu seçilirse öfke, çatışma ve hezeyandan uzak bir toplumsal barışın önü açılabilir. Bu da cumhuriyetin erdemini ortaya koyacak ve cumhuriyetin bir kazanımı olacaktır.
DEMİRTAŞ TAÇLANDIRIR
Selahattin Demirtaş’a şans vermiyor musunuz?
Selahattin Demirtaş’ın temsil ettiği çevreler, yine genç Türkiye Cumhuriyeti kurulurken ahdedilen birliğin, tek parti vesayetçiliği ve seri darbe rejimleri tarafından bozulduğuna, ötelendiklerine ve bu birliğin zencileri durumuna düşürüldüklerine inanıyorlar. Bütünüyle Türkiye bu kadar büyük bir adımı atmaya hazır görünmese de Demirtaş’ın seçilmesi bir siyahinin ABD’ye başkan seçilmesinden çok daha anlamlı ve işlevsel olacaktır. Keşke Türkiye Demirtaş’ı cumhurbaşkanı seçebilecek bir olgunluk ve özgüvene şimdiden sahip olabilseydi. Bu cumhuriyetin en gerçek, en nitelikli kazanımı olurdu ve cumhuriyetin erdemlerini taçlandırmış olurdu.
Baykal'ı kimin hatırı ikna etti
AK Parti’de kalsaydınız belki bugün en güçlü başbakan adayı olacaktınız.
Dikkat edersiniz bireysel bir davanın peşinde değilim. Bireysel kariyerimle ilgili kararımı 2007 yılında verdim, olası bütün sonuçlarını bilerek ve isteyerek. Hiç şikâyetçi değilim. Kimseden davacı değilim. AK Parti’de kalamazdım. O gün istifa etme kararımı bana aldıran o olay yaşanmasaydı 3 ay sonra başka bir şey yaşanacaktı.
Bizim o kadro ile siyasete, ülkeye ve iktidar olgusunun kendisine bakışımız uzlaşmaz bir biçimde ayrı. İmkânsız olandan farz-ı muhal üretilemez. Ben ve arkadaşlarım Anasol-M Hükümeti’nin getirdiği 158, 159 ve 312. Madde tasarısına direnmeseydik daha o yılarda kendisinin, Gül’ün ve pek çok RP’linin siyaset yolu hiç açılmayacaktı. Hatırlaması gereken bir şey daha var, o da kendisine milletvekilliği ve dolayısıyla başbakanlık yolunun nasıl açıldığı. Bu yolu açan anayasa değişikliği ve yasaların çıkmasına Baykal’ı hangi mekanizmanın razı ettiğini, kimlerin hatırının Baykal’ı ikna etmeye yettiğini hatırlaması hayırlı olur. Belki böylece daha halim selim, daha arif ve kavgaya değil de barışçı bir çöazüme yakınlaşılabilir.
MUMCU’DAN SİYASİ TARİHE NOTLAR
İkinci tur oylamaya katılmama gerekçelerini anlatan Erkan Mumcu, “Böylece rejim dönüşümünü mümkün kıldık” dedi
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini 2007’de siz gündeme getirmiştiniz.
Cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlayan Anayasa değişikliği Anavatan Partisi’nin, benim dirayetli ve bedel ödemeyi göze alan, sonunda bu bedeli de ödeyen duruşumuzun bir neticesidir. Bu gerçek 10 milyonlarca insanın gözü önünde gerçekleşmiş olmasına rağmen adeta karartılan, üstü örtülen bir gerçektir.
Neden bunun için bedel ödemeyi göze aldınız?
12 Eylül vesayet rejimi kurdu. Vesayet sistematiğinin bütün sigortalarını da götürüp Çankaya’ya bağladı. Emrettikleri düzenin müesses kalmasını temin edecek bir vesayet rejimidir bu. Hatta eğer Özal öldürülmüş ise tam da vesayet rejiminin bu karakteri nedeniyle öldürülmüştür. Bunu değiştirmenin cumhurbaşkanlığı olacak kişinin kim olacağını halkın iradesine bırakmaktan başka yolu yoktu. Çünkü, siyasetçiler ve siyasi partiler türlü oligarşik baskılara veya oldu bittilere maruz kalabiliyor ya da kişisel politik hesapları bu kurguyla uzlaşı içinde hareket etmelerini temin edebiliyor.
AROGAN BİR ÜSLUP
367 krizi olmasaydı belki cumhurbaşkanını halk seçiyor olmayacaktı.
Cumhurbaşkanını halkın seçmesi ve kılık kıyafet özgürlüğünün anayasal güvenceye bağlanmasını içeren anayasa teklifimi Temmuz 2005’de kamuoyuna açıklamış, Başbakan’a da bir mektupla iletmiştim. Olumlu bir yanıt almadığım gibi arogan diyebileceğim bir üslupla karşılaştım. Bu çağrılarım, 367 tartışmaları başlayıncaya kadar hiç dikkate alınmadı.
Sizin ikinci tur oylamaya katılmamanızda 27 Nisan bildirisinin bir etkisi oldu mu?
Bu yargı bana ve arkadaşlarıma yapılan çok büyük haksızlıktır ve iftiradır. Ben, “Bu kadroya beytülmâl emanet edilemez ve ben bu vebali üstlenmeyeceğim” şeklinde özetlenecek açıklamamı yaptığımda ortada muhtıra falan yoktu. Bu açıklamadan bir gün sonra muhtıra geldi. Hükümetten önce muhtıraya karşı reaksiyonumuzu ortaya koyduk. Biz ikinci tur oylamaya katılarak muhtıraya karşı reaksiyonumuzu açıkça ortaya koyma kararı almışken, doğrudan doğruya Erdoğan’dan sabah, “ANAP’ın teklifini kabul ediyoruz, seçimi halka yaptıracağız” açıklaması geldi.
BAŞBAKAN AÇIKLADI
Grup başkan vekillerimiz anlaştı ve o gün süratle Meclis'e Anayasa değişikliği teklifi olarak sunuldu. Aslında bu nokta, Erdoğan’ın Abdullah Gül’ün aday gösterilmesi konusunda bir emrivakiyle karşı karşıya olduğunun çok açık bir
itirafı idi. Eğer ikinci tur oylamaya katılsaydık, bu bizi halkın gözünde demokrasi kahramanı yapacak ama halkımız demokratikleşme yolunda atılacak en büyük adımlardan birinden mahrum kalacaktı. Katılmadık ve bu rejim dönüşümünü mümkün kıldık.
İtiraf için 7 yıl bekledi
Başbakanın karşılaştığını iddia ettiğiniz bu oligarşik emrivakilerle siz karşılaşmadınız mı?
Bu algı imal edildi. Hükümet, hükümetle ittifak eden bütün medya grupları ve muhalefet bu konudaki gerçeğin üstünü örtmekte el birliği ettiler. Buna inanmak ve inandırmak kendi ideolojik tasavvurlarına denk düşüyordu.
Herkesin buna inanması gerçekte kimlerin hangi emrivakilerle karşı karşıya kaldıklarını, kimlerin bu emrivakilerin aracı ya da aracısı olduklarını örtmeye yarıyordu. Orada Tayyip Erdoğan’ın kendi adaylığının engellendiği bir emrivaki ve baskı ile karşı karşıya kaldığı kuşkusuzdur. Ancak bu gerçeği itiraf etmek için 7 yıl bekledi.
SEÇİMİ HALK YAPSIN ISRARI
Erdoğan’a Gül için emrivaki yapıldığını söylüyorsunuz ama 367 tezi Gül için işletildi.
Bu emrivakinin bir kanadı da Erdoğan’ın değil Gül’ün cumhurbaşkanı olmasını isteyen çevrelerdir. Ancak bunu da itiraf etmesi o gün mümkün değildi. Ben iki yıl önce açıkladığım irademin arkasında durdum. Nitekim sonuç aldık. Askerler, Vecdi Gönül yönünde bir baskı yapıyorlar, cemaat ve bazı uluslararası çevreler Gül’ün adaylığını mümkün kılacak etkili girişimlerde bulunuyorlardı.
Gerçekte 367 ipine, sadece CHP ve vesayetçi jakobenler değil artık aynı zamanda kendi adaylığı emrivakilerle engellenen Erdoğan da sarılmak durumunda kaldı. Bense kim seçilirse seçilsin ama seçimi halk yapsın ısrarında idim. O günden bugüne olan biten her şey bu sözlerimin apaçık kanıtıdır. 17 Aralık sürecine bir de bu gözle bakmayı herkese tavsiye ederim. Erdoğan’ın bugün direnme gücü var çünkü seçimi halkın yapması gibi bir anayasal imkân var. Eğer bu imkân bulunmasaydı Erdoğan 2007’de boyun eğdiği emrivakilere bugün de boyun eğmek zorunda kalabilirdi.
|
|
Kaynak : BUGÜN GAZETESİ |
|
|
|
|
|
|
Yazarlar |
|
AKP ‘darbeyi’ kapatacak
25 Ekim 2016 Salı, 12:14
|
|
AKP ‘suç ortağı' arıyor
Mustafa Ünal /ZAMAN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:28
|
|
Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Haziran 2015 Cuma, 09:21
|
|
Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez
Erhan BAŞYURT/BUGÜN
12 Haziran 2015 Cuma, 09:16
|
|
Ya Koalisyon ya Başkanlık...
Eren Erdem/YURT
12 Haziran 2015 Cuma, 08:58
|
|
Kırılma noktası!
Güngör Mengi/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:45
|
|
AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?
İbrahim Kiras/VATAN
12 Haziran 2015 Cuma, 08:42
|
|
Ali İsmail…
Bekir Coşkun - Sözcü
23 Ocak 2015 Cuma, 09:34
|
|
Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?
Mehmet Kamış/ZAMAN
14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39
|
|
Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi
Can Ertan /HABER
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57
|
|
Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik
Özgür Şen
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17
|
|
AKP’nin IŞİD çıkmazı
Hüseyin ALİ/Özgür Gündem
14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10
|
|
Siyasi etik yasası çıkarılmalı
Serpil Çevikcan/Milliyet
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37
|
|
MİT’in sicili
Gültekin AVCI/BUGÜN
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17
|
|
İslamofobi ve provokasyon
İhsan ÇARALAN /Evrensel
12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11
|
|
Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”
Hüseyin Özay/Taraf
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32
|
|
AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor
Zilar STÊRK/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25
|
|
Barışı, ancak özgürlükler besler
Hüda KAYA/Özgür Gündem
12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14
|
|
Bilim siyasetin elini öptüğünde...
Cüneyt Ülsever/YURT
11 Ocak 2015 Pazar, 10:19
|
|
Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı
Nazlı Ilıcak /BUGÜN
11 Ocak 2015 Pazar, 10:18
|
|
|
|
Son 20 Yazım |
|
CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI
|
|
AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN
|
|
GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.
|
|
ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..
|
|
12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?
|
|
Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?
|
|
Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'
|
|
Tüm Dostlara Teşekkür…
|
|
Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!
|
|
Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:
|
|
Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...
|
|
Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.
|
|
Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...
|
|
Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım
|
|
CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…
|
|
Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!
|
|
“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…
|
|
Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.
|
|
Sadece İnsan Olmak!
|
|
Annemin de Başını Ezerler mi?
|
|
|
|
Takvim |
Pt |
Sl |
Çr |
Pr |
Cm |
Ct |
Pz |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
|
|
|
|
|
|
|
|