Parti tek isme mahkûm değil
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP’den Sarıgül’e karşı aday olan Tekin, ‘olası’ rakibi için ‘Gezi sırasında pozisyon almayan biri CHP tabanını ne kadar temsil eder emin değilim’ dedi
Tam da Mustafa Sarıgül meselesi, efsaneden ”yılan hikâyesi” boyutuna gelmişti ki, hafta sonu CHP kulislerinde bomba patladı: Gürsel Tekin, İstanbul belediye seçimleri için adaylığını açıkladı.
Böylece Mart 2014 yerel seçimleri arifesinde, AK Parti’liler hala telekinezi yöntemiyle Başbakan Tayyip Erdoğan’ın aklından geçenleri okumaya çalışırken, BDP İmralı, MHP ise yüksek tavanlı genel merkezin üst katlarında adayları belirlemeye karar kılmışken, CHP (kazara da olsa) en demokratik işi yaptı. Hâlihazırda partide bir değil, 4 İstanbul adayı var. Aynı Fransa’da, Almanya’da, İngiltere ve Amerika’da olduğu gibi, yerel seçim adayları, tek bir merkezden atanmayacak, kendi aralarında yarıştıktan sonra ortaya çıkacak. Adaylar, tek bir genel başkanın gözüne girmek, desteğini kazanmak için uğraşmak yerine, önümüzdeki haftalarda teşkilatları, medyayı ve kamuoyunu ikna etmeye çalışacak.
‘Gezi’de pozisyon almadı’
Dün konuştuğum Gürsel Tekin, ısrarla ”Rekabetten güç doğar. CHP tek bir isme mahkûm değil” dedi. Sarıgül’ü sorduğumda ”CHP’nin sadece 28 Şubat mimarlarının desteklediği adaya kalmayacak kadar önemli” olduğunu söyledi. Eyvah! Sonra ekledi ”Başbakan aleyhine, Kadir Topbaş aleyhine tek söz söyleyemeyen; Gezi konusunda pozisyon almayan biri CHP tabanını ne kadar temsil eder emin değilim.”
Ne dediğinizi duyar gibiyim: ”Demokrasi iyi hoş da, bizim memleketimiz Fransa, Almanya, İngiltere, Amerika’ya benzemez. Adaylar şimdiden böyle konuşursa...?” Sahi yerel seçimde birden fazla aday çıkması, CHP’deki çok sesliliğin parti içi demokrasiye yansıması mı, yoksa Mart seçimlerinin altın tepsi içinde Kadir Topbaş’a (veya esrarengiz Ak Parti adayı kimse) teslim edilmesi mi?
‘Olumsuz algılanıyor’
Dün bütün bu soruları, kamuoyunun nabzını en iyi ölçen isimlerden biri olan A &G araştırma şirketi sahibi Adil Gür’e sordum:
“Ben CHP’de birden fazla aday olmasını doğru buluyorum. Kuşkusuz Sarıgül halkta karşılığı olan, toplumun her kesimine iyi algılanan bir isim. Partiye katkı sağlayacağı muhakkak. Ancak, koskoca bir partinin aylardır sadece Sarıgül’le yatıp kalkması da CHP tabanında olumsuz algılanıyor. CHP sanki bir tek isme mahkûmmuş, o olmazsa olmaz gibi bir algı çok negatif. O yüzden yarışta başkalarının olması, olumlu.”
Peki, parti içi yarış adayları ve daha Mart olmadan partiyi yıpratmaz mı? Gür, adayların partiye zarar verecek bir açıklama yapmayacağı görüşünde. “Sarıgül umarım aday olur. Ama yarın öbür gün adaylığı olmazsa, insanların büyük bir hayal kırıklığı olmamalı. O manada farklı adaylar iyi.”
‘Sarıgül risk üstlenir’
Peki, sahi Sarıgül aday mı? CHP açısından favori olduğuna şüphe yok. Ancak aylar sonra bile CHP kulisleri hala “Bu iş bitti” diyenlerle “Bence gelmez” diyenler arasında gidip geliyor. Gür: “Sarıgül dikkatli, siyaseti iyi koklayan bir isim. Aday olursa ille de İstanbul’u alır diye bir durum yok. O riski alır mı emin değilim? İstanbul 1989’den bu yana çok değişti ve daha muhafazakârlaştı. Demografi Ak Parti lehine değişti. Sadece, Sarıgül olursa daha sıkı bir yarış olur diyebiliyoruz. Öyle olunca, riski üstlenecek kişi Sarıgül...”
Adil Gür’e göre, Sarıgül ”halkta en fazla karşılığı olan CHP adayı” olsa da, adaylığı kesin değil. İşin garibi, bu noktadan sonra aday olmama şansı da yok, ”Bu noktadan sonra CHP’nin Sarıgül’den vazgeçmesi, CHP’ye zarar verir. Sarıgül’de CHP’yi yarı yolda bırakırsa, kendi siyasi geleceğini bitirir.”
Kısacası CHP ve yerel seçimler noktasında neredeyiz? “Fazla naz âşık usandırır” mı, diyeceğiz yoksa. “Akıllı köprüyü arayıncaya kadar, deli suyu geçer” mı?
|