ALİ Özcan, CHP’lilerin yakından tanıdığı bir isimdir. Hani “40 yıllık CHP’li” denir ya, tam da o türden, 1975’ten beri parti üyesi. Birleşme döneminde, 1994-1995’te SHP ve CHP İstanbul İl Başkanlığı, 1999-2000’de CHP PM üyeliği yaptı. Son genel seçimlerde CHP Elazığ Milletvekili adayı oldu.
İnşaat Mühendisi olan Ali Özcan hep önseçim taraftadır. Onun için “CHP’de önseçim İstanbul’da seçim kazandırır” diyor. Çok kişi tarafından benimsenen görüşleri şöyle: “AKP zihniyetinin İstanbul’da 1994’ten beri süren yönetim anlayışı, önümüzdeki yerel seçimlerle sona erebilir. Bunu başarabilecek olan ise CHP’dir. Ancak, CHP’nin İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi dahil bir yerel seçim zaferi elde edebilmesinin önkoşulu, adaylarını önseçimle belirlemesidir. İstanbul’daki 200 bini aşkın CHP üyesinin seçim sürecine aktif olarak katılması, partinin bütün hücrelerinin teker teker yaşama kavuşan canlı bir organizma gibi hayat bulmasını sağlamak için önseçim şarttır. Sosyal demokratların aday belirlemek için önseçim yöntemi kullandığı yıllar ile seçim başarısı karşılaştırıldığında da bu durum tüm çıplaklığı ile ortaya çıkıyor.
Ankara’da 1973’te önseçimle aday olup kazanan Vedat Dalokay, 1984’te SODEP’in atama belediye başkan adayı olduğunda seçimi kaybetti. Yine 1973’te Ahmet İsvan İstanbul’dan önseçimle aday gösterildi ve kazandı. 1977’de Ali Dinçer Ankara’da, Aytekin Kotil de İstanbul’da önseçim sonrası girdikleri belediye başkanlığı seçimlerini kazandılar. İstanbul’da Nurettin Sözen, İzmir’de Yüksel Çakmur, Ankara’da Murat Karayalçın 1989’da önseçimi kazanarak aday olup belediye başkanı seçildiler. Ama aynı Karayalçın, 1999’da CHP’nin atama adayı olunca seçimi kaybetti. 2014 yerel seçimlerinden başarıyla çıkmak için CHP’nin partide katılımcılığı teşvik edecek, örgütünü aktive edecek, heyecan yaratacak bir önseçim süreci başlatması yerinde olacaktır. İstanbul’da CHP örgütünün yapacağı önseçimin ardından aday olacak kişi, arkasında örgütün desteğini bulacaktır. CHP’ye emek vermiş her üye birbirinden değerlidir, göreve hazırdır. Bu nedenle sosyal demokratların belediye başkan aday adayları önseçimden korkmamalı, bilakis önseçimi istemeli ve teşvik etmelidir.”
Güneş: Aday olmam
CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş, adının belediye başkanlığı için geçmesi üzerine bir açıklama yaparak şöyle dedi: “Ben 1974’ten beri CHP üyesiyim. Kocaeli halkına milletvekili olmak istiyorum dedim. Onlar da beni seçtiler. Partimizin oyunu da bir miktar artırdım. Milletvekilliğim bitmeden bir başka yere aday olmayı doğru bulmam; 2015 yılına kadar milletvekili görevim var; o görevim biter ve bir daha aday olmaz isem o zaman bu düşünülebilir. Sonra niye milletvekili iken aday olayım da, milletvekili sayımız düşsün. Bu yöntemi doğru bulmuyorum.”
Gayrimenkulün varsa!..
ANKARALI gayrimenkul uzmanı Salim Taşçı vatandaşı yine uyarıyor: GAYRİMENKUL sahipleri aman ha aman dersek sakın şaşırmayasınız. Aşağıda nedenini yazdığımızda şaşıracak, “Bu kadar da olur mu?” diyeceksiniz.
Genelde işyeri (büro) olan binaların % 80’i meskendir. Ve tapuda da mesken yazar. Vatandaş olarak beyanname verirken, tapu üzerindeki nitelik hanesinde ‘mesken’ yazdığından ‘mesken’ yazıp emlak vergisi sicil numarasını alır, bir yıl sonra da emlak vergisini mesken cinsinden ödersiniz. Bu mülkü büro olarak kiraya verdiniz. Maliye’ye de kira bildirim beyannamesini bildirdiniz. Yıllar itibari ile belediyeye emlak vergisi, Maliye’ye kiradan doğan vergiyi ödüyorsunuz. Buraya kadar hiçbir sıkıntı yok. Bundan sonrasına gelince, bakınız dananın kuyruğu nasıl kopuyor.
Bu kirada olan yerinizi satmaya kalktınız, kural olarak belediyeden tapu harcına esas olacak rayiç bildirim evrakını almaya gittiniz. Belediyedeki memur önünüze iki sayfa tutan ödeme emrini koyar, “Bu ne?” diye sorarsınız.
Memur ”Emlak Vergisi” der.
Siz, “Ben her yıl düzenli olarak ödüyorum, benim borcum yoktur. Bunlar da yıl yıl yatırdığım makbuzlar” dersiniz.
Memur, “Tamam ödemişsiniz ama siz binde 2 üzerinden mesken vergisi ödemişsiniz, oysa ki, sizin yeriniz, işyerinde kirada, biz de bunu tespit ettik. 4 yıl, 9 aylık, binde 4 ödemeniz gerekir. Rayiç bedel evrakını almak için bunu ödeyiniz” der.
Bu durumda ister şaşırın, ister ağlayın. “Peki, memur bey, siz
4 yıl 9 ay önce bunu tespit etiniz de, bizi neden işin başında uyarmadınız, her yıl mesken vergisi alırken neden burası işyeri, binde 4 ödemeniz gerekir demediniz? Uyarsaydınız gelir, burasını biz büroya kiraya verdik der, binde 4’ten ödememizi yapar, bu kadar cezayı da ödemezdik?”
Memurun cevabı olmaz, olamaz! Sadece boyun büker. Hemen belediyeye gidip, gayrimenkulünüzün durumunu sorunuz. Aksi halde yarın satacağınız zaman acı sürpriz çıkabilir. Bu açık tuzak değil midir? Vatandaşı yolmanın çaresi bu mu?
MESAJ PANOSU
CHP Beyoğlu aday adayı Tarkan Konar’ın ekibinin, yeni bir Beyoğlu mümkün demek için bugün 13.30’da Çiçek Pasajı’nda buluşacağız” çağrısı yaptığını... Ancak Tuncel Kurtiz’in vefatı nedeniyle, “Bu sabah saat 10.30’da Divan Oteli önünde buluşup Tuncel Ağabeyi anmaya Muhsin Ertuğrul’a gidiyoruz. Çiçek Pasajı buluşmamız hafta içine ertelenmiştir” dediğini.
1990’lı yıllarda TRT’de yayınlanan ‘Hanımın Çiftliği’ dizisinde Güllü rolünde oynayan sinema sanatçısı İlknur Bozkurt’un, MHP Avcılar Belediye Başkanlığı’na aday adayı olduğunu açıkladığını.
7 yıl süren siyasi skandalın sonunda; ‘güçlüler’ kaçak otelin mührünü söktürdüler
LALELİ’de Acemoğlu Hamamı yerine kaçak olarak yapılan otel inşaatı nihayet mühürlendi ve turizm ruhsatı iptal edildi. Ancak, siyasi gücü arkasına alan otel sahibinin daha sonra mührü (her odadadaki) söktürdüğü öğrenildi.
2006 yılından beri süren ‘skandal siyasi korumacılık’ ve ’torpil’ sonucunda yıkımı gerçekleştirilemeyen
olayla ilgili olarak Kadir Topbaş’tan ayrı olarak şimdiki Fatih Belediye başkanı Mustafa Demir ile eski Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er ve 20 belediye çalışanı da yargılanacak. Bu arada bu mücadeli 8 yıldan beri sürdüren hamal ve koruma Gazi Doğan iki bin TL’yi temin edemediği için CHP Belediye Meclisi üyeliğine aday olamadı.
2006 yılında sıfırdan kaçak olarak yapılmasına göz yumulan Şehzadebaşı’ndaki Celal Ağa Konağı isimli otelin bulunduğu Acemoğulları Hamamı, 530 yıllık 1. sınıf tarihi eser ve Osmanlı mirası...
Otel Büyükşehir Belediyesine 200 metre, Anıtlar Kurulu’na 300 metre Beyazıt Karakolu’na da 200 metre mesafede. Otel devletin ve belediyenin gözü önünde kaçak olarak tamamlanarak bu güne geldi.
Bu mücadeleyi CHP Eminönü İlçe Sekreteri Gazi Doğan, bütün baskılara karşın itiraz dilekçelerini geri almadı; haksızlığa karşı büyük bir direnç gösterdi.
Olay süresinde ikişer İç işleri ve Kültür-Turizm Bakanı, bir Büyükşehir ve iki ilçe başkanı eskitti.
YARGIYA BRAVO
Nihayet hukukun işlemesi ve yüksek yargının gayreti ve takipçilerinin de ısrarlı takipleri sonucu (Eski Eminönü Belediye Başkan Yardımcısı İhsan Maçin, CHP Eminönü eski İlçe Sekreteri Gazi Doğan ve CHP Fatih Belediye Meclis Grubu, eski İstanbul milletvekili ve CHP Parti Meclisi üyesi Çetin Soysal) kaçak yapı geçen çarşamba günü Fatih Belediyesi zabıtaları tarafından boşaltılarak mühürlendi; sözde ‘faaliyetten men” edildi. Ne yazık ki, iki gün sonra dün otelin, iddiaya göre, iki bakanın (İçişleri ve Turizm) devreye girmesi ile mühürleri kaldırıldığı öne sürüldü.
Mühür olayından sonra Ankara’ya giden otel sahibinin, otelin her kapıdaki mühürlerini söktürdüğü öğrenildi. Otelin faaliyete devam ederken, otelin turizm belgesinin iptal edildiği de ileri sürüldü.
FAtih Belediyesi çevresinde bu olaya hakkaniyetle bakanların bir bir tepkisini aktarmak istiyoruz:
“En acısı da mahkeme kararlarının uygulanmasına engel olan ve mühürleri kırarak ‘faaliyetinize devam edin, hapis cezası yok, sadece para cezası var’ ifadesini kullanarak kaçak otel sahiplerini cesaretlendiren Ankara’daki siyasetçiler kimlerdir ve bu cesareti nereden almaktadırlar.”
CHP GRUBUNUN TEPKİSİ
Bu arada CHP Fatih Belediye Meclis Grubu adına; Hukuk ve Denetim Komisyonu üyesi Fazıl Uğur Soylu kamuoyuna şu açıklamayı yaptı:
“Fatih Belediyesi tarafından mühürlenmesi gerektiği halde mühürlenmeyen elektrik, su bağlanmasına ve ticari faaliyetine izin verilen Şehzadebaşı’ndaki Celal Ağa Konağı isimli otel ile ilgili İçişleri Bakanlığı’nın ön soruşturmaya gerek yok görüşüyle izin vermediği dosya için Danıştay’a yapılan başvuru kabül görmüş soruşturma izni verilmiştir. Aynı dosyadan soruşturma izni verilmeyen Kadir Topbaş’a da Danıştay yargılama izni vermiştir.
Yapım aşamasından bugüne kadar hukuki sorunlar yaşayan ve hakkında yıkım karar olan Celal Ağa Konağı isimli işyerinin mühürlenenerek yıkımı yapılması gerekirken, ticari faaliyetine devam etmektedir.
Fatih Belediyesi CHP Meclis Grubu olarak defalarca bu konu hakkında soru önergesi verdiğimiz halde tatmin edici bir
cevap alınamamış ve söz konusu işyeri ticari faaliyetini sürdürmüştür.
25.09.2013 günü söz konusu işyerine Fatih Belediyesi zabıtasi tarafından mühürlenerek boşaltilması doğrultusunda işlem yapıldığını bilmekteyiz. Yıkım ile ilgili bir bilgi sahibi değiliz
kamuoyunun bilgisine arz olunur.”
Kütahyalı Hafız Mehmed Emin Efendi kimdir
Çinicilik Sanatı’nın Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden Cumhuriyet dönemine geçişinde, Kütahya’ya özgü bir sanat olarak tanınmasında ve gelişmesinde çiniciliğin büyük ustası Hafız Mehmed Emin Efendi’nin etkisi büyüktür. Hafız Mehmed Emin Efendi 1872 yılında Kütahya’da doğmuş, henüz çok küçük yaşlarda iken Kütahya’da ikamete mecbur edilen çini ustası mücellit Mehmet Hilmi Efendi’nin yanında çiniciliğe başlamıştır. Ömrü boyunca “üstadım” diye hitap ettiği Mehmed Hilmi Efendi’nin 1887 yılında İstanbul’a dönmesiyle, çini atölyesini Hafız Mehmed Emin Efendi 15 yaşında iken devralmıştır. Başlangıçta sadece kullanım eşyası ve keramik üreten Hafız Mehmed Emin Efendi, 1892 yılından itibaren çini üretimine başlamıştır. 23 Nisan 1899 yılında, ustasından kalan atölyeden daha büyük bir atölye açarak Kütahya’daki camilerin ve ilk büyük çini dekorasyonu çalışması olan Konya Sanayi Mektebi’nin çinilerini yapmıştır. 1907 yılından itibaren önemli miktarlarda çini siparişi almaya başlayan Mehmed Emin Usta, dönemin en büyük çini üreticisi konumuna gelir. Sultan V. Mehmed Reşad Türbesi ve daha pek çok yapının çinilerini bu dönemde üretmiştir. Böylece, Kütahya’da o döneme kadar görülmemiş ölçüde büyük dört fırınlı modern bir fabrikayı o zaman Cinciönü denilen ve bugünkü Kütahya’nın merkezinde bulunan Azerbaycan Parkı’nın bulunduğu alanda 1917 yılında kurar.
Milli Mücadele yıllarında Kuvay-ı Milliye hareketi ile işgal kuvvetlerine direnen Hafız Mehmed Emin Usta, son fabrikasına özel bir çini tabela imal edip asar. Bu tabelada iki tarih dikkat çekicidir:
23 Nisan 1315 (M. 1899) tesis
23 Nisan 1336 (M. 1920) hatıra.
Hafız Mehmed Emin Efendi, bu tabelayı T.B.M.M.’nin kuruluşu anısına hazırlamıştır. İşgal yıllarında böyle bir tabela asan Hafız Mehmed Emin Efendi, Yunan işgal Kuvvetleri’nin yaptığı işkence sonucu 1922 yılında vefat eder. Vefatının ardından büyük oğlu Hakkı, baba mesleği çiniciliği devam ettirmiş ve soyadı kanunu ile birlikte “Çinicioğlu” soyadını almıştır. Hakkı Çinicioğlu’nun 1964 yılında vefatının ardından oğulları Vedat ve Edip Çinicioğlu çiniciliğe devam etmiştir. Vedat Çinicioğlu’nun vefatının ardından oğlu Avukat Emin Çinicioğlu aile işini devralmış ve 2000’li yılların başlarına kadar ailenin çinicilik geleneğini sürdürmüştür.
Çini denilince akla Kütahya’nın gelmesini sağlayan Hafız Mehmed Emin Efendi çini imalatının her aşamasında öncü olmuştur. Bizzat çini imalatı yaptığı gibi, aynı zamanda desen çıkartmış ve yeni desenler çizmiştir. Hafız Mehmed Emin Efendi’nin hazırladığı el yazması iki büyük desen kataloğu bulunmaktadır. Günümüz çiniciliğinde hala Hafız Mehmed Emin Efendi’nin hazırladığı bu desenler kullanılmaktadır.
Hafız Mehmed Emin Efendi’nin sayısız eserleri arasında, Kütahya Balıklı Camii, İstanbul Suadiye Camii, İstanbul Tapu ve Kadastro Binası, Şehzade Abdülmecid Köşkü, Büyükada, Haydarpaşa, Beşiktaş, Bostancı ve Kuzguncuk vapur iskeleleri, Sirkeci Liman Han, Haydarpaşa Garı Yemek Salonu, I., II. Ve IV. Vakıf Hanları, Şam Süleymaniye Camii, Kahire Manial Sarayı, Kütahya Hükümet Konağı, İstanbul Hoca Hubyar Mescisi ve Konya Mevlana Türbesi sadece bir kaçıdır. Hafız Mehmed Emin Efendi’nin hayatı ve sanatı hakkında yapılmış araştırmalar ve yüksek lisans tezleri bulunmaktadır (http://osymtercih.net/tez/kutahyali-mehmed-emin-usta-ve-eserlerinin-uslubu).
Prof. Dr. S. Feyza Çinicioğlu (Hafız Mehmed Emin Efendi’nin torunun oğlu merhum Av. Emin Çinicioğlu’nun Eşi)
Doç. Dr. Özer Çinicioğlu (Hafız Mehmed Emin Efendi’nin torunun oğlu merhum Av. Emin Çinicioğlu’nun Oğlu)
Yrd. Doç. Dr. Esma Nur Çinicioğlu (Hafız Mehmed Emin Efendi’nin torunun oğlu merhum Av. Emin Çinicioğlu’nun Kızı)
|