İstanbul yerel seçim sonucunu açıklıyorum

20 Eylül 2013 Cuma, 07:55

KORAY ÇALIŞKAN/RADİKAL

Topbaş'a fark atacak popülaritede bir siyaset makinesi. Kazanırsa, ister fark atsın, ister küçük bir marjinle ipi göğüslesin, yeni bir siyasi iklime girdik demektir.

Bir süredir Türkiye gündemine en hızlı, en çabuk ve en sık giren konu İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimi.
İstanbul Avrupa’nın en büyük ekonomilerinden biri. Türkiye’nin GSMH’sinin tek başına dörtte birini yaratıyor. Bankalardaki mevduatın ve ülkede kullanılan kredilerin üçte biri İstanbul merkezli. Ekonomik hinterland’ıyla, yani Kocaeli’yi de katarsak, hâkim olduğu bölgesel GSMH 260 milyar dolar. Yani Ortadoğu’nun en büyük ülkesi Mısır’ın tamamından daha güçlü.

Ve belediye
Başbakandan sonra seçilmiş en güçlü siyasi pozisyon İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı. Belediyenin bütçesi dünyadaki birçok küçük ülkeden büyük. Sahip olduğu şirketlerin ve iştiraklerin bütçesi birçok bakanlığın bütçesini geride bırakıyor.
Siyasi olarak da belediyeye hâkim olmak Türkiye siyasetinde başka hiçbir kentin sahip olmadığı kadar güç sahibi olmak demek. Zaten AK Parti’nin siyasi başarısının önü 1994 Refah Partisi başarısından sonra açılmıştı. Bu nedenle İstanbul yerel seçimi bir anlamda Türkiye’nin seçimi demek.

Adaylar
Eğer bir sürpriz olmazsa seçim iki kişinin arasında geçecek. AK Parti’den Kadir Topbaş, CHP’den Mustafa Sarıgül herkesin konuştuğu adaylar. Kadir Topbaş AK Parti içinde en çok beğenilen ve istenen aday olmasa da İstanbul’daki popülaritesi ve İstanbul’un Karadeniz gibi diyasporasındaki gücü nedeniyle şimdilik alternatifsiz. Mustafa Sarıgül ise kazanma olasılığına inanan kitleler nedeniyle zaten adaylık sürecinin galibi.
Seçim sonucunu şimdiden söylemek imkânsız. Ben Sarıgül’ün kazanacağını düşünüyorum. Nedenlerini başka bir yazıda anlatacağım. Şimdilik tamamen olasılıklar üzerinden gidelim:

Diyelim ki kaybetti
Bu kayıp bile kayıp olarak görülmeyecek. Çünkü olursa da çok az bir marjinle olacağından “AK Parti neredeyse kaybediyordu, demek ki mümkünmüş” diye düşünülecek. Real Madrid’e maçı 6-1 değil, 6-5 vermek gibi düşünün. Bu durumda kim Galatasaray’a ‘başarısız’ derdi?
Böyle bir olasılık AK Parti’nin İstanbul’u alacağı ama artık siyaseti hiçbir şekilde şimdiki gibi yapamayacağı bir durum ortaya çıkaracaktır. Tüzük değişmesi olasılığı ortaya çıkacak, bu da ülkedeki siyasi dengeleri değiştirecektir.

Diyelim ki kazandı
İşte o zaman Türkiye’de her şey değişir. Bence Sarıgül, Topbaş’a fark atacak popülaritede bir siyaset makinesi. Kazanırsa, ister fark atsın, ister küçük bir marjinle ipi göğüslesin, artık Türkiye’de yeni bir siyasi iklime girdik demektir.
Öncelikle İstanbul kadar büyük bir kaybı AK Parti’nin şimdiki gibi otoriter bir parti içi siyasetle taşıması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle tüzük mutlaka değiştirilecek ve Erdoğan seçime yine partisinin başında girecek, hükümet kurmak için çalışacaktır. Bu gelişme Erdoğan dışında bir isimle daha mutedil bir cumhurbaşkanlığı adaylığı demektir ki, bu noktada Abdullah Gül’ün şansı çok artacaktır.
CHP için de değişiklikler başlayacak, Kemal Kılıçdaroğlu’nun zaten güçlü olan liderliği, süper liderliğe dönüşecektir. Sarıgül’ün ulusalcı olmadığı belli. Bu değişiklik CHP içindeki ulusalcıların büyük bir bölümünün sosyal demokrasiye kaymaları anlamına gelecek.
Yani Sarıgül’le CHP’nin kaybetmesi imkânsız. AK Parti de her koşulda bir şeyler kaybedecek. Bu nedenle İstanbul seçimi Türkiye siyaseti için bir dönüm noktası. Çünkü her koşulda 10 yıllık statüko değişecek. İstanbul seçiminin asıl sonucu bu olacak.