Çift taraflı baskı ve sansür tehdidi altındaki Halk TV emekçilerine...
AKP iktidarı, topluma söyleyecek hiçbir sözünün kalmadığının farkında... Kürt sorununu çözemeyen, Suriye, Mısır, Irak, İran ekseninde duvara toslayan, Fethullah Gülen Hareketi\'nin desteğini yeterli düzeyde alamayan, hatta dönem dönem ise çatışan iktidar, çıkış yolunu yine o bildik yöntemde arıyor: \'\'Din istismarı...\'\'
Yerel seçimler yaklaşırken, ekonomideki kırılganlığın yaratacağı toplumsal tepkiden çekinen AKP, halkın geniş kesimlerini \'\'Siyasal İslam\'\'ın söylemleriyle tahkim etmeye çalışıyor. Bu yüzden, her okula mescid açılmasını sağlayacak genelgeler yayınlanıyor.
AKP\'nin yeniden \'\'Siyasal İslam\'\' söylemini arenaya sürmesi ve istismar etmesi beklenen yeni alan ise parlamento! İktidar çevreleri, bir süredir bunun işaretlerini veriyor. Bülent Arınç ve Cemil Çiçek, \\'Parlamentoda türbanlı bir milletvekili olabilir\'\' diyor. AKP, dünyadan izolasyonunu, ekonomideki çöküşü, politik söylemlerinin tutarsızlığını ve hiçbir soruna çözüm bulamayışını, yine türbanın altına gizlemek istiyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP\'nin bu yeni tuzağının farkında... Bu yüzden, dün basına kapalı yapılan MYK toplantısında, \\'AKP\'nin 1 Ekim\'de Meclis\'e türbanlı bir vekil sokacağı yönünde güçlü duyumlar geliyor\'\' dedi. Kılıçdaroğlu bilgiyi paylaştıktan sonra, CHP\'nin bu bağlamda \\'mütedeyyin insanları incitmeyecek ve söylemlerinin yanlış anlaşılmasına yol açmayacak\'\' bir politika oluşturması gerektiğinin de altını çizdi.
CHP lideri, belli ki; Amerikan vatandaşı - Fazilet Partisi Milletvekili Merve Kavakçı eliyle 1997\'de tezgahlanan o provokasyonun tekrarlanmasından endişe ediyor.
Hatırlanacağı üzere, Amerikan vatandaşı Merve Kavakçı, Fazilet Partisi listelerinden vekil seçtirilmiş, Nazlı Ilıcak da Kavakçı\'yı türbanlı bir şekilde parlamentoda yemin ettirmeye çalışmıştı. AKP\'nin öncülü olan Fazilet Partisi, yaşanan tartışmaların ardından tabanını daha da genişletme imkanı bulmuştu. Zira; dönemin Başbakanı Bülent Ecevit\'in Kavakçı\'ya yönelik tutumu, Fazilet Partisi tarafından \\'İslama karşı duruş\'\' şeklinde yansıtılmıştı.
O dönem başlatılan kampanya, özellikle Anadolu\'da karşlığını buldu ve AKP siyasal islamın söylemlerini kullanarak, iktidara gelmeyi başardı.
AKP iktidarı, kendisine iktidar yolunu açan provokasyonu, bu kez \\'iktidarda kalma\'\'nın yöntemi olarak kullanmak istiyor. Kılıçdaroğlu, AKP\'nin yerel seçim öncesi atacağı bu adımın topluma nasıl yansıyacağını bildiği için, kaygısını partisiyle paylaşıyor. Zira; biliniyor ki; hiçbir söylem, dini istismar edenlerin ve onu sömürenlerin karşısında başarılı olamıyor!
Şu çok açık bir gerçek:
AKP iktidarı, iç ve dış politikada, aslında çaresiz bir durumda... Tüm söylemleri çöktü... Dış politikada, deyim yerindeyse çuvalladılar! Suriye meselesinde, Putin ve Obama, AKP iktidarını tamamen devre dışı bıraktı. Başbakan Erdoğan, bölgedeki hiçbir ülkeye gidemiyor. Kürt sorunu, devasa bir şekilde iktidarın önünde duruyor. AKP, Kürt sorununu çözebilecek hiçbir adımı atamıyor. PKK\'nın tehditleri ise sürüyor. İktidar, PKK\'nın söylemleri karşısında sessizliği seçiyor.
AKP, toplumu artık oyalayamadığını ve kendilerine yönelik güvenin hızla azaldığını görüyor. Bu yüzden, anketler aracılığıyla, \\'Yüzde elli bir oy alacağız\'\' propagandası yapılıyor. Propagandanın etkili olmadığı alanlarda ise polis şiddetine başvuruluyor. İktidarın kanunsuz emirlerini uygulayan ve suç işleyen polis teşkilatı, adeta \'\'AKP Milisi\'\' gibi davranıyor. Şiddetin boyutu her geçen gün artıyor. Demokratik taleplerini dile getirmek isteyen gençler, AKP\'nin emriyle ya öldürülüyor, ya da sakat bırakılıyor. Şiddet, AKP\'nin iktidarda kalabilmesinin yöntemlerinden biri olarak görülüyor.
Recep Tayyip Erdoğan, toplumu şiddet kullanarak sindirme dışında bir çözümünün kalmadığını düşünüyor. Aklını Hakan Fidan ile Efkan Ala\'ya teslim eden ve \\'güvenlik politikası\'\'nı tek çıkış yolu olarak gören Erdoğan, eleştirdiği liderler gibi davranıyor.
Çünkü; Başbakan Erdoğan, artık emperyalist çevrelerin kendisine güvenmediğinin farkında... Mısır\'da Müslüman Kardeşler\'le kurduğu ilişkinin ve Batı\'nın SİSİ aracılığıyla kendisine güvenerek Dolmabahçe\'de paylaştığı bazı bilgilerin Mursi\'ye el altından gönderildiğinin ortaya çıkması, Erdoğan\'ı zor durumda bırakıyor. Erdoğan şimdi emperyalist çevrelere \\'Yanlış anlaşıldım, benden sakın vazgeçmeyin\'\' mesajı yolluyor. Bir yandan ise taraftarlarını sokağa dökme tehdidiyle \\'Türkiye bensiz olmaz, benim olmadığım hesaplar yapmayın\'\' mesajı veriyor. Devletin tüm olanakları, AKP\'nin iktidarda kalabilmesi için kullanılıyor.
Tabii bu bağlamda, AKP\'nin en ciddi rakibi CHP\'ye ise \'\'siyasal tuzaklar\'\' kuruluyor. Türbanlı bir milletvekilinin TBMM\'ye sokulması, siyasal islama dayalı söylem ile uygulamaların öne çıkarılması ve polis şiddetinin dozajının artırılması, AKP\'nin son yöntemleri olarak göze çarpıyor. CHP yönetimi ise bu tuzaklara karşı önlem almak ve politika geliştirmek yerine, Mustafa Sarıgül meselesine odaklanıyor. Artık yılan hikayesine dönen ve kabak tadı veren \'\'Döndü - dönüyor\'\' dedikoduları, CHP\'nin tüm enerjisini alıyor.
AKP iktidarı ve Fethullah Gülen Hareketi, \'\'toplumsal çatışma / bölünme ve kutuplaştırma\'\' politikalarını sahaya sürerken, CHP yönetimi bunlara ilişkin herhangi bir tavır geliştirmiyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, Alevilerin tamamının tepkiyle karşıladığı \\'Cami - Cemevi Projesi\'\'nin temel atma törenine milletvekillerinin katılmasını istiyor. Bu konuyla ilgili olarak da Sinan Aygün\'ü görevlendiriyor. Mustafa Sarıgül ise Fethullah Gülen Projesi\'nin temel atma törenine otobüs yolluyor. Sarıgül\'ü partiye getirebilmek için tüm enerjisini harcayan Adnan Keskin ile CHP\'ye gelmeyeceği kesinleşen, Kılıçdaroğlu ile herhangi bir görüşme yapmayan Sarıgül\'ün yolu burada da kesişiyor.
Biz de bunları yazıp çizdiğimiz için parti yönetimi Hürriyet Gazetesi\'ne \\'Gerçek Gündem sitesinin siyasal amaçları var\'\' açıklamasını yolluyor.
Evet doğru, Gerçek Gündem\'in siyasal hedefleri vardır: GG, CHP\'nin laik ve Atatürkçü bir çizgide durmasını istiyor. GG, CHP\'nin iktidar olmasını ve Türkiye\'nin sosyal demokrat bir anlayışla yönetilmesini istiyor. Tarikat ve cemaatlerin, siyasallaşmasına karşı çıkıyor.
Gerçek Gündem, Fethullah Gülen\'in \\'Cami - Cemevi Projesi\'\'ni de eleştiriyor ve bu projenin Alevilere yönelik bir asimilasyon amacı güttüğünü söylüyor.
Bizim duruşumuz belli; peki bizi \'\'siyasal amaç gütmek\'\'le eleştiren ve CHP MYK\'sında görev alan \'\'Aday Belirleme Komisyonu Üyeleri\'\' nerede duruyor?
14 milyon okura ulaşan ve sadece okurlarının verdiği destekle ayakta duran Gerçek Gündem, bu sorunun cevabını bekliyor!
|