İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.

HABER

Tayip Erdoğan ve şürekâsı Müslüman'sa Aleviler bu dini kabul etmeyecek

Tayip Erdoğan ve şürekâsı Müslüman'sa Aleviler bu dini kabul etmeyecek

14 Nisan 2014 Pazartesi, 07:15

“Alevilik İslam dışıdır” kabulü içinde olan yurttaşlarımızın oranı dün marjinal denebilecek düzeydeyken, bugün sayının oldukça boyutlandığı, özellikle gençlerin bu kabule daha yakın durdukları görülmektedir. Kamu otoritesinin bu gelişmeyi, “bunlar, yurtdışında yaşayan, oradan beslenen bir avuç Alevi diasporasıdır” biçiminde tanımlaması eğer hainane bir saptırma değilse, adice bir tuzak olduğunu söylemek zorundayım.

Burada, gençlerimizin ve önemli sayıdaki orta kuşak Alevinin bu kabule yakın durmalarının, ‘iyi ya da kötü bir gelişme’ olup-olmamasını başka bir yazı konusuna bırakarak, devlete ve yürütmeye egemen hale gelen AKP’nin Aleviliğe dair tutumunu irdelemek ve muhtemel sonuçlarına dikkat çekmek istiyorum.

AKP’nin Alevi düşmanlığı üzerine kurulu politikasını satırbaşlarıyla şöyle özetleyebiliriz: Alevi dünyasında olup bitenleri gözlemek ve gelişmelere göre politika saptamak üzere, Diyanet bünyesinde “Strateji Geliştirme Başkanlığı” adı altında bir daire ihdas etti. Başkanlığına “Alevi Çalıştaylarının” tamamını koordine eden ve Alevi örgütlü yapısının çapını-niteliğini, ilgililerini yakından gözleme imkânı bulan Dr. Necdet Subaşı’yı getirdi ve operasyonlara başladı.

Devlet bu dairenin önerileri doğrultusunda Alevi dedelerini Hac’a götürüyor. “Kaleyi içten fethetmek” üzere hükümete yakın paralel-çakma Alevi örgütleri kurduruyor. Çeşitli imkânlar sağlayarak içimizde çelişki-tartışma yaratıyor. Alevi gençlerini işsiz bırakarak cezalandırıyor. Şiddete yönlendirmek, baskı, zulüm ve katliamlarına meşruiyet kazandırmak istiyor. Bu amaçlarla Erdoğan, Diyanet Strateji Dairesinde olgunlaştırılıp önerilen, kapalı ortamlardan meydanlara taşınan Alevi nefretinin önderliğini yapıyor.

NE İSTİYORUZ?

Genel taleplerimiz arasında, “kaldırılmasını”; en azından muaf tutulmamızı istediğimiz “zorunlu Sünnicilik derslerini”, laik devlet ilkelerine aykırı olan Diyanetin tasfiye edilmesini, cemevlerimizin ibadethane statüsünü ve daha birçok örneği sayabiliriz. Kamu otoritesinin bu makul taleplerimize kulak vermek yerine, “ya benim gibi ol, ya da yok ol” türünden yaklaşımlarını ise hem görüyor, hem de yaşıyoruz.

Aleviye göre din, yaradana ve yaradılana karşı, uhrevi-itikadı ve kişisel sorumluluk demektir. Alevinin din tasavvuruyla, İslami uygulamalar arasındaki uçurum, Alevi bireyi iki kabulü birbiriyle kıyaslamaya sevk ediyor. İslam dininin, dünyevi gereksinim adına ucuzlatılması, insan kıyımını önermesi, alınır-satılır kullanılır, gerektiğinde alay edilir bir meta düzeyine indirgenmesi, kişiye inanca çevreye göre farklı standartlarının olması, Alevileri farklı dünyalara ve mecralara savuruyor ve İslam’dan uzak durmaya zorunlu kılıyor.

Alevilerin İslam’dan uzaklaşmaları için yüzlerce nedenleri var… Ama sanıyorum en temel gerekçeleri; dine yüklenen anlam, Yaradan tasavvuru ve günah-sevap ilişkisine dair büyük farklardır. Aleviler, haram lokma, kul hakkı, hukuk gaspı gibi günah ve ayıpların nasıl olup da affedildiğini, yokmuş gibi davranıldığını, kişinin, cemaatle eşit olarak aynı mekânda ibadet edebildiğini, cemaatin neden itiraz etmediğini anlayamıyorlar.

Alevinin bu yaklaşımının, salt Sünni dünyayla sınırlı olduğu sanılmasın, aynı durum Şii dünyası ve demokrasiyi-laikliği yadsıyan bütün inançlar için de geçerlidir. Örneğin kendilerini görünür alanda, dindar-dürüst gibi pazarlayan kişilerin, özel muhabbetlerinde dinle alay etmelerini, din üzerinden hırsızlık yapmalarını ve yine dini kullanarak aklanmalarını hayretle izliyor, anlamakta büyük güçlük yaşıyorlar.

Gerçekten nasıl oluyor da ülkenin en şaibeli insanı, inananların en hayranlık duyulan önderi olabiliyor? Alevinin anlayamadığı, sıdkının sıyrıldığı, giderek uzaklaştığı en temel olgu bu…

Alevinin devlet şiddetine ve “nefretine” hedef olmasının en temel nedeni bu Tanrı kabulüne dikkat çekmesi ve muhalif olmasıdır. Alevinin Tanrı kabulü, kamusal alanların neredeyse tamamından dışlamasına, KPS Sınavlarında şahit olduğumuz; “nerelisin, Alevi misin, namaz kılar mısın, sure okur musun” gibi sorularla muhatap olmasına, hukukunun gasp edilmesine, işe aşa muhtaç olmasına neden olmakta, bu tavrının faturasını çok ağır ödemektedir.

Devletin, “Alevi nefretini” toplumda yaygınlaştırarak, bu nefret üzerine kıyıcı Selefi Sünni devlet ikame etmek çabasının gerçekleştirilmesi, devletin bekası ve geleceği bakımından tehdittir. Tehdidin niteliği ve kapsamı büyüktür. Salt Aleviler bakımından değil, Sünniler için de öyledir. Devlet, Alevi meselesine Kürt sorunu pratiğinden bakarak, bireyin tercihini ve anasından emdiği süt kadar ak ve temiz olan itikadı kabulünü iade etmek yerine, “nasıl bozarım, mahrum ederim, bölerim, ezerim” gibi faşist eğilimlere yönelmesi, problemlerin tetiklenmesi, ülkeyi istikrarsız hale getirmesi kaçınılmazdır.

Devletin erklerini tek elde toplayan ve diktatör yetkileri kullanan hükümetin ve önderine biatle bağlı olan zevatın dini kabulü, servete ulaşmak yolunda her tülü kıyıcılığı, yolsuzluğu ve hırsızlığı mubah görmektedir. Günümüzde genellikle İslam dünyasında görülen, toplumları açlık-yokluk, eşitsizlik sarmalında inim inim inleten bu dini kabul, hak eylemlerini şiddet ve katliamla bastırmakta, kitle örgütlerine yaşam hakkı tanınmamaktadır. Halka reva görülen zulüm ve acıyı meşrulaştırmak adına, kamu malını çalmanın da “özgürlük” sayılmasına dair dini otoriteden fetvalar alınmaktadır.

SİZİ TANIYORUZ

Sizi elbette tanıyoruz; daha dün Sivas’ta Madımak önündeydiniz… Otele benzin taşıdınız, kibriti siz çaktınız! “Allah-ü Ekber” diyerek siz yaktınız; çığlık çığlığaydınız. Çorum’da Milönü’de, Maraş'ta Yörükselim mahallesindeydiniz… Gazi’de kahveyi kurşunladınız, dedeyi katlettiniz. “Yeter artık ölüyorum” diyen Ali İsmail’e siz kıydınız. Berkin’i siz öldürdünüz! Sizi elbette tanıyoruz… Siz, hem çalan, hem de sureti haktansınız…

Alevi kıyımını devlet politikası olarak benimseyen günümüz Yezid ve Yavuzları unutmasın; bu ayrımcı-bölücü politikalarınızı tarih kaydediyor. Zulümlerinizle ve paranızın ağırlığıyla anılacak, gittiğiniz günden itibaren sizi hayırla yâd edecek bir tek Allahın kulu bile bulunmayacaktır. Hangi politikayı benimserseniz benimseyin, Alevi birey; aklı, modern hukuku ve evrensel etiği bir yana itip, bu İslami kabulü benimsemeyecek, “koyun olup laf dinlemesi” söz konusu olmayacaktır.

Bu kavganın dini değil, tarihin ilk yıllarından beri iyi ile kötü arasında süregelen bir adalet ve özgürlük kavgası olduğunu, kötülerin, dini, kalkan ve soygun silahı gibi kullandıklarını biliyoruz… İçerden biri olarak söylemeliyim ki, kim hangi stratejiyi uygularsa uygulasın, hangi mağduriyetlere neden olursa olsun Aleviler, miraslarına sahip çıkma kararlılığından, onu yaşamak iradesinden, demokrasi ve özgürlük aşkından asla dönmeyeceklerdir.

EĞER İSLAM BUYSA ALEVİLER KABUL ETMEYECEK

Tayip Erdoğan ve şürekâsı Müslüman’sa, AKP’yi yönetenler İslam’sa, “çalmak özgürlükse”, İslam, kendi içinde “öteki” ihdas edip, hakkını, hukukunu gasp etmekse, “lideri Alevidir” gerekçesiyle, Suriye halkı üzerinde sarin gazı kullanıp toplu katliamlar örgütlemekse,

Eğer İslam denilen din buysa,

Biliniz ki, Alevilerin böyle bir dini kabul etmeleri söz konusu bile değildir.

Aşk ile…

Kaynak : Murtaza Demir /Odatv.com

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız