İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

HABER

AKP'ye oy verenler seçmen mi mürit mi

AKP'ye oy verenler seçmen mi mürit mi

03 Nisan 2014 Perşembe, 09:45

Başbakan Erdoğan 30 Mart 2014 yerel seçimlerini tek başına % 44’lük bir oy oranıyla kazandı. Tek adamlığını sürdürdü, tek başına mitingler düzenledi, her yer onun görüntüleriyle süslendi(!). Halk da ona oy verdi.

Oysa yakın geçmişte, 17 Aralık 2013’ten bu yana çok önemli şeyler olmuştu. Bakanlardan dördünün, oğullarının ve bürokratlarının yolsuzluk yapmakla ve rüşvet almakla suçlandıklarını operasyonlardan, soruşturmalardan ve fezlekelerden öğrenmiştik. Evlerde milyon dolarlar, kasalar, para sayma makineleri bulunmuştu. Başbakan’ın ve yakınlarının olduğu iddia edilen ses kayıtları ortaya saçılmıştı. Eğer doğru ise bu kayıtlarda medyaya, yargıya, ihalelere, hatta rektör seçimine nasıl müdahale edildiği, evdeki paraların nasıl sıfırlandığı ortaya çıkmıştı.

Başbakan’ın oğlunun yönetiminde bulunduğu bir vakfa iş dünyası tarafından yapılan yardımlar, tahsis edilen kamu arazileri; kimi amaçlar için kullanılmak üzere iş adamları tarafından oluşturulan havuzlar hep bu kasetlerdeki iddialar arasındaydı.

Bakanlardan birinin İslam’ın değerleriyle nasıl dalga geçtiği de yine bu kayıtlarda yer alıyordu. Siyasal İslam’ı benimsemiş AKP’liler ve liderleri bu kişi hakkında hiçbir girişimde bulunmadığı gibi, o kişinin hâlâ balkonda Başbakan’ın yanında ödüllendirildiğine tanık olunuyordu. Sürekli “CHP’liler cami yıktılar; Geziciler camide içki içtiler” yalanına sığınanların, dinimize küfreden bu kişiyi koruyup kollamaları anlaşılamadı.

Hatta Başbakan’ın Kastamonu’da söylediği, “Camiye, tesettüre hakaret ettiler. CHP adayı Allah’ın ayetine sinir bozucu diyor. Allah-u Teala’ya dil uzatıyorlar. Hâşâ diyorum. Sübhanallah diyorum” sözleri hâlâ kulaklarımızda çınlarken, o eski bakan hakkında tek söz etmemesi sizce anlaşılabilir mi? Bu davranış dinin siyaset yolunda nasıl kullanıldığının açık göstergesi değil mi?

Deniz Feneri soruşturmasında olduğu gibi 17 Aralık ve izleyen günlerde ortaya çıkan yolsuzlukları örtbas etmek için, ailelerini kış günü perişan etme pahasına sayıları onbini bulan Emniyet görevlileri ile binlerce yargıç ve savcının görev yeri değiştirildi; yasalarla oynandı.

Başbakan Erdoğan’ın meydanlarda, “Özel yaşam değil bunlar, genel, genel” diyerek bolca propaganda malzemesi yaptığı Deniz Baykal’ın gizli görüntü kasetinin de kimin tarafından servis edildiği ortaya çıktı.

Sosyal medyaya getirilen yasaklar tüm bu iddialara tüy dikti ve siyasal iktidar liderinin eksi hanesine bir işaret daha konulmasına neden oldu.

SEÇMENİN YAPISI

Gerçek demokrasilerde her biri birkaç kez hükümeti alaşağı edecek olan bu olumsuzluklarla; yolsuzluk, talan, rüşvet ve yürütme dışı alanlara müdahalelerle bunca yıpranan bir siyasal partiye, nasıl oldu da seçmenin % 44’ü oy verdi? Hemen düzeltelim bu oylar bir siyasal partiye değil, o partinin liderine verildi. Çözümlemeyi bu gerçek üzerinden yapmak herhalde çok daha isabetli olacaktır.

Seçmenden önce kendi milletvekillerine bakmak gerekir. Muhafazakâr ve dindar olduğunu söyleyen bu kitle, İslam’da ilk kuralın “temiz ahlâk” olduğunu bilmesine karşın, nasıl oldu da Meclis’te bu liderin etrafında kenetlendi? Acaba o milletvekilleri de yolsuzluklara ortak oldukları ya da liderlerinin elinde kendilerine ilişkin “özel dosyalar” bulunduğu için mi bu tavrı sergilediler?

Seçim arenasında muhalefet liderlerinin yolsuzluklar üzerinde durmasını eleştirenlere katılmıyorum. Parti liderleri eğer meydanlara çıkıyorsa (ki kuşkusuz çıkmalıdır), söyleyeceği şeyler projeler olmayacaktır. Projelerinden söz etmek belediye başkan adaylarının görevidir ve onlar da bu görevi yapmışlardır.

Muhalefet parti liderleri hiç kuşkusuz yönetimin ve yönetimi oluşturanların yolsuzluklarını, talanlarını, halkı din ile nasıl aldattıklarını söyleyeceklerdir ve söylemişlerdir. Bunların halkı bilgilendirmek ve bilinçlendirmek için söylendiği bilinmektedir. Halk bundan nasibini almıyorsa, almamak için “akıl perdesini” kapatmışsa zaten yapılacak bir şey yok demektir.

Peki, halk perdeyi neden kapatmıştır? Yani neden tüm olumsuzluklara karşın iktidar partisi liderine bunca oy vermiştir?

Bizce bunun iki önemli nedeni vardır. Birincisi; demokrasiyi içselleştirememiş, seçimin anlamını ve değerini kavramamış; yasakları, özgürlüklerinin kısıtlanmasını, ülkenin bölünmesini, savaş tehlikesini, laik yaşamı önemsemeyen; yolsuzluk ve talanı kanıksamış bir toplumla karşı karşıya olduğumuzu söylemek, yanıltıcı olmayacaktır.

İkincisi; Başbakan Erdoğan’ın büyük projesi olan Atatürk Cumhuriyeti’ni İslami cumhuriyete dönüştürme amacı yolunda adım adım uygulamaya koyduğu alt projeler, dünya yaşamını dini kurallara bağlama çabası, halkın gözünde AKP’yi bir siyasal parti olmaktan çıkarmış, bir tür “tarikat” durumuna getirmiştir. Çünkü Erdoğan onlara göre “İslam’ı yücelten” kişidir. CHP lideri istediği kadar türbanı biz serbest bıraktık, imam hatip okullarını biz açtık desin, bunların artılarını, uyguladığı genel İslami politika nedeniyle AKP lideri toplamıştır.

ERDOĞAN SİYASİ PARTİ LİDERİ DEĞİL

Böyle olunca halk, seçmen değil, “mürit” rolü üstlenmektedir. Bu kitleye göre Başbakan Erdoğan da bir siyasal parti lideri değil, “tarikat şeyhi”dir.

Mürit için şeyh kutsal kişidir. Ne derse doğrudur. Onun yolundan ve sözünden çıkılmaz. Onun için söylenen olumsuz sözler ona yakıştırılamaz, yalandır. Sorgulanamaz, eleştirilemez; akıl tutsaktır, ipotek altındadır. Kısaca buna biat kültürü denilmektedir. Tarikat lideri her koşulda korunmalı, ona kanat gerilmelidir.

AKP’ye oy verenler, Hanefi Avcı’nın “Haliçte Yaşayan Simonlar” kitabında vurguladığı Simon’laşmış seçmenlerdir. Simon, haklı olduğunu bilmesine karşın, kız kardeşine örgütün verdiği cezaya karşı çıkamayan bir terör örgütü üyesidir. Karşı çıkamamasının nedeni örgüt iradesinin kendi iradesini tutsak almasıdır. Avcı kitabında bu gibileri şöyle tanımlamaktadır:

“Bir örgüte, ideolojik bir gruba ya da bir cemaate bağlandın mı, kişisel iradeni ve özgürlüğünü kaybedip o grubun liderliğinin iradesine kendini teslim ediyorsun. Yanlış ya da doğru diye bir şey kalmıyor, grubun amaçları her şeyi belirliyor, hak da adalet de izafi hale geliyor.”

Kuşkusuz bu söylediklerimiz tüm seçmenler için geçerli değildir. Yapılan kamuoyu araştırmasında kısa süre önce toplumun % 70’i yolsuzluğa inandığını söylemiştir. AKP’ye oy vermeyen % 56’yı bundan çıkarırsak; yolsuzluğa inandığı halde AKP’ye oy verenlerin oranı % 14 olarak bulunur. Bu oran kendi seçmeninin (%44’ün) % 32’sini oluşturmaktadır. (Cüneyt Ülsever, Yurt, 01.04.2014)

Aslında RTE’ye oy veren seçmenin yapısal özelliği önyargılı olduklarını ortaya koymaktadır. Bakınız bu seçmen RTE’ye hangi gözlükle bakmaktadır:

“Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde toplamış lider!”

“Tayyib’i üzmek, Allah’ı üzmektir.”

“Başbakan’a dokunmak ibadettir!”

“Recep Tayyip Erdoğan bizim için ikinci peygamber gibidir.”

“Başbakan’ın yaptıklarını yapmak sünnettir.”

“Başbakanım, sen Atatürk gibisin, hatta Atatürk’ten de büyüksün!”

“Başbakan’ın (bilmem neresinin) (kıçının) kılı olayım!”

“Biatsa biat, itaatse itaat, sadakatse sadakat… Biz biat edeceğiz. Soru sormak yok. Söylenene, anlatılana biat edeceğiz. Biat.”

“Rize, İstanbul ve Siirt mübarek şehirlerdir. Çünkü bu üç şehir, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük liderinin doğmasına vesile olmuştur.”

“Ömrümün yarısı senin olsun Başbakanım!”

“Başbakan’ın çıkacağı televizyon yere konmaz.”

“Başbakan benim atamdır.”

“Erdoğan Türkiye’nin ezeli ve edebi başkanıdır.”

\'Bizi başbakanımızdan soğutamazsınız başbakanım istesin kocamı bile boşarım biz gönülden bağlıyız siz bunu anlayamazsınız\'

İşte böyle bir seçmen kitlesi var karşımızda. Bunlar seçmenin nasıl müritleştiğini göstermesi yönünden çok önemlidir.

Bilindiği gibi önyargıyı kırmak atomu parçalamaktan zordur. Muhalefet partileri bu zoru başarmak zorundadır.



Odatv.com

Kaynak : Bülent Serim /Odatv.com

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2025 Bursa Bağımsız