Sırada Kürt özerkliği var!

01 Nisan 2014 Salı, 09:14

Murat Yetkin yazdı: Seçim bitti diye gerilim düşecek zannetmeyin. Cumhurbaşkanlığı seçimi ve Kürt özerkliği tartışması kapıda.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 30 Mart gecesi yaptığı balkon konuşmasını doğru okuyorsak, Türk siyasi hayatında seçim sonrası bir yumuşama, bir rahatlama işareti görülmüyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’a aynı sertlikle cevap vermesi de siyasi tansiyonun kısa sürede düşmeyeceğini gösteriyor.Belki bunun tek istisnası, ABD Başkanı Barack Obama’ya söz verilen İsrail ile normalleşmenin başlaması olacaktır ama iç siyasette görünmüyor.

Erdoğan’ın balkon konuşmasında açıkça hedefine koyduğu, Fethullah Gülen Cemaati'nin ‘inine girilmesi’ zaten başlı başına bir gerilim alanının devamı demek. Özellikle de cemaati (daha önceki yolsuzluk iddialarına ek olarak) Dışişleri Bakanlığı’ndaki gizli Suriye toplantısının dinlenmesi ve kaydının sızdırılmasından sorumlu tutması işe hem kriminal hem de diplomatik boyut katıyor.

Tabii cemaatin bu seçimde hükümete verebileceğini ima ettiği zararı veremediği, etki kaybına uğradığı gözleniyor. Erdoğan karşısında Gülencilerin işi seçim sonrası zorlaştı.

Ama Türkiye’deki siyasi gerilimin devam edeceği saptamasının başka nedenleri de var.

Örneğin Cumhurbaşkanlığı seçimleri... Ağustostaki seçimlerin kampanyası haziran gibi başlayacak.

Erdoğan’ın, yol arkadaşı Abdullah Gül’ün yerine cumhurbaşkanı olmayı istediği sır değil.

Cumhurbaşkanı eskisi gibi Meclis tarafından seçiliyor olsaydı hiç sorun olmazdı. Ama 2007 yılında askerlerin e-muhtırasına tepki olarak benimsenen halk tarafından seçim formülüyle yüzde 50 artı 1 oy gerekiyor.

Gerçi Erdoğan yerel seçimde aldığı yüzde 46’ya dayanan oyla ciddi bir dayanak kazandı.

Erdoğan’ın Ak Parti’deki 3 dönem kuralını değiştirerek 2015 Meclis seçimlerine dek başbakan kalması, Gül’ün ikinci dönem için adaylığının önünü açması da bir ihtimal hâlâ ama bunun için de belli ittifakların kurulması gerekiyor.

İttifakın birkaç yolu var. Ak Parti’nin CHP ya da MHP ile ittifakı daha geniş bir toplumsal zemin sağlar ama bu durumda mesela
Erdoğan’ın adaylığı söz konusu olmaz; Gül’ünki dahi tartışılır.

Ancak Ak Parti’nin BDP ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde de açık ittifak olmasa dahi paslaşmaya girmesi ihtimali vardır.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde de diyorum, çünkü yerel seçimde tıpkı seçimden önce duyurduğumuz gibi yerel planda bu paslaşmalar gerçekleşti. Erzurum’un dört ilçesinde BDP adaylarına verilen destek karşılığı BDP oyları büyükşehirde Ak Parti’ye aktı örneğin. Hatay, Mersin, Adana, İzmir gibi doğrudan rekabet içinde olunmayan illerde BDP seçmeni Ak Parti’ye yönelmiş görünüyor. Seçim sonucunu isabetle bilen araştırmacı Tarhan Erdem’in HDP’nin İstanbul’da alabileceğinin çok altında oy aldığı saptamasının gerisinde bu paslaşma yatıyor olabilir.

Çünkü BDP’nin Ak Parti’den beklentisi büyük. Diyarbakır Belediye Başkanı seçilen BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak seçim öncesinde kazandıkları yerlerde ‘özerklik inşasına’ başlayacaklarını duyurmuştu. Bu ihtimalin 26 Şubat MGK toplantısında konuşulduğunu da Radikal okurlarıyla paylaşmıştık. Yasadışı PKK lideri Abdullah Öcalan, 21 Mart’ta Diyarbakır’da okunan Nevruz mesajında diyalog sürecinin devamı ve ‘200 yıllık’ zincirin kırılması için, öncelikle diyalog muhatabının, yani Erdoğan hükümetinin güçten düşmemesi gerektiğini gayet açık ifade etmişti.

Erdoğan’ın BDP ile Cumhurbaşkanlığı hedefiyle (kendisi ya da Gül için) girebileceği bir ittifak ya da paslaşmayı kendi tabanına anlatmak için, yine sihirli reçetesini cebinden çıkarabilir.

Erdoğan’ın sihirli iktidar reçetesi, her seçimden önce bir zıtlaşma konusu bulmak ve seçim kampanyasını bunun üzerine inşa etmektir. Son seçimde bu Gülenciler, daha önce mesela askerlerdi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi zıtlaşma konusu mesela (Dışişleri'ne casusluk suçlaması üzerinden) bir yanıyla Gülencilere, diğer yandan ‘Rojava’ üzerinden Kürt sorununa bağları mevcut Suriye olabilir. Ya da mesela AB ile Gümrük Birliği olabilir; Erdoğan’ın uygun bulacağı herhangi bir şey olabilir.

Yani özetle, seçim bitti diye gerilim de bitti zannetmeyin, heyecan fırtınası devam ediyor.

Kaynak : Radikal