Twitter'a yolsuz darbe

22 Mart 2014 Cumartesi, 10:07

Dijital çağın gerçeklerine, insanlığa, hukuk ve demokrasiye karşı kürek çekmeye devam ediyor Başbakan.

Lakin ne çektiği kürekte ne de içinde bulunduğu sandalda Başbakan'a istikbal vadeden bir sıhhat ve tabiat var...

Ya kürek kırılacak ya sandal alabora olacak.

Tarihin akışına meydan okumak beyhudedir.

Hiçbir siyasal organizma hürriyetleri kısıtlayarak âbâd olmamış ve tarihin derinliklerine kök salamamıştır.

O koca tarihin tozlu ciltleri üzerinize öyle bir kapanır ki, uzun yıllar tarihte bir dönem nefes alıp verdiğiniz bile hatırlanmaz.

Bursa mitinginde inanılmaz bir şekilde \'Twitter mwitter hepsinin kökünü kazıyacağız\' dedi.

Bu arada akşam saatlerinde Başbakanlık Basın Müşavirliği devreye girdi ve Başbakan'ın sözlerine açıklama getirmeye çalıştı.

Neymiş efendim?

TİB mahkeme kararları istikametinde bazı kararların uygulanması için Twitter yönetimine başvursa da Twitter yetkilileri bu taleplere duyarsız kalıyorlarmış!

Hiçbir inandırıcı yönü yok bu açıklamanın.

Ve gece saatlerine doğru İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kararı doğrultusunda Twitter için koruma tedbiri uygulandığı duyuruldu.

Hatta savcılık kararının bile olmadığı söylendi.

Wi-Fi ve kablolu internet harici Twitter'a erişim sağlanamıyordu.

Dünyaya rezil olduk

Twitter'da bu otoriter baskıya öyle büyük bir tepki gösterildi ki, kısa zamanda bu tepki ve Türkiye'de Twitter'a uygulanan hukuksuz ve despotik baskı uluslararası arenada duyuldu ve haberlere konu oldu.

Kısacası dünyaya bir kez daha rezil olduk.

Başbakan ve AKP, aslında Türk milletini tanımadıklarını gösterdiler ülkeye.

Bu milletin yasaklarla \'hizaya getirilebilecek\' bir millet olmadığını bilmeleri gerekirdi.

Konulan her yasak ve sınırlanan her özgürlük, bu prangaları kırmak için bilenmiş yepyeni ve son derece kararlı kitleler üretir.

Bu ülkenin Kuzey Kore'ye çevrilmesi kolay değildir.
Türkiye'nin Kuzey Kore'ye dönüştürülmesine nefes bile almadan karşı çıkacak milli irade potansiyeli ülkenin en az üçte ikisidir.

Doğal olarak hak ve özgürlüklerini kaybetmemek için büyük bir direnç göstereceklerdir.

Artık iyice ortaya çıkmıştır ki, bu meselenin Hizmet Camiası'yla asla ilgisi yoktur.

Ortada büyük bir hukuk ve demokrasi mücadelesi vardır.

Ve bu kavga bütün milleti ilgilendirmektedir.

Nitekim Başbakan'ın \'Twitter'ın kökünü kazıma\' gayesini kalabalıklar karşısında fütursuzca sarf etmesi, hukuk ve demokrasi gibi bir gaye ve kaygı taşımadığını da göstermiş oldu.

Twitter'ı kısıtlama girişimi, diktatoryaya giden yola döşenen aleni bir taştır.

Başbakan'ın bunlardan daha önemli bir ifadesi vardı ki, bu cümle Erdoğan'ın ülkenin istikbal ve rejimi hakkında ne düşündüğünü de açıkça ortaya koyuyordu.

Nasıl da aldanmışım, aldatılmışım

Başbakan'ın bundan sonra ne yapmak istediğini, ülkeyi nereye götürdüğünü ve bu konuda ne kadar kararlı olup olmadığını o cümle belirtiyordu.

Başbakan dedi ki:

\'Uluslararası camianın ne söylediği beni hiç ilgilendirmiyor!\'

Bu söz o kadar dehşet, şümullü ve anlamlı ki...
İmza atılan uluslararası sözleşmeleri, uluslararası hukuku hiçe saymaktan, Türkiye'ye özgü bir diktayı şimdiden ilan etmeye kadar gidiyor.

Öyle ki, AB ve imza atılmış bulunan AİHS'den çekilmeye kadar varır bu söylemin ucu.

Gayesi demokrasi ve hukuk devleti modeli olan bir siyaset adamı bu sözleri sarf etmez.

Ayrıca hiçbir demokratik ülke, kendi dışındaki demokratik dünyanın ses ve reflekslerine bigâne kalamaz.

Eskiden \'sivil faşizm\', \'sivil dikta\' derlerdi de \'abartmayın canım\' derdim CHP ve MHP mahfillerine.

Üstelik de sert cevap vermiştim o günlerde.

Meğer ne kadar haklılarmış!

Özür diliyorum hepsinden.

Bağışlasınlar beni.

Nasıl da aldanmışım, aldatılmışım bunların demokrasiye hariçten okudukları gazellere.

Nasıl da kanmışım faşist sayıklamalara giydirdikleri özgürlük rapsodilerine.

Kraliyetin Nü tablosu en vahim pozlarıyla karşımda.

Şükür ki artık her şeyi tüm berraklığıyla görebiliyorum.

Kaynak : Gültekin AVCI/BUGÜN