Dünyada insan onuru açısından en kötü olan şey, hertürlü tetikçiliktir

27 Temmuz 2013 Cumartesi, 17:47

BURSA BAĞIMSIZ

BİR YAZI ÜZERİNE YANIT AMA SON KEZ....
Değerli dostlar
Geçmişte sol gelenekten geldiğini düşünerek, destekleyelim, elinden tutulması lazım, siyasetin çeşitli kademelerinde kendini de geliştirir topluma da bu duruşu ile katkısı olur diye düşündüğüm genç bir adam vardı.

Sol kültürü almış olanlar genellikle biliriz ki ilkelidirler, yalpalamazlar,feodal değillerdir, yola çıktıklarını yarı yolda bırakmazlar , pek eğrilip bükülmezler lümpen değillerdir .

Buradan hareketle kendisini 2004 Yerel seçimlerinde Belediye meclis üyesi olsun diye zorladım zira STK lar da görev yapmıştı.

Dik durur kimsenin adamı olmaz inançlarından taviz vermez nitelikleri ile tanımıştım.

2009 yerel seçimleri sonunda Belediye meclisi grup sözcülüğüne getirildi.

Ancak uzun bir süre sonra gerçekten olumlu yönde kendimi zorlamama rağmen hakkında ne kadar yanıldığımı anladım.

Bu uzun süreyi kendime neden verdim biliyormusunuz?..

Birkimli olduğunu düşünüyordum, eli kalem tutuyordu hatta bir internet gazetesinde köşe bile yazıyordu !!!

Aslında bu konuyu da ayrı tartışmak lazım ..

Gazeteciliğin de , Köşe yazarlığının da Doktorluk gibi önemli bir meslek dalı olduğunu düşünürsek her önüne gelen nasıl doktorluk yapamazsa her eline kalem alanda köşe yazarlığı yapamaz .

Kaldıki her konuştuğunda mangalda kül bırakmayan Emekten yana olduğunu söyleyen birisinin de böylesi sıkıntılı bir meslek dalında istihdam ve işsizlik sorunu yaşayan gazetecilerin yerine bir alanı kaplaması da ne derece çelişkili bir durum değilmi?

Diğer taraftan da köşesi var ya ,onca birikimli gazeteci Abla ve Ağabeylerine(onun deyimi ile) sık sık sataşmaktan geri durmaz sürekli polemikle gündemde kalmaya çalışır hali de onun için trajik bir durumdur .

Tutarsızlıkları ve polemikleri ile var olan bu kişi Belediye Meclisi üyeliğinden ayrılırken özel nedenlerim diye ayılıp hiçbir yere aday değilim partinin mahalle delegeliğine adayım dedikten bir süre sonra bir baktık ki milletvekilliğine aday, sonra bir baktık İl başkanlığına göz kırpıyor, daha sonra kafası çok karışık ablasına da hayır diyemiyor başka angajmanlarda görülüyor.

Bu görevler tabiî ki talep edilebilir bunda sorun yok ama sorun arkadaşın!

bir gün dediği öbür gün dediğine uymuyor dedik ya ilkeliydi, .Tüm bunlardan sonra düşündük ki çocuk hep bir şey olmak istiyor birikimi var bizde inanıyoruz tanıyamamışız.

Son dönemde İl başkanlığı adaylığını destekliyoruz ama yine başka oluşumlar ve işbirlikleri içinde son gece aday olduğu birlikteliği bozuyor ve kendine verilen görevini yerine getiriyor.

Tüm bunları neden yazıyorum.

Son dönemlerde yaptıklarını hiç dikkate almamakla beraber ancak en son sosyal medya üzerinde paylaştığım bir görüşüm hiçbir talebim de olmadan Bursa Hakimiyet gazetesi köşe yazarı Sn. Aysın Komitgan’ın 18 temmuz 2013 tarihli köşe yazısında yer almıştı.

Polemik arayışlarına ve tutarsızlıklarına bir yenisini ekleyen bu genç insan hiçte kabul edilemeyecek bir şekilde sahibinin sesi olmuş bu kez de başkasının avukatlığına soyunarak ‘’Eski BŞB CHP Grup sözcüsünün de görüşlerine yer verebilirseniz umuduyla yazıyorum ‘’diyerek bir savunma yapmış her zamanki gibi konuya dışarıdan balıklama dalmıştır .

Kendisi ile hiç ilgisi olmayan muhatap olmadığı bu konuya dalacağına herhalde 27 haziran 2013 tarihinde Sn Özlem Buğday Yağmurun kendisi ile ilgili yazdığı YİNE ……… YİNE YALAN YİNE HEZEYAN başlıklı yazısına cevap vermesi yerinde olurdu.

Kendisine bırak şu ablalarını, ağabeylerini sen çık aradan konuya muhatap olanlar isterlerse konuşabilir cevap verebilir diyorum.

Bilesin ki Dünyada insan onuru açısından en kötü olan iki şeyden biri birlikte olduklarını satışa getirmek diğeri ise hertürlü tetikçiliktir.

Nerede ne kadar yazarsan yaz ciddi bir düşüştesin yazık ediyorsun kendine ve geçmiş birikimlerine.

Dostlarını ,sana inanları ve değerlerini tüketiyorsun bu da benden sana bir ağabey(!) öğüt