İletilerinizi bekliyorum...

gulerbugday113@gmail.com

Facebook

    (Güler Buğday)

Twitter

    twitter.com/gulerbugday

 

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI

25 Kasım 2015 Çarşamba, 16:29

Cumhuriyeti kuran parti, artık laik cumhuriyeti yıkanlara, tek adam diktasını dayatanlara ve korku imparatorluğu yaratanlara engel olamıyor!

Bursa Bamsz | letiim | zgemiim | Kitaplarm | Hakkmda Yazlanlar | Animasyonlu iirler

Ana Menü

» Ana Sayfa

» Haberler

» Yazılarım

» Yazarlar

» İletişim

» Künye

» Bize Yazın

» Bağlantılar

ATATÜRK Diyor Ki;

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

YAZAR YAZI

Üç adam Çankaya kavgası uğruna öldürüldü...

Üç adam Çankaya kavgası uğruna öldürüldü...

23 Temmuz 2013 Salı, 08:56

Reha Muhtar /VATAN

Olayların arkasındaki gerçekleri deşifre etmek çok ilginç ve “bulmaca” yüklü bir oyundur...

Siz “acayiplikleri ortaya çıkardıkça” yeni acayipliklerin olduğunu fark edersiniz...

Türkiye’de bunca toz duman arasında esas uğruna kavga verilen yer; Süleyman Demirel’in zamanında gazeteci Cüneyt Arcayürek’e söylediği yerdir...

- “864 rakımlı tepe’ye kim oturacak?..”

Yani Çankaya’ya kim geçecek?..

Oturursa arkasına kim gelecek?..

Çankaya’daki Türkiye’yi yönetecek mi?..

Yoksa sembolik mi kalacak?..

Türkiye’yi Çankaya mı yönetecek?..

Yeni Başbakan mı?..

O Başbakan kim olacak?..

Kimler, kimin yeni Başbakan olmasını arzuluyorlar?..

Kimler istemiyorlar...


***


Çankaya’ya yeni Cumhurbaşkanı seçilene, yerine Başbakan gelene kadar, bu görünmez kavga, sanki başka bir mesele varmış gibi ayrı bir minvalde başka şeyler oluyormuş gibi gösterilecek...


***


Abdi İpekçi’nin ölümüne neden olan 12 Eylül 1980 darbesi de Demirel‘in deyimiyle “Çankaya’ya kim çıkacak sorusunun kavgasıdır...”

Abdi İpekçi “barışçı, kavga eden tarafları uzlaştırmaya yatkın, hoşgörüden ve en önemlisi demokrasiden yana bir başyazar ve genel yayın yönetmeniydi...”

Milliyet gazetesi merkezin bir gıdım solunda sosyal demokrat ve Ecevit‘e yakın bir politika izliyordu...

Bir türlü uzlaşmayan Demirel‘in Adalet Partisi ile Bülent Ecevit’in CHP’sini demokratik ve barışçı bir zemin üzerinde bir araya getirmeye uğraşıyordu...

Abdi İpekçi’nin tüm başyazıları ve Milliyet’in yayın politikası bunun örnekleriyle doluydu...


***


Bir akşam üzeri, Nişantaşı’nda şimdi Abdi İpekçi Caddesi olan sokağın üzerindeki evinin önünde Abdi İpekçi’yi vurdular...

O günlerde “sağdan ve soldan o kadar çok kişi öldürülüyordu ki”, doğrusu bu ölümlerin ortasında aklımıza ilk gelen biraz solda olduğu için Abdi İpekçi’yi “Ülkü Ocakları’na yakın vurucu timlerin öldürdüğü“ şeklindeydi...

Öyle ya...

Siyasi olarak kimin karşısındaysanız onların hedefisinizdir...

12 Eylül darbesi o günlerde henüz daha yapılmadığından, Çankaya’ya Kenan Evren’in çıkacağını bilmiyorduk...


***


Sivil iktidarlar Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönmesi için gerekli olan Türkiye’nin vetosunu kaldırmasına “evet” diyemiyorlardı...

Bunu diyecek “adamı” o günlerde ipe gönderirlerdi...

Oysa Yunanistan’ın o günlerde NATO’nun askeri kanadına geri dönmesi ve Türk vetosunun aşılması hayati derecede önemliydi...

“Rogers anlaşmasını imzalayıp Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşünün biletini Kenan Evren verecekti...”

Çankaya’ya kimin oturacağı onun için hayati derecede önemliydi...


***


Türkiye’de herkes Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın “Ülkü Ocakları”yla ilgisini araştırıp, “Katiller sağcılar... Solu bitirmek için yaptılar...” şeklinde “vasat ve hiçbir geçerliliği olmayan tepkiyi” veriyordu...

Oysa Abdi İpekçi’nin öldürülmesi, 12 Eylül 1980’de Çankaya’ya kim çıkacak sorusunun cevabıyla birebir ilgiliydi...

Onun için Süleyman Demirel Çankaya kavgasının, “siyasi suikastlere, hiç tahmin edilmeyen insanların öldürülmelerine, hiç beklenmeyen eylemlere” neden olabileceğini ima ediyordu...


***


Abdi İpekçi öldürüldü...

Yetmedi 23 Temmuz 1980’de, yani bundan tam 33 yıl önce, Kanlı 1 Mayıs olaylarında DİSK adına aktif rol üslenen Maden İş Sendikası’nın Başkanı Kemal Türkler evinin önünde vuruldu...

Bundan birkaç gün önce de, Kemal Türkler’in tam zıddı bir siyasi kişilik, 12 Mart’ın solcu çevrelerce “faşist” olarak nitelenen Başbakanı Nihat Erim öldürüldü...

Taşlar teker teker yerine kondu ve 12 Eylül darbesi geldi...

Kenan Evren Çankaya’ya oturdu...

Rogers anlaşması imzalandı...

Yunanistan NATO’nun askeri kanadına döndü...


***


O gün birisi çıksa “Milliyet’in yayın yönetmeni Abdi İpekçi, 12 Mart’ın Balyozcu Başbakanı Nihat Erim ve DİSK’in komünist ve aktivist sendikacısı Kemal Türkler, Çankaya’ya kim oturacak sorusuna cevabını vermek için öldürülecek” dese, “Arkadaş dalga mı geçiyorsun sen?..” diye ti’ye alınırdı...

Bunları yazmaya başladım...

Ortalık birbirine girdi...

Söylediklerimi itibarsızlaştırmak için, ne geliyorsa ellerinden yapmaya çalışıyorlar...

Yakın dostlarımı bile bana saldırtıyor, itibarsızlaştırmak için “psikolojik operasyona” tabi tutuyorlar...

Tanıdık tanımadık herkese selamlar...

Ama yemezler...

“Hayatın gerçeklerini geçmişten örneklerle sunmaya devam edeceğim...”

33 yıl önce Kemal Türkler, Nihat Erim, Abdi İpekçi öldürüldüğünde bu ülkede yaşanan gafleti yaşatmamaya çalışacağım mütevazı kalemimle...


KEMAL TÜRKLER EŞİNİN KUCAĞINDA CAN VERDİ...

33 yıl önce bugün...

Tarih 23 Temmuz 1980...

12 Eylül darbesine sadece bir buçuk ay var...

O sırada bazı odaklar dışında hiçbirimiz 12 Eylül’de darbe olacağını bilmiyoruz...

Biz bilmiyoruz ama bilen odaklar, Kemal Türkler’i öldürüyorlar...


***


77 Kanlı 1 Mayıs olaylarının en aktif isimlerinden birisi Kemal Türkler...

- “Maocu grupları Taksim’e almayacağız...” diyen Maden İş Sendikası’nın Genel Başkanı...

Meydana alınmayanlar Taksim’e grup halinde girmek isteyince silahlar patlamış, izdihamda 36 kişi ölmüştü...

Kemal Türkler aynı zamanda “sol sendikacılığın önemli bir ismi olarak” biliniyordu...

Birkaç gün önce 12 Mart’ın Bayloz’cu Başbakanı Nihat Erim vurulmuştu...

Abdi İpekçi ise birkaç ay önce...


***


Cumhuriyet gazetesinin o günkü nüshasına baktım dün...

- “Eşinin kucağında can verdi” diyor Kemal Türkler için...

Üç kurşun yemiş, evinden çıktığında uğradığı silahlı saldırıda...

Karısının kucağında ölüvermiş...


***


Benim bu yazılarla ne yapmaya çalıştığımı anlamak istiyor bazı derin operasyonel çevreler...

Ben mi ne yapmak istiyorum?..

Mezarlarında rahatsız, sıkışmış ve gerçeklerin ortaya çıkmamasından muzdarip, ızdırap çeken ruhları rahatlatmaya çalışıyorum...

Abdi Bey’inkini...

Kemal Türkler’inkini...

Bana hiç düşmez ama, hatta Nihat Erim’inkini...

Belki bugünleri bir parça anlarsınız;

Ethem’ciğin ölümüyle bir korelasyon kurarsınız aklınızın bir tarafında diye...

Belki de en çok Ethem’i düşünüyorumdur kim bilir?..

Ne de olsa olay ve sokak...

En fazla kahrolduğum ölümlerden biri Ethem’inki...

Elbette bir ölümsüz abideyi unutmamak lazım...

Abdi İpekçi...



ÜÇ FARKLI İNSANI ÖLDÜRENLER, ÜÇ FARKLI MİHRAK DEĞİLLER...

Birbirinden ne kadar zıt görünüyor değil mi?..

Abdi İpekçi;

“Demokrasiye ve uzlaşmaya inanmış, merkezin hemen hemen tam ortasında, bir miktar sosyal demokrat, tamamen sivil politikalardan yana, denge adamı bir gazeteci, yazar, genel yayın yönetmeni...”


***


Nihat Erim;

12 Mart’ın Balyoz’cu Başbakanı...

Asılan “üç fidan“ın asılmasının müsebbipleri arasında sayılan politikacı...

12 Mart faşizminin “sivil görünümlü yüzü...”


***


Kemal Türkler;

Türkiye Komünist Partili olarak bilinen sendikacı...

DİSK’in en önemli sendikalarından Maden-İş Genel Başkanı...

Öldürülünce Maden İş Sendikası’na bağlı bütün işçiler, iş bırakma eylemi yaptılar...


***


Birbirinin tamamen zıttı üç adam, aynı yıl içinde arka arkaya öldürüldüler...

Biri komünist biri sendikacı..

Diğeri faşist denilen darbenin Başbakanı...

Üçüncüsü sivil, demokrat ve çok etkili bir gazeteci, yayın yönetmeni...

Bu suikastlere baktığınızda kimse aynı merkezden yapılıyor bu suikastler demez...

Hele hele kimse, “Bu iş Çankaya’ya kimin çıkacağı kavgasıdır” hiç demez...

Gezi Parkı’ndaki gençleri hep sevdim...

Onların taleplerini, isteklerini, arzularını, özgürlük haykırışlarını hep haklı buldum...

Ne ki hep şunu söyledim;

- “Gezi Parkı değil, sonrasında yaşananlar hiçbir zaman sadece Gezi Parkı değil...”


***


Biliyorum bana da bir zamanlar “Abdi İpekçi’yi ve Kemal Türkler’i vuranlar faşistlerdi” demek çok rahat ve kolay gelmişti...

O zamanlar henüz darbe olmamış, Evren Çankaya’ya çıkmamıştı...

Gezi Parkı olayları da özgürlükler temelinde çıktı çıkmasına...

Sonrası nedense bana hep Abdi Bey, Kemal Türkler ve Nihat Erim suikastlerini tabii Çankaya’yı da...


***


Bir de şu var...

Üç birbirinin zıttı kişilik...

Tek bir ortak amaç...

Son günlerde bana saldıranlara bakıyorum da;

Şöyle düşünmeden edemiyorum;

- “Bu kadar farklı kişilik nasıl olup da aynı yere tezgah açıyorlar?..”

Yoksa hepsi aynı merkezden mi çıkıyorlar?..

Hepsi birbirinin içinden çıkan Matruşka Bebek mi?..

Yazarlar

AKP ‘darbeyi’ kapatacak

25 Ekim 2016 Salı, 12:14


AKP ‘suç ortağı' arıyor

Mustafa Ünal /ZAMAN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:28


Koalisyona ‘derin devlet’ dokunması!

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Haziran 2015 Cuma, 09:21


Cumhurbaşkanı azınlık hükümetini engelleyemez

Erhan BAŞYURT/BUGÜN

12 Haziran 2015 Cuma, 09:16


Ya Koalisyon ya Başkanlık...

Eren Erdem/YURT

12 Haziran 2015 Cuma, 08:58


Kırılma noktası!

Güngör Mengi/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:45


AK Parti’yi Kürtler neden terk etti?

İbrahim Kiras/VATAN

12 Haziran 2015 Cuma, 08:42


Ali İsmail…

Bekir Coşkun - Sözcü

23 Ocak 2015 Cuma, 09:34


Bu memleketi çiftliğiniz mi sandınız?

Mehmet Kamış/ZAMAN

14 Ocak 2015 Çarşamba, 09:39


Charlie’ye saldırı Bursa’da protesto edildi

Can Ertan /HABER

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:57


Kobane'den Paris'e emperyalizm ve laiklik

Özgür Şen

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:17


AKP’nin IŞİD çıkmazı

Hüseyin ALİ/Özgür Gündem

14 Ocak 2015 Çarşamba, 08:10


Siyasi etik yasası çıkarılmalı

Serpil Çevikcan/Milliyet

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:37


MİT’in sicili

Gültekin AVCI/BUGÜN

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:17


İslamofobi ve provokasyon

İhsan ÇARALAN /Evrensel

12 Ocak 2015 Pazartesi, 09:11


Seçimi böyle kazandık: “VİCDANEN RAHATSIZIM”

Hüseyin Özay/Taraf

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:32


AKP’nin erkek aklı özgür kadından korkuyor

Zilar STÊRK/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:25


Barışı, ancak özgürlükler besler

Hüda KAYA/Özgür Gündem

12 Ocak 2015 Pazartesi, 08:14


Bilim siyasetin elini öptüğünde...

Cüneyt Ülsever/YURT

11 Ocak 2015 Pazar, 10:19


Sabri Uzun da “cadı avı”na katıldı

Nazlı Ilıcak /BUGÜN

11 Ocak 2015 Pazar, 10:18

Son 20 Yazım

CHP, NEDEN İKTİDAR VE UMUT OLAMIYOR, 7 HAZİRAN VE 1 KASIM SEÇİM SONUÇLARI


AHMET İSVAN, CUMHURİYET ÇINARI VE EFSANE BAŞKAN


GERÇEK VE NAMUSLU SOLCULAR GÖREV YİNE SİZE DÜŞTÜ.


ÇARŞAFI ÇIKARDI, PEÇEYİ ATTI VE GÖZLERİNİ YUMDU!..


12 Eylül Faşizmi unutuldu mu?


Yıllar önce Yasin El Kadı'yı yazmış ve uyarmıştım:KEFİL OLANA KEFİL MİSİNİZ ?


Yıllar önce yazmışım \\\\\'ÇANKAYA SIRAT KÖPRÜSÜ!\\\\\'


Tüm Dostlara Teşekkür…


Erdoğan, haysiyet cellatlığı yapıyor: Bağırdıkça korkuttuğunu, hakaret ettikçe sindirdiğini sanıyor!


Gülen Cemaatinin ‘Altın Nesil’ hedefi:


Endişeliyiz, Kaygılıyız, Hatta Kırgın ve Öfkeliyiz, Ancak Çözümsüz ve Umutsuz Değiliz...


Ülkelerin ve Toplumların Uygarlığı Çocuklarına Yaptığı Yatırımla Anlaşılır.


Kardeşlik Kanla, Barış Sözle Olmaz...


Sayın Başbakan, ‘Marjinal’ değilim ama isyanlardayım


CHP Milletvekilleri Gezi’de Gökkuşağı çocuklarının yanında…


Çapulcu Halkın Okuduğu Şiir!


“İNSANLAR İHANETE TUTSAK” Diyerek Yeniden Merhaba…


Dost Okurlarımdan Kısa Bir Süre İzin İstiyorum.


Sadece İnsan Olmak!


Annemin de Başını Ezerler mi?

Takvim

Pt Sl Çr Pr Cm Ct Pz
1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031
info@bursabagimsiz.info.tr

Bursa Bağımsız adlı, www.bursabagimsiz.info.tr adresinde yayınlanan işbu web sitesi içerisinde yayınlanan yazınsal ve görsel içeriğin her hakkı saklıdır.

Site içerisinde Güler Buğday dışında yazınsal ve görsel içeriği yayınlanan konuk yayıncıların eserlerinin her türlü hukuksal sorumluluğu konuk yayıncıya aittir. Güler Buğday işbu içerikten ötürü sorumlu tutulamaz.

Copyright © 2024 Bursa Bağımsız