Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bir TV programında:
“Biz kredi kartı kullanımını teşvik ediyoruz. Kredi kartı nakit para taşıma riskini ortadan kaldırmakta, ekonomik faaliyetlerin kayıt altına alınmasında önemli işlev görmektedir. Kredi kartı kullanımının daha da yaygınlaşması, genel ekonomik çerçeveye uygundur”.
Haziran 2009’da, ohoo, dört yıl önce söylüyor.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek attığı bir tweet’te:
“Kredi kartı kullanımı yaygınlaştıkça, kayıt dışı ekonomi azalmaktadır”.
Ocak 2013’te, ohoo, altı ay önce söylüyor. Bugün, kimin ne söylediğine bak, Tayyip Erdoğan:
“Hani, şu kredi kartı filan diyorlar ya, onları almayın”.
ESKİ HASTALIK
Yönetimdeki kargaşayı göstermesi bir yana, Gezi eylemleri sonrasında ara verdiği eski hastalık nüksediyor. Üç çocuk, kürtaj yasağı, alkol yasağı gibi her işi düzenleme merakı aniden zuhur ediyor, şimdi de kredi kartına yasak getiriyor.
İki bakana göre kredi kartı madem kayıt dışı ekonomiyi azaltıyor, her şeyi bilen Tayyip Erdoğan kayıt dışı ekonomiyi savunur duruma düşüyor. Babacan ve Şimşek fırçayı çoktan hak ediyor.
1.5 MİLYON KİŞİ
Her fırsatta AKP’yi ve Erdoğan’ı savunmaya yeminli yandaşlardan Star gazetesi dün dörtdörtlük bir iş görüyor.
Erdoğan’ın “Kredi kartı kullanmayın” sözünü savunacak ya, Star dün manşetine kredi kartına ilişkin rakamlar yayınlıyor. Kredi kartına şu kadar faiz, şu kadar banka kârı filan gibi, kredi kartını kötüleyen rakamlar. Neyse, Star’ın verdiği rakamlar içinde ikisi kazdığı kuyuya düşmek gibi:
“1.5 milyon kişi kredi kartı borcunu ödeyemiyor. Vatandaşın bankalara 78 milyar lira kredi kartı borcu var”.
Erdoğan’ı savunacağım derken, Erdoğan’ı yerle bir eden itiraf. Ekonomi politikanın halkı nereye sürüklediğinin itirafı. 1.5 milyon kişi kredi kartını ödeyemiyorsa, o insanların geçim zorluğuna düştüğünün itirafı. Vatandaş 78 milyar liralık borcu nasıl ödeyecek, o ayrı bir dram.
Eğer Erdoğan kredi kartını destekleyen söz söylemiş olsaydı, meraka gerek yok, bu kez aynı rakamları yandaşlar ona göre yorumlardı. Bu sefer çuvalladılar, kısmet gelecek sefere. Kaş yapayım derken, göz çıkaran yandaşlık bu olsa gerek.
Sonunda Hitler’i de savundu
SANDIĞA duyduğu aşkı nasıl savunamayacağını bilemeyen Tayyip Erdoğan son konuşmasında, her gün konuşuyor ya, Mısır’ı anlatırken başka bir örnek veriyor, “Hitler de sandıktan çıktı, ne yapacağız şimdi” diyor.
Nazi Almanya’sı ve Hitler faşizmine ilişkin tarihi, kıyısından köşesinden, az çok okuyan biri, Hitler’in seçim sandıklarını zorbalıkla nasıl ele geçirdiğini, nasıl seçim hilesi yaptığını biliyor. Tamam, Alman halkının bir bölümü o tarihte Hitler’e oy veriyor ancak, verdiği oy ile açıklanan sonuçlar arasındaki farka ilişkin yüzlerce araştırma var. Zorbalık tarihi.
Nazizm ve Hitler ile ilgili Almanya’da hâlâ her yıl birkaç kitap çıkıyor, onlardan birini şöyle karıştırmak, sandık mucizesini öğrenmeye yeter.
Benzin rekoru
YIL 2002, AKP iktidara geliyor, benzinin litresi 1 lira 64 kuruş, o günkü dolar hesabıyla 1 dolar bile değil, 98 cent.
AKP on yıldır iktidarda. Son zamla birlikte, benzinin litresi 5 lira 3 kuruş, dolar hesabıyla 2 dolar 58 cent. Dünyanın en pahalı benzini. Başka hiçbir ülkede bu kadar pahalı benzin yok.
Her yüz liralık benzinin 62 lirası vergi, yani dolaylı vergi, dünyanın en adaletsiz vergi türü AKP’nin baş tacı.
Borç rekoru
AKP ile birlikte, “uçan ekonomiden”, uçan rakamlardan birkaç örnek:
İç borç: AKP döneminde iki buçuk kat artıyor, 233 milyar doları buluyor.
Dış Borç: AKP döneminde 2.7 kat artıyor, 350 milyar doları buluyor.
Kişi başına düşen dış borç: AKP döneminde kişi başına düşen dış borç miktarı yine almış başını gidiyor. On yıl önce kişi başına 1.963 dolar dış borç düşerken, bugün 4.615 dolar düşüyor. Hepimiz elin oğluna çok daha borçluyuz, AKP’nin “uçan ekonomisi” sayesinde.
Faiz lobisi: Bu lobinin asıl sahibi AKP. Sadece geçen yıl Türkiye’ye sıcak para getiren yabancılar her yüz dolarda 63 dolar kâr sağlıyor. Türkiye onlar için bir cennet.
|